2020’ye girerken böyle bir yıl geçireceğimizi asla bilemezdik ama maalesef ummadığım taş baş yardı, her şey yaşadık görmediğimiz ne kaldı bilmiyoruz.
2020’ye girerken böyle bir yıl geçireceğimizi asla bilemezdik ama maalesef ummadığım taş baş yardı, her şey yaşadık görmediğimiz ne kaldı bilmiyoruz.
Deprem, sel, virüsün yanında ülkemizde Tsunami bile gördük, bir bitmedi dedik. Ama bitti, her şey gibi her kötü durum gibi acılar gibi, 2020 Sanki felaketler yılı oldu.
Hayatta başımıza gelmeyen her şey bu yıla geldi. Umarım başımıza gelmeden atlatırız dedik ve sonunda atlattık. Yine bir süre geçsin istiyorum tereddütlüyüm, ama şunları söyleyebilirim yeni yıla girerken felaketlerin yılı olarak anılmaması 2020 bizi hepimizi bu dünyayı çok yordu. 2021 Yaraların ve umudun yılı olmasını ümit edelim, kavgaların küslüklerin, hizipleşmelerin değil de anlayışın ve beraberliğin yılı olmalı, Allah aşkına çok yorulmadık mı? Kötü sözlerden, kutuplaşmadan nefret dilinden ayrımcılıktan ve nicelerinden sakince birbirimizin lafının sonunda ne diyeceğiz diye beklemenin ötesinde karşımızdaki ne diyor, ne anlatıyor diye dinlediğimiz, anlattıklarında samimi mi? Ben onu anladığım konusunda samimi miyim? Sorularına artık cevaplar bulduğumuz bir yıl olur umarım, bence artık bunları yapmamın zamanı geldi. 2020 bunları düşündüğümüz yıl oldu.
Peki ama 2021 ne yılı olacak bence her şeye rağmen umudun Hastalığa karşı sağlığın, nefrete karşı sevginin, anlayışsızlığa karşı anlayışın, Cehalete karşı bilginin ve karanlığa karşı aydınlığın yılı olmasını umuyorum, Yani, en başta UMUDUN, Nazım Hikmetin dediği gibi Umutsuz Yaşanmıyor.