Haberlere bakıyorum trend olanı: “Virüsün mutasyona uğradığı…”

Haberlere bakıyorum trend olanı:
“Virüsün mutasyona uğradığı…”
.
Geçenlerde Onsekiz Mart Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Baş Hekimi sevgili hocamız Muammer Karaayvaz ile bir röportaj yapmıştım.
.
Bu röportajın bir kısmı gazetelerimizde yayımlandı ancak tamamı Gold Prestige Dergimizin Aralık sayısında yayımlanacak.
Takip etmenizi tavsiye ederim.
.
Hocam orada şöyle demişti:
“Bu virüs yaşamak istiyor. Bulaştığı canlılarda yaşamını sürdürmek için mutasyona uğramak zorunda. Yıllar içinde grip virüsü haline dönüşüp, artık zararsız hale gelecektir” mealinde cümleler kullanmıştı.
.
“Mutasyon” dediğimiz şey virüs için budur.
Bilim adamlarının dediği şu:
O da bir canlı.
Yaşamak için savaş veriyor.
Bulaştığının yaşamına son vermesi aslında onun isteği değil.
Sadece bizi tanımaya çalışıyor.
İki canlı birbiri ile yaşamayı öğrenince sorun kalmayacak.
.
Ortalıkta saftirik, saftirik gezen ve korkulu rüyamız şeklinde cirit atan virüs:
Aşıların yayılması ve güçlenmesi ile kendisine bir çeki-düzen verecektir.
.
Bize lazım olan zamandır.
.
Hocama sordum:
“Hocam ne zaman kurtulacağız?”
Cevabı şöyleydi:
“Bana göre 2022 yılının mart ayında son bulacak gibi…”
.
Sıkın dişinizi az kaldı…
 
***
Geçenlerde sanal dünya ile ilgili bir yazı yazmıştım.
.
Sanal eğitim,
Sanal alışveriş,
Sanal sohbet,
V.s.
.
Ama böylesi ilk defa oldu.
.
Çankırı’da özel bir ofiste çalışan 30 yaşındaki harita mühendisi Kadir Burak Özel ile 25 yaşındaki mimar Afife Nur Özkan, hayatlarını birleştirmeye karar vermişler.
.
Ama kız isteme şeklinde gelişecek merasimde ailelerin Pandemi dolayısı ile bir araya gelmesi mümkün değil.
.
Belki de kızı vermek istemeyen babanın bahanesiydi o ayrı.
.
Ama “Hem ağlarım, hem giderim” diyen gelin adayı kızımız hemen bir çözüm bularak sanal ortamda “Kız isteme merasimi” ayarlamış…
.
İnternet kanalıyla sohbet programı ile bağlanan ailelerden erkek tarafı “Allah’ın emri…” şeklinde başlayan cümlelerle merasimi başlatmış.
.
Kolonya ikramı ve kahve sunumunun yapılamadığı kız isteme başarıyla gerçekleşmiş.
.
Şimdi buradan girişimci ruhu taşıyanlara bir fikrimi söylemek istiyorum.
Belki yaparlar ve iyi para kazanırlar.
.
“Kızı veriyorsan ‘E’ tuşuna, vermiyorsanız ‘H’ tuşuna basınız” şeklinde çalışan bir program yapılabilir aslında.
.
“E” tuşuna basıldığında:
Erkek evini kapısında bekleyen “Evlilik Programı” elemanları ellerindeki kahvelerle içeri girerek damada “Tuzlu Kahve” ikramı yaparlar.
Kız evinin kapısında bekleyen elemanlar ise ellerindeki altın bilezikleri kayınvalide adına gelin adayının koluna takarlar.
.
“H” tuşuna basıldığında ise merasim iptal edilir ve program için talep edilen paranın yarısı tahsil edilir.
.
Nasıl?
İyi fikir değil mi?
 
***
Pandemi öncesi “Gezen tavuk” oldukça revaçtaydı.
Sebebi ise:
Kümeste yetişen tavukların hormonlarla şişirildikleri ve 2 aylık piliçlerin daha kemikleri bile gelişmeden kıkırdak şeklinde piyasaya sürülmesi ile sağlık sorunlarının oluşabileceği söyleniyordu.
.
Ama gezen tavuk öyle miydi?
Gezerek kendi yemini bulan tavuk, normal şartlarda gelişiyor ve sağlıklı oluyordu.
.
Pandemi sonrası ise piliç alırken satıcıya sordum:
-“Bu gezen piliç mi?”
-“Evet efendim, gezen piliç…”
-“Peki gezerken maske takıyor mu?”
Satıcı afalladı.
Ne diyeceğini şaşırdı.
Şaka yapıp yapamadığımı anlamak için sürekli gözlerimin içine bakıyordu.
-“Kardeşim madem geziyor, o halde maske takması gerekmiyor mu?”
Satıcı cevap veremedi…
.
Peki sizce haklı mıyım?
Madem herkes için:
“Evde kal” deniyor,
O halde tavukları için de:
“Kümeste kal, gezme…” demek gerekmiyor mu?