Ülkemizde ulusal kanallarda gösterilen dizi filmlerindeki şiddet temalı dizilerin sonuçları gelmeye başladı.

Ülkemizde ulusal kanallarda gösterilen dizi filmlerindeki şiddet temalı dizilerin sonuçları gelmeye başladı.
.
Salgın dolayısı ile alınan kısıtlama kararlarına rağmen şiddet eğilimleri ve buna bağlı sonuçlar artmaya başlamış.
.
Gazetelerden yayınlanan tablolara göre durum oldukça vahim.
.
Mafya özentili dizi filmlerin sürekli gösterimi sayesinde gençlerin de şiddete yönelmesi normaldir.
Her konuda adım attığını söyleyen iktidarımızın bu konuya ne zaman eğileceğini de merak etmiyor değiliz…
.
Gazetelerde verilen habere göre:
Yıl içerisinde 3 bin 682 silahlı olay basına yansımış.
Bu silahlı olayların:
3 bin 128’inde ateşli silahlar (bin 303’ü tüfek, bin 825’i tabanca),
554’ünde ise kesici ve delici aletin kullanıldığı görülmüş.
.
2020 raporunda;
2015 yılıyla kıyaslandığında:
Silahlı şiddet yüzde 69 artmış.
.
Bölgelere göre en çok artış:
İç Anadolu’da, yüzde 90,
Marmara’da yüzde 75,
Ege’de yüzde 71 artış yaşanmış.
.
Böyle gidersek hayatında silahla yaralanmayan kalmayacak…
 
***
AŞI PASAPORTU GELİYOR…
Aşı konusu dünyada konuşulmaya, tartışılmaya devam ediyor.
Vurulması bir yana, aşı sonrası ne yapılacağı da muamma.
.
Aşı olanla, olmayan arasında bir fark olmalı elbette.
İnatla “Ben aşı olmam” diyenin, elini kolunu sallayarak ortada gezmesi düşünülemez.
.
Bırakın kendi sağlığını, taşıyıcı rolü bile insanlığa sakıncalar yaratabilir.
.
Bu sebeple aşı olanın bir şekilde belirlenmesi gerekecek.
.
Bunun basit şekli “Aşı pasaportu” olarak ortaya konuyor.
.
Her aşı olanın yanında gezdireceği ve restoranlara gidebileceği, tiyatro ve sinemalara girebileceği, ulaşım araçlarına binebileceği ve hatta ülkeler arası seyahat edebileceği bir pasaport.
.
Madem kısıtlamalardan gına geldi, bizlerin de bir şeyler yapması gerekmiyor mu?
.
Madem aşı oluyoruz o halde tanıtım kartımızın da olması gerekmiyor mu?
.
Olay tamamen iyi niyete bağlı.
“Ben aşı olmam”,
“Virüs yok”,
“Bana ne?”
Şeklinde davrananlara da “Kusura bakma evde kalmaya devam et” formülü uygulanması normaldir.
.
Bu kadar lafın üzerine “Aşı vardı da biz mi vurulmadık” şeklindeki itirazlarınıza da diyecek lafım yok.
.
Çok sevgili iktidarımızın en kısa sürede tedarik edeceğini vaat ettiği aşıların ikinci partilerinin hala piyasada olmamasına karşılık söyleyeceğiniz her laf geçerlidir.
.
“Kardeşim bırak pasaportu biz daha aşı bulamadık” şeklindeki isyanınızı da yürekten anlıyorum…
 
***
ESNAFA YAZIK…
Kısıtlamalarda durumuna en çok üzüldüğüm esnaf olarak ilk sıraya Lokanta ve kafeleri görüyorum.
Tabi tiyatro sanatçılarını saymazsak.
.
Adamlara “Paket servisi hizmeti verin” şeklinde absürt bir uygulama önerildi.
Kırk yıllık lokantacı:
Nasıl müşteri bulacak?
Nasıl organize olacak?
Garsonunu ne yapacak?
Motor mu bulacak?
Eleman nerde?
Kafe sahibi:
Eve kahve mi götürecek?
.
Yazık,
Yazık,
Yazık…!
.
Yol üstü lokantalara serbest olup bulaşmayan virüs, şehir içindeki lokanta da mı bulaşacak?
.
Aynı tedbiri alacak olan esnaf, neden virüsten mağdur oluyor anlamış değilim?
.
Hani “Tedbir, tedbirdir” anladık ama hayat devam ediyor.
.
Gidin bir lokanta veya kafe sahibine sorun:
“Nasıl geçiniyorsun?” diye.
Anlatacakları, dram konusunda size tez yazdırır.
.
Buna çözüm bulun.
Sürekli yazıyorum,
Daha da yazacağım…
 
***
YENİ KONGRE VİRÜSÜ…
Bizler apartman toplantılarımızı kısıtlamaların “Yasak” kapsamında yapamazken,
AK Partinin kongrelerini yapması inanılır gibi değil.
.
Düğünler?
Yasak!
.
Odaların kongreleri?
Yasak!
.
Kahveler, kafeler, lokantalar?
Yasak!
.
Toplantı ve gösteriler?
Yasak!
.
Dışarı çıkmak bile?
Yasak!
.
“Siyasi kongre yapanlara bulaşmayan” yeni bir virüs keşfedildi de haberimiz mi yok?
 
***
O.Ç. SERBEST…
Bakın, bakın!
Bu memlekette neler oluyor?
.
“17 yaşındaki yeğenine tecavüz ettiği DNA raporuyla kanıtlanan O. Ç., tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi”
.
Haber böyle.
.
İçinizden “Yok artık” dediğinizi duyar gibiyim.
Ama şimdi yazacaklarım içinize sığmayacak ve yüksek sesle “Oha” diyeceksiniz.
.
Haberin devamı şöyle:
“O. Ç., tahliye edildiği cezaevi önünde davul zurna ile karşılandı.”
.
Buna ne diyeceksiniz?
.
Takım elbiseleriyle halay çeken görüntüleri sosyal medyada yayınlanan O.Ç. gayet neşeli tavırlarıyla dikkat çekiyor.
.
Peki tecavüze uğrayan kızımız ne yapmış?
İşte burası kötü:
Tam 3 kez intihar girişiminde bulunmuş…
.
Ne olacak şimdi?
Vicdanlar rahat mı?
.
Hak, hukuk, adalet isteyenler haksız mı?
 
***
DURUM VAHİM…
Ekonomik fatura ağırlaşıyor.
.
Batık kredi miktarı:
150 milyar TL’yi aşıyor,
İcra dairelerindeki icra ve iflas dosya sayısı:
22 milyon 127 bin…
.
İcra dairelerine gelen günlük dosya sayısı:
17 bin civarında.
.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre:
2020 Ocak-Kasım döneminde 2019’un aynı dönemine göre kapanan şirket sayısı:
%11 artarak: 12 bin 206’ya çıktı.
Kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı:
%14.39 artışla: 19 bin 665 oldu.
.
2009’dan bu yana kapanan şirket sayısı:
153 bin 241.
İflas bayrağı çeken gerçek kişi ticari işletme sayısı:
292 bin 711.
.
2020 yılında 99 bin 588 esnaf kapandı.
Son 16 yılda iflas eden esnaf sayısı:
1 milyon 995 bini aşarak 2 milyona dayandı.
.
Batık KOBİ kredisi miktarı:
Kasım 2020 itibarıyla 57 milyar 875 milyon lira.
Takipteki KOBİ sayısı ise:
285.000.
.
Bankacılık sektöründe Kasım 2020 itibarıyla batık kredi miktarı:
150 milyar TL’yi aştı.
.
En fazla batık kredinin olduğu sektör:
25 milyar lira ile imalat sanayii olurken,
İkinci sırada 25 milyar lira batıkla inşaat,
Üçüncü sırada 24 milyar lira ile toptan ve perakende ticaret geliyor.
.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasını taşıyan “2021 Yılı Yatırım Programı” da geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlandı.
.
“Uçacağız,
Koşacağız,
Kopacağız” denilen yatırım programını merakla bekliyorduk.
.
Zira;
Yapılacak atılımların önünü açacak yatırım programı oldukça mühim.
.
Hele ki;
Hazinenin bile eksiye düştüğü böylesi korkunç ekonomik tablo karşısında iktidarın, parayı “İnce eleyip, sık dokuyarak” nasıl harcayacağını “Gurbetçi yolu gözler gibi” bekler olduk.
.
Ve nihayet açıklandı.
.
Yatırım Programında;
Kamu kurumlarına ait 3 bin 91 projeye toplamda 138,3 milyar lira ödenek tahsis edilmiş.
.
En değerli yatırım neydi?
.
İşte;
Cumhurbaşkanlığı’nın “Yazlık-kışlık iki yeni sarayına, toplam 740 milyon TL ödenek” ayrıldığı ortaya çıktı.
.
Açıklaması şöyle:
Yazlık-kışlık iki yeni saray yapımına,
Ankara’daki sarayın bakımına ve
Yeni alınacak taşıtlara,
Toplam 448 milyon 688 lira harcanacak.
Ayrıca;
(İlave iş çıkmazsa),
Marmaris’teki yazlık sarayın 640,5 milyon,
Bitlis Ahlat’taki kışlık sarayın 99 milyon liraya mal olacağı programda tahmin edilmiş.
.
Yatırımlar vatana-millete hayırlı olsun…