Yeni yılla birlikte benim yazı şeklimde değişti fark ettiyseniz.
Yeni yılla birlikte benim yazı şeklimde değişti fark ettiyseniz.
Evvelden uzun bir sütun halinde olan köşe, şimdi “Ayder Yaylası” gibi tüm sayfayı kapladı.
.
Sebebi sizlerle daha çok vakit geçirme isteğim.
Bazen öyle konular geliyor ki köşe yetmiyor,
Bazen de yazacak konu bulamıyorum.
“Sen illa bir şeyler bulursun” ısrarları sonucu “Tam sayfayı işgal” planımı harekete geçirdim.
.
Cumartesi günü uzaylılarla ilgili yazdığımdan (ki adamlar hiç rahat durmuyor. ‘Komutan Rogar bir cisim yaklaşıyor’ mantığı ile sürekli bize yaklaşan bir cisim var) pazar günleri sohbet havasında güzel hikâyeler, fıkra ve karikatürlerle size ulaşmak istedim.
.
Hatta bulmaca merakımdan bir tane de “Çengel Bulmacayı” umumi istek üzerine hazırladım.
.
Gelelim genelde sosyal medyada okuduğum ve hoşuma giden Suat Özge’den alıntı hikâyemize:
Zenginliğiyle ünlü bir adam lüks bir mağazaya girip kıyafet reyonunun önünde dolaşmaya başlar.
Çeşit çeşit elbiselere bakıp denerken elindeki para dolu çantasını da kıyafetlerin arasında unutuverir.
Tam beğendiği kıyafetleri kasaya götürüp ödeme yapacağı sırada, cüzdanını çıkardığında gelir aklına çantası.
İçindeki korkuyla biranda öyle bir hale bürünür ki, adeta canavarlaşır.
Zira çantasının çalındığından şüphelenmektedir...
Tezgâhtarlar, temizlik görevlileri, müdür dâhil herkesi sıraya dizer ve bağırıp çağırarak tehdit etmeye başlar.
Hırsızlıkla suçlamaktadır herkesi.
Ya çantası gelecektir ya da polise gidecektir.
Davacı olacağını da belirtir.
Tabi tüm bunları yaparken de çalışanların tümünü karalayacak ağza alınmayacak onca laf söylemiştir.
Herkes işlemediği bir suç yüzünden de olsa adamın tehditlerinden korkmuştur.
Zengin olması, ünlü biri olması tüm bu yaygarayı yapmasına elbette haklı bir sebep değilken adam işi iyice abartıp tüm çalışanların dolaplarına dahi bakar...
Yarım saat sonra mağaza çalışanlarından genç bir genç elindeki çantayla elbise reyonu tarafından çıkagelir koşarak.
Zengin adama çantasını uzatarak,
-“İki şey kaybetmiştiniz birini bulduk efendim” der.
Adam çantasını bulmanın sevinciyle gülerek sorar.
-“Sadece çantam kayıptı, bulamadığınız başka neyim olabilir ki?”
Genç adam, yaptığı onca rezilliğe umursamaz bir tavır ile sırıtan adama, buz kestirecek cevabı verir: “İnsanlığınızı...”
.
İşte bu sohbeti mühürleyecek Yusuf Tuna’nın meşhur şiiri:
Şu hayatta yaşayıp ecel tasını içti,
Sözde nice canlar geldi nice canlar göçtü.
Şu dünya içinden kimler geldi kimler geçti,
Ben ne insan gördüm, üstünde elbise yoktu,
Ne elbiseler gördüm, içinde insan yoktu.
Sevdiği ne ise onunla bir yol tuttular,
Bilmiyorum dünyada neye hizmet ettiler?
Hepsi şimdi ahrette, toprak olup gittiler,
Ben ne insan gördüm, üstünde elbise yoktu,
Ne elbiseler gördüm, içinde insan yoktu.
Kimi haram helal demedi yiyip içirdi,
Zengin olanlar malın ölçüsünü kaçırdı.
Fakir olan dert ile hayatını geçirdi,
Ben ne insan gördüm, üstünde elbise yoktu,
Ne elbiseler gördüm, içinde insan yoktu.
Gönül köşküne giderek taşınan olmadı,
Yüreği sevgi ile hiç aşınan olmadı.
İnan toprağın altını düşünen olmadı,
Ben ne insan gördüm, üstünde elbise yoktu,
Ne elbiseler gördüm, içinde insan yoktu.
Yusuf sana bunlar belki hayatta ders oldu,
Dünyada günahı olan cezasını buldu.
Şimdi bu cihanda adı bile unutuldu,
Ben ne insan gördüm, üstünde elbise yoktu,
Ne elbiseler gördüm, içinde insan yoktu.
***
1985 yılında vefat eden Meksikalı şifacı (Şaman) ve şair Maria Sabina’dan tavsiye:
“Güneşin ışığı ve ayın ışınları ile kendinizi iyileştirin, nehir ve şelalenin sesiyle.
Denizin sallanması ve kuşların çırpılmasıyla,
Nane, neem ve okaliptüs ile kendinizi iyileştirin.
Lavanta, güllük gülistanlık ve papatyayla tatlı.
Kendine kakao fasulyesi ve bir ipucu tarçın ile sarıl.
Şeker yerine çaya sevdayı koy, yıldızlara bakarak iç.
Rüzgârın sana verdiği öpücükler ve yağmurun sarılmalarıyla iyileştir kendini.
Çıplak ayakların yerde ve ondan gelen her şeyle sağlam dur.
Sezgilerinizi dinleyerek, alnınızla dünyaya bakarak her gün daha akıllı olun.
Daha mutlu yaşaman için zıpla, dans et, şarkı söyle.
Kendini iyileştir, güzel bir sevgiyle ve her zaman hatırla...
İlaç sensin.”