Kanal D’de yayınlanan “Ben bilmem eşim bilir” adlı yarışma programı var, bilirsiniz...
Kanal D’de yayınlanan “Ben bilmem eşim bilir” adlı yarışma programı var, bilirsiniz...
Çiftler birbirleriyle yarışarak arabaya kazanmaya çalışıyorlar.
.
İlgi ile izlenen programı tiyatro sanatçısı İlker Ayrık sunuyor.
.
Bu programın alt metninde:
Kadın-erkek ilişkileri yatıyor aslında.
.
Hırsı ön plana çıkan çiftlerden özellikle kadınların inanılmaz davranışları, izleyenleri kırıp geçiriyor.
Programın reytinglerini yükselten de onlar zaten…
.
Bu durumu İlker Ayrık şöyle anlatıyor:
“Kadınlar çok şaşırtıcı. Erkeleri anlıyorum, çünkü ben de bir erkeğim. Balta gibiyiz. Siyah ve beyaz var, arada gri yok. Ama hanımefendilerde, kadınlarda o kadar çok gri var ki…” diye başlıyor anlatmaya.
.
“Bir erkeğin, bir kadını anlaması için, kafasının bu kadar çok çalışması için, birkaç çağ atlaması lazım… Tecrübeyle sabit…”
.
“Kadın ve erkek yarışmaya aynı hırsla başlıyor. Fakat erkek daha sonra oluruna bırakırken, kadın hırsla devam ediyor…”
.
“Genelde gözlemlediğim şöyle bir şey var: Aslında kadın arabayı kaybettiğine değil, rakibinin kazandığına üzülüyor…”
.
“Erkeklerin fabrika ayarlarında: 3 dakika kendince Show yapmak var. Kısaca hava yapacaklar ve sonunda karısından ‘Özür dilerim karıcığım, biraz abarttım’ diyecek. Ancak kadınların fabrika ayarlarında bunu adama yaptırmamak var…”
.
Adam kitapçıya girmiş ve tezgâhtaki kadına sormuş:
-“Kadınları anlamak sanatı diye bir kitap var mı?”
-“Kadın cevaplamış:
-“Bilmiyorum ama varsa da kesinlikle ‘Büyüklere Masallar’ kısmındadır. Oraya bakabilirsiniz…”
.
Esenyurt’ta bir market zinciri müşteri çekmek için “Ucuz Tencere” kampanyası başlatmış.
.
Bunu duyan tüm kadınlar sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak öylesine hücum etmişler ki, polis müdahale etmek zorunda kalmış ve korona virüs salgın kurallarını hatırlatarak sırayı düzenlemiş...
.
“Alışveriş, ucuzluk, indirim” gibi cümleleri duyan kadınların virüsü bile takmamalarına hangi bilim dalı açıklık getirecek bilmiyorum.
.
Meşhur:
“Kadınlara gökte düğün var deseniz, merdiven dayamaya kalkar” lafı bu yapılanlarla aynı kategoridedir.
.
Mahallede, iş yerinde her ne kadar “Kazak” görünmeye çalışan erkekler varsa da, aslında evde “Kuzu” oldukları bilinir.
.
İşte bunları ispat edecek bir örnek haber:
“Antalya’nın Manavgat ilçesinde sokağa çıkma kısıtlamasında alkollü araç kullanırken yakalanan Zafer Soğancı, trafik ekiplerine ‘Ben böyle bir şey yapmazdım komutan. Avratla evde kavga ettim, öyle dışarı çıktım’ diyerek kendini savundu. Soğancı’ya toplam 5 bin 854 TL ceza uygulandı, ehliyetine 6 ay süreyle el konuldu.”
.
Be adam, madem kavga ettin sen niye çıktın?
Şuna güzelce “Karım evden kovdu” desene.
.
Büyük ihtimal:
Evde içki içmene kızan kadın, seni evden kovdu.
Sen de içkinin de tesiriyle sokağa fırladın.
Hem maske takmamak,
Hem kısıtlamada sokağa çıkmak,
Hem de içkili araba kullanmaktan olanca cezayı yedin.
.
Bundan çıkarılacak ders:
“Sen sen ol, karınla iyi geçin, onun dediğini yap…”
.
***
Eh buraya kadar kadını anlamak ile ilgili bir şeyler yazmaya çalıştım.
Ama ne yazık ki anlatamadım.
Öyleyse fıkralarımla anlatayım…
.
Şehrinde çok kılıbık erkek bulunduğuna inanmayan Padişah bu konuya aydınlık getirmek ister ve şehrin bütün erkeklerini toplatarak: “Meydana iki çadır kurdurdum, biri siyah biri beyaz; Karısından korkan, dayak yiyen, laf geçiremeyen beyaz çadıra. Karısından korkmayan her gün döven, yani taş fırın erkekleri siyah çadıra girsin…” der.
Erkeklerin hepsi light çıkar ve beyaz çadıra girer.
Sadece bir erkek siyah çadıra girer.
Padişah sevinir:
-“Oh be, nihayet bir delikanlı çıktı; Hele getirin şu taş fırın erkeğini de tebrik edeyim”
Adam gelir, Padişah sorar:
-“Helal sana, nasıl oldu da girebildin o çadıra?”
-“Padişahım karım sıkı sıkı tembih etti.
‘Bana bak! Sakın kalabalığa girme’ diye sıkı sıkı tembih etti…”
***
Adam üşenmeden oturmuş Kılıbık şiiri yazmış, çok beğendim size de ulaştırmak istedim…
.
Hanımım ne söylerse,
Çıkmam onun sözünden,
Ne arzu ettiğini,
Keşfederim gözünden.
.
Saygı gösterip ona,
Sabah erken kalkarım,
Ortalığı süpürür,
Sobamızı yakarım.
.
Çayımızı hazırlar,
Soframızı kurarım,
Bu arada uyanır,
Sultanlar gibi hanım.
.
İbriği tası alıp,
Eline su dökerim,
Hizmetimi beğenir,
Takdir eder şekerim.
.
Evi badana eder,
Duvarları sıvarım,
Elimden her iş gelir,
Tahtaları ovarım.
.
Sinirliyim titizim,
Terstir biraz damarım,
Yırtık sökük gördüm mü?
Hemen alır yamarım.
.
Sporu çok severim,
Salıncağı sallarım,
Çocuk doğdu doğalı,
İdmanlıdır kollarım.
.
Biraz müşkülpesendim,
Her yemeği yiyemem,
Gururluyum hanıma,
Şunu pişir diyemem.
.
Ev işine karışmam,
Herkes gibi aşırı,
Haftada bir yıkarım,
Biriken çamaşırı.
.
Kimseye boyun eğmem,
Temizlerim ocağı,
Misafir günümüzde,
Toplarım dört bucağı.
.
Hanıma fincan cezve,
Getirdim Kahire’den,
Kahve pişirmem için,
Çağırır daireden.
.
Dalar karıştırırsam,
Şekerliyle sadeyi,
Oklavanın altında,
Veririm ifadeyi…