Felsefecilerin daha çok üzerinde durduğu akıl tutulması son zamanlarda milletin geneli için de tartışılmaya başlandı.
Felsefecilerin daha çok üzerinde durduğu akıl tutulması son zamanlarda milletin geneli için de tartışılmaya başlandı. Alman yazarının ülkesinden kaçmasına neden olan bu kavram, aslında bireysel olarak düşünüldüğünde gün içerisinde sıklıkla rastlanan ve yaşanan bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.
İnsanın aklı bazen tutulur. En sık rastlanan akıl tutulması, unutkanlıktır. İşte anahtarlar, telefon, çanta ve benzeri kişisel eşyalar bir yerlerde unutulur hep. Gün içerisinde beynin-aklın yaşadığı sıkıntılar, odaklandığı konular, bazı kişisel eşyaları bir yerlerde sürekli unutturur. Bazen de insanların düşünce yetisi kilitlenir kalır.
Milletin muhakemesinin gelişmesi gerekiyor. Memlekette meydana gelen pek çok gelişme hakkında fikir gelişmiyor.
Maden kazaları yaşanalı daha iki sene oldu. Hepsi unutuldu gitti. Sorumlular hakkında neler yapıldı bilen yok.
Ergenekon, balyoz ve benzeri operasyonlar, operasyonlarda görev alanlar, operasyona destek verenler unutuldu gitti.
17/25 aralık operasyonları, komplolar, ayakkabı kutularında milyonlarca avro ve dolarlar bulundu unutuldu gitti.
Memleketin insanı sanki hipnoz edilmiş gibi, geçmişe yönelik hafıza ile günümüzde yaşanılan gelişmeleri muhakeme etmede güçlük çekiyor.
Demokratik açılım hikayeleriyle terör örgütünün güçlenmesine neden olan iktidar sahipleri, şimdilerde birilerine terörist kavramını yapıştırmaya çalışıyor.
Demokratik açılım ve çözüm süreçleri çerçevesinde, devletin güvenlik güçlerine kalleşçe kurşun sıkmış, yüzlerce ocağa ateş düşürmüş teröristler Habur sınır kapısından davullu zurnalı karşılandı. Unutuldu gitti. Bizzat pyd’ye yardıma giden bu ekipler devlet yetkililerinden izin almışlardı.
Bir aydan beri döviz ve altın fiyatları hop hop zıplıyor. Belli ki ihracatın ithalatı karşılama oranı iyice düştü. Üretmeyen tüketen bir devlet haline geldik. Doların yükselmesini dış güçlere, ABD’nin kirli oyunlarına bağlayanlar oluyor. İyi de savaştaki Suriye’nin parası, bizim paramız karşısında nasıl değer kazanıyor? Bunu da mı dış güçler yapıyor?
Uzun süredir hemen bütün dünya salgınla mücadele ediyor. Çok iyiyiz derken dünyada vaka sayılarında ilk ona giriverdik. İktidar sahipleri kimi kandırdı? Çok iyiyiz, sağlık sistemimiz herkesten iyi derken sonuçta çok iyi olmadığımız ortaya çıkıverdi.
Salgınla mücadele kapsamında Atatürk Havaalanının milyarlarca dolarlık pistleri tahrip edildi, kullanılamaz hale getirildi. Sahra hastanesi dediğin salgında kullanılmak üzere yapılır. Ne oldu? Bitti mi? Hayır. Hedef neydi? Atatürk ismini silmek.
Ekonomi büyümüş. İşsizlik düşmüş. İnsanda biraz akıl olsa, hizmet sektörünün durma noktasına geldiği ve yüzbinlerce çalışanını işten çıkardığı bir dönemde ekonomi büyür mü? İşsizlik azalır mı? Elbette hayır. Hem de kocaman bir hayır.
Elektrikli traktör bu sene üretime geçecekti. Geçenlerde açılan bir maden tesisinin pillerini yapacağı söylendi. Bir parçası tamam. Geri kalan 5000 parça? Yapılır elbet değil mi?
Millet olarak bir akıl tutulması mı yaşanıyor? Yoksa milleti hipnoz edip yalanlarla aldatmaya mı çalışıyorlar belli değil.