Etrüskler, İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve Milattan Önce 6. Yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş halk olarak bilinmektedir.
Etrüskler, İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve Milattan Önce 6. Yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş halk olarak bilinmektedir. Antik Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanmışlardır. Yunanlılar da Tyrrhen, Tyrsen isimlerini kullanmışlardır.
Kendilerine Rasena diyen Etrüsk halkının bir kısmı ve oluşturdukları kültürün önemli bir kısmı Roma İmparatorluğu içinde kaybolmuştur.
Etrüskler İtalya’da yaşadıkları dönemde diğer halklara göre çok daha yüksek bir uygarlık düzeyine sahip olmuşlardır. Roma uygarlığının, Etrüsk mitolojisindeki ilahlardan, hukukundan yol yapım tekniklerine kadar hemen her alanda köken aldığı arkeolojik bulgularla kanıtlanmıştır.
Etrüsklerin dini, Romalı yazar, düşünür ve devlet adamı Cicero’nun belirttiği gibi, vahiy edilmiş bir dindir ve 12'li sistemi temel alan bir seçilmişliğe dayalı örgütlenmeleri vardır.
Yunanlı tarihçi Herodot’a göre Etrüskler Anadolu’dan, ekseriyetle Lidya’dan göç etmişlerdir. Pek çok tarihçiye göre de Etrüskler ile Truva başta olmak üzere Anadolu uygarlıkları arasında yüksek ilişkiler bulunmaktadır. Geleneksel yaşam tarzları Etrüsklerin Anadolu kökenli olduklarını göstermektedir.
Etrüsklerin kökeni hakkında Herodot'un verdiği bilgiler modern tarihçi ve arkeologlar tarafından pek kabul görmemektedir. Herodot Etrüsklerin İtalya’ya deniz yoluyla gittiklerini belirtmektedir. 2004 yılında Turin Üniversitesinden, Alberto Piazza tarafından yapılan genetik çalışmaya göre Milattan Önce 7. ve 3. yüzyıllar arasında yaşamış Etrüsklere ait 80 iskelet incelenmiş ve DNA örnekleri araştırılmıştır. Bu çalışma Etrüsklerin Türkiye’den İtalya’ya göç ettiklerini net bir şekilde ortaya koymuştur.
Etrüsk sözlü dili üzerinde pek çalışılmamıştır. Eserlerinin önemli bir kısmı çok sayıda tablet müzeden çalınmıştır.
Etrüsklerden günümüze birkaç anıt ve Latin yazarları tarafından yapılan alıntılar dışında fazla yazılı eser bulunmamaktadır. Etrüsk dilinde yazılı eserlerin bir kısmı grafitti halindedir; bir kısmı da, yalnızca ana baba, koca adını, çocuk sayısını bildiren mezar taşlarından ibarettir.
Etrüskler ezoterik değerlere önem vermişlerdir. İnisiyatik örgütlenme de bunu göstermektedir. Bilgiler daha çok nesilden nesle sözlü olarak aktarılmıştır. Gizliliğe de büyük önem vermişlerdir. Etrüsklerin ilhama dayalı gerçek din kitapları hâlen keşfedilememiştir.
Etrüsk dili iyi incelenmiş olan Hint-Avrupa dili ailesinden değildir. Türkçedeki gibi hece eklemeli bir dil yapısına sahiptir.
Etrüsk yazıları dilbilimciler tarafından hâlen çözülememiştir. Etrüsk dili 22 sesten oluşmaktadır ve esas olarak 22 harfli bir alfabeye sahiptir. Kimi Etrüsk yazıtları soldan sağa, kimi Etrüsk yazıtları ise sağdan sola doğru yazılmıştır.
Esas mesleği İnşaat Mühendisi olan, ancak Ön-Türklerle ilgili yoğun araştırmaları bulunan Rahmetli Kazım Mirşan, Etrüsklerden kalan en önemli anıt olan Cippos Kitabesini tam olarak deşifre ettiğini ve bu dilin Proto-Türk lehçesi olduğunu belirtmiştir.
Etrüskler bazı araştırıcılara göre Ege’den, bazılarına göre Orta Asya’dan İtalya’ya göç etmişlerdir. Ortak görüş ise Yunanlıların Truva ve Lidyalılara saldırı sonrası Batı Anadolu’dan göç ettikleri yönündedir.