Kadın ve şiddet ne hikmetse memlekette yan yana anılır oldu. Son on sekiz yılda kadın cinayetleri dört kat arttı. Son on sekiz yılda nüfus bu kadar artmadı ama kadın cinayetlerinin artmasının sebebine
Kadın ve şiddet ne hikmetse memlekette yan yana anılır oldu. Son on sekiz yılda kadın cinayetleri dört kat arttı. Son on sekiz yılda nüfus bu kadar artmadı ama kadın cinayetlerinin artmasının sebebine inecek uygulamalar ve politikalar hala belli değil.
İstanbul sözleşmesinin önce yanında duran sonra da yobazların baskısı nedeniyle yan çizen idareciler kadın taciz, tecavüz ve cinayetlerinin önlenmesini başaramadı. Başaramadığı gibi katlanarak artmasına neden oldu. Yıl bitmeden kadın cinayetleri beş yüze doğru yürüdü.
Ülkemizde her yıl yüzlerce kadın, kadına yönelik şiddet eylemleri neticesinde hayatlarını kaybetmektedir.
Bu yılın ilk on ayında 453 kadın cinayete kurban gitti. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi verilere göre, kadın cinayeti olarak kayıtlara geçen ölümlerin en çok görüldüğü ilk üç kent; 37 kadın ölümü ile İstanbul, 19 kadın ölümü ile İzmir, 13 kadın ölümü ile Antalya oldu.
Şüpheli kadın ölümlerinde de ilk sırayı 19 ölüm ile İstanbul aldı. Onu 18 kadın ölümüyle Antalya, 11’er kadın ölümüyle Diyarbakır ve Aydın, 10 kadın ölümüyle Mardin izledi.
Medyaya yansıyan bilgilere göre, 2020 yılının ilk 10 ayında kadınların %38’i evli olduğu erkek ya da eskiden evli olduğu erkekler tarafından, %18’i tanıdık veya akraba, %16’sı birlikte olduğu erkek tarafından öldürüldü.
Medya taramasından edinilen veriye göre, kadınların %58’i ateşli silahla, %27’si kesici aletle, %6,6’sı boğularak, %3,5’ı darp edilerek öldürüldü. Öldürülenlerin geri kalanı nasıl öldürüldü tespit edilemedi.
Kadın cinayetlerinin yarısından fazlası evlerinde işleniyor. Üçte biri ise herkesin gözü önünde, sokakta, parkta, kuaförde, işyerinde öldürülüyor. Cinayete kurban giden her on kadından birinin nerede ve nasıl öldürüldüğü bilinmiyor.
Türkiye’de kadın cinayetlerinin yarısından fazlası, kocaları, eski eşleri veya birlikte olduğu erkekler tarafından işleniyor. Bunun çözümü çok zor olmasa gerek. Eşleri kurslara tabi tutmak, sertifikaya mecbur etmek, en azından yarıya indirir. Çünkü kanunlar yeterli gelmiyor demek ki. Yine kadın cinayetlerinin önemli bir kısmında akraba, özellikle erkek kardeşler ve tanıdıklar rol oynuyor. Özellikle töre adını verdikleri, insan haklarına, dine, diyanete aykırı çakma kurallar ne yazık ki hala kadın cinayetlerinde önemli rol oynuyor.
Kadın cinayetlerinin artmasının nedenleri hala tam olarak araştırılmıyor. Ekonomik sorunlar, eğitim sorunları, bilişim sorunları gibi yuvarlak ifadelerle geçiştirilmeye çalışılıyor. Oysa her gün iki kadınımız cinayete kurban gidiyorsa, onlarcası her gün bir tacize, bir saldırıya maruz kalıyorsa iktidarın birinci gündemi olmalıdır. Süslü cümlelerle, kadınların gazını almanın hiçbir faydası olmuyor ki, her geçen gün kadına yönelik şiddet eylemleri artıyor.
Kadınları hunharca öldürebilen erkekler, ne yazık ki yine bir kadın tarafından yetiştirilmektedir. Anne eğitimi bu konuda kaçınılmaz görünüyor. Diğer taraftan kamu vicdanını sızlatan mahkeme kararlarını alanlara da hesap sormak gerekiyor. Cinayetleri işleyenlerin yarıdan fazlası sabıkalı.