Kısa adı Sincan olan Uygur Özerk Bölgesi, Çin'in kuzeybatısında yer alıyor. Çincede yeni sınır anlamına geliyor.
Kısa adı Sincan olan Uygur Özerk Bölgesi, Çin'in kuzeybatısında yer alıyor. Çincede yeni sınır anlamına geliyor.
Toplam yüzölçümü 1,66 milyon kilometrekareyi geçiyor. Türkiye’nin iki katından büyük. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Çin'in yüzölçümü bakımından en büyük eyaletidir. Kuzeyde ve batıda sekiz ülkeyle sınırı olan bölge, 5400 kilometreyi geçen sınırıyla Çin'in en uzun sınırına ve en çok sınır kapısına sahip bölgesidir.
1930’lu yıllarda, başlatılan bağımsızlık hareketleri, 1933'de Kaşgar'da Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetinin ilanıyla sonuçlanmış, ancak kısa sürede Çin tarafından işgal edilmiştir. 1944-1949 yılları arasında Sincan'ın kuzeyinde bugünkü Kazak Özerk Bölgesi'nde Sovyetler Birliği'nin desteğiyle ikinci Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti yeniden kurulmuş, Çin ordusunun Sincan’a girmesiyle bağımsızlık sona ermiştir. Çin işgalinden sonra 1955 yılında Sincan eyalet statüsünden çıkarılarak, özerk bölgeye dönüştürülmüştür.
2015 yılı sayımlarına göre 23 milyon olan nüfusun, 11 milyonu Uygurlardan oluşmaktadır.
Çin uzun yıllardan beri bölgedeki Uygur ve Kazaklar başta olmak üzere Müslümanlara karşı pek çok insan hakları ihlali gerçekleştirmiş ve bu durum da insan hakları örgütlerince sık sık raporlara geçirilmiştir. Özellikle bölgede Çin nüfusunu artırmak için, Müslüman Uygurlara sürekli baskı uygulamıştır.
Doğu Türkistan'da Uygurlara karşı pasaport verme zorlaştırılmıştır. Doğu Türkistan'da birlikte namaz kılmak, dini giysilerle iş yerlerine gitmek, kadınların başörtüsü takması ve kişinin İslam dini mensubu olduğunu gösteren diğer sembolleri kullanması suç sayılmaktadır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi üyesi 22 ülke, Çin'in Sincan bölgesindeki Uygur Türklerine uyguladığı baskıyı eleştiren bir mektup yayınlamıştır. Mektupta, Uygurlara yönelik geniş çaplı gözaltı kamplarında yapılan işkencelere, denetleme ve sınırlamalara dair haberlere yer verilmiştir. BM uzmanları ve insan hakları grupları, Çin'in yaklaşık bir milyon Uygur ve diğer Müslümanları kamplarda tuttuğunu belirtmektedir.
Avustralya'nın Melbourne kenti, Çin'in Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlalleri karşıtı protestolara sahne olmuştur.
ABD Temsilciler Meclisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türklerine yönelik baskı politikalarından dolayı Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını oybirliği ile kabul etmiştir.
Memlekette iktidar sahipleri, Çin’deki zulümlere ses çıkartmıyorlar. Geçen sene Haziran ayında İYİ Parti tarafından hazırlanan ve 22 milletvekilinin imzasını taşıyan Doğu Türkistan araştırma önergesi, AK Partili vekiller tarafından ret edilmişti. Oylamada MHP çekimser kalmıştı. Bizi kınayan Araplara ağlayan iktidar sahipleri, Uygur Türkleri için kıllarını kıpırdatmamaktadır.
Dünyanın 1 numaralı futbol kulübü Barcelona'nın yıldızı Antoine Griezmann geçen hafta anlamlı bir harekete imza attı. Fransız futbolcu, Huawei firmasının, Çin'in Uygur Türklerine yönelik yüz tanıma sistemi geliştirilmesine yardımcı olduğu iddiası üzerine şirketle yollarını ayırdı.
Griezmann, Instagram hesabından yaptığı açıklamada, "Huawei şirketinin, yüz tanıma yazılımı kullanarak 'Uygur alarmı' denilen sistemin geliştirilmesine katkıda bulunduğuna dair çıkan kuvvetli şüphelerin ardından firmayla ortaklığımı derhal sonlandırdım. Huawei'yi, yalnızca bu suçlamaları reddetmeye değil, bu kitlesel baskıyı kınamak için mümkün olan en kısa sürede somut adımlar atmaya ve insan haklarına saygı duyulmasına katkı sunması için etkisini kullanmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.