Ey hırsızoğlu, hırsızlar…

Ey hırsızoğlu, hırsızlar…
Siz de hiç utanma yok mu?
Siz hiç insanlıktan nasibinizi almadınız mı?
Yüreğinizde minnacık bir acıma duygusu yok mu?
Çoluğunuz, çocuğunuz yok mu?
Bu hırsızlığınızın onlardan da çıkacağını,
Diğer dünyada hesap vereceğiniz,
Hiç mi aklınıza gelmez…
Dünyanın tüm lanetleri üzerinize olsun…
.
Sevgili okuyucularım,
Şu pazar günü sizlere güzel güzel yazılar yazmak varken, harami soyundan gelme şerefsizlerin kahrolası yüzlerinden dolayı, küfürlü, lanetli yazılar yazmak zorunda kalıyorum ya, ona kızıyorum.
.
Sevgili polis kardeşlerim!
Ne yapın,
Ne edin,
Sabahınızı gecenize,
Gecenizi, sabahınıza ekleyin ve şu hırsızları yakalayın lütfen.
.
Peki neydi beni böylesine kızdıran olay?
.
Adam ilan verecek hali yok,
Millete nasıl duyursun?
Açmış sosyal medyayı,
Yazmış faceye, ağzından döküldüğü gibi.
.
Bakın yazdıklarına:
“Arkadaşlar, 5 günden beri evimin önünden (Keşan’daki) arabam çalındı. Bu o.. çocuklarını tanıyan gören var mı? Artık araba çalmaya başladılar ama elbet bir gün adalet yerini bulacak. …. (burayı yazamadım, zira küfürlü). Bu arabayı gören bilen olursa valla 2000 lira vereceğim. Benden bir yemek yesinler.
Tel: 05533264244”
.
İşte arabası da bu:
Yahu arabayı satsan masrafını karşılamaz.
Yazıktır,
Günahtır.
.
Hırsızlığın da bir şerefi vardır.
Gidip garibanın arabasını çalmak, ayıpoğlu, ayıptır.
Derhal geri getirip yerine koyun…
 
***
Bizim iktidar “Uzaya gideceğiz, çalışmalar başladı” filan diyerek sürekli sallıyor.
O kadar otoyol, köprü yapacağımıza gerçekten uzaya gidip, asteroit avlayan bir avcı uzay gemisi yapsaydık, köşeyi dönmüş ve dünyanın lideri olmuştuk bile.
.
Ama nerde biz de bu ileri görüş.
O sebeple herkes, 100 sene sonrasını görebilen Atatürk olamıyor.
.
Bugün Pazar.
“Size uzay yazısı yazmadan olmaz” diye düşünürken bu habere rastladım.
.
Bakın haberi okuyun ve ağzınız sulansın:
“Nasa’nın Hubble teleskopu, küresel ekonominin 70.000 katına değer olan nadir bir metal asteroidi yakaladı…”
.
10.000 katrilyon dolar eden bu Psyche adlı asteroiti, bu kadar değerli yapan ise:
140 mil çapında olması,
Ve tamamen demir ve nikelden yapılmış olmasıymış.
.
“Küresel ekonominin 70.000 katı değerindeki” uzay mücevheri bu asteroiti ele geçiren, dünyayı da ele geçirecek gibi duruyor.
.
Şimdi anladınız mı size neden “Paraları otoyola, köprüye gömmeyin uzaya gidin” dediğimizi…
.
Uzayın nimetlerinden faydalanma zamanı geldi de geçiyor…
 
***
Bir uzay fıkrası yakışır buraya:
NASA uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş.
Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylık ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş.
Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış.
Atmosfer aşıldıktan sonra Temel’in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş.
Maymunun görevleri: “Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek...” diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış şöyle yazıyormuş:
“Maymunu iyi besle!”