Ekonomistlerin sürekli “Faiz artırmamız şart” isteklerini geri çeviren Erdoğan, kendi damadını dahi dinlememişti.

Ekonomistlerin sürekli “Faiz artırmamız şart” isteklerini geri çeviren Erdoğan, kendi damadını dahi dinlememişti.
.
Ancak piyasaların enflasyon canavarına saplanması karşılığında bu isteği kıramayan Erdoğan sonunda pes etmiş ve artışa izin vermişti.
.
Geçtiğimiz günlerde bu konuyu tekrar gündeme getirmiş ve fikirlerini açıkça beyan etmişti.
.
İşte o haber:
.
Erdoğan, “Yüksek faize kesinlikle karşıyım. Bizim arkadaşlar kızıyor biliyorum ama kusura bakmasınlar eğer ben bu ülkenin Başkanıysam, Cumhurbaşkanıysam, bunu anlatmaya devam edeceğim. Çünkü ben yüksek faizle ülkenin kalkınacağına inanmıyorum” dedi.
.
Bu açıklama üzerine kendisine defalarca brif verilmesine rağmen (tahminim), ısrarından vazgeçmeyen Erdoğan’a yanıt gecikmedi.
.
Ekonomist Mahfi Eğilmez bu durumu şöyle güzel güzel açıklamış:
“Tabii burada işe başlarken ‘FAİZ’ ile ‘ENFLASYONUN’ hangisinin NEDEN hangisinin SONUÇ olduğu konusunu birbirine karıştırmamak şart.
Çünkü bir durumu belirlemeye giderken yapılan EN CİDDİ HATA:
NEDEN-SONUÇ İLİŞKİLERİNİN KARIŞTIRILMASIDIR.
.
Neden-sonuç ilişkisi karıştırıldığında girilen yol çıkmaz sokak olur.
Mesela:
ENFLASYON NEDEN,
FAİZ DE SONUÇTUR.
Ne var ki bu ilişki önlenemez de uzayıp giderse bir süre sonra neden ve sonuç yer değiştirmeye başlar.
İşte o aşamada kafalar da karışır.
Olayın en başına gidip de ilk nedeni bulamazsanız faiz neden enflasyon sonuçmuş gibi görünür olur.
VE O ZAMAN FAİZİ DÜŞÜRÜP, ENFLASYONU DÜŞÜRECEĞİNİZE İNANMAYA BAŞLARSINIZ.
.
İşin kötüsü yetkili bir konumdaysanız inanmakla kalmaz uygulamaya da geçebilirsiniz.
.
Mesela 1994 yılındaki kriz bu nedenle çıkmıştır.
1994 krizinden hemen önce faizi düşürerek enflasyonu düşürme yaklaşımı çerçevesinde Hazinenin borçlanma ihaleleri siyasal iktidarca peş peşe iptal edilmeye başlanmıştı. Sanırım sekizinci ihale iptalinden sonra da kriz çıkmıştı...”
.
“Türkiye ekonomisinin sorunları var.
Bu sorunların çözüm yolları da var.
Ekonomi politikası doğru uygulanırsa bu sorunlar çözümlenebilir.
Ne var ki buraya kadar yapılan yanlışların faturası o kadar hafif olmayacak.
.
Tabii bunu halka anlatmak da kolay değil.
Ama bunları anlatıp doğru politikaları uygulamak yerine enflasyonu kolluk kuvvetleriyle denetlemeye çalışmak ya da FAİZİ DÜŞÜREREK ENFLASYONU DÜŞÜRMEK GİBİ TERS BİR YOLA GİRMEK sorunu ağırlaştırmaktan başka sonuç getirmez.”
 
***
AYIP, AYIP…
Ekonomi kötü mü?
Muhalefete göre:
Evet.
.
İktidara göre:
Hayır.
.
Sanayici nasıl anlayacak?
.
Girdilerine bakacak.
Giderlerine bakacak.
Maliyet hesabı yapacak ve malını aynı fiyata satabiliyorsa ne ala, satamıyorsa:
“Ekonomi iyi değil” diyecek.
.
Esnaf nasıl anlayacak?
Sattığı malın yerine koymak için toptancısına gittiğinde aynı paraya aynı malı alamıyorsa:
“Ekonomi kötü” diyecek.
.
Berber, tamirci gibi sanatkârların aldığı para evini geçindirmez olunca:
“Ekonomi iyiye gitmiyor” diyecek.
.
İşçi, memur aldığı maaşa bakacak.
Sabit giderler sonrası elinde kalanları hesaplayacak.
Yetiyorsa ne ala, yetmiyorsa:
“İşimiz zor” diyerek zam isteyecek.
.
Köylü üretecek, satacak.
Geçinemiyorsa:
“Halimiz harap” diyecek.
.
Şimdi iki haber var bunlarla ilgili.
.
Önce:
Üreticilerin “Satış oyunu yaparak” bizleri nasıl kandırdığının haberi.
.
“CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, marketlerdeki ürünlerin eski ve yeni gramajlarını belirleyerek ‘GRAMAJ OYUNUNU’ ortaya çıkardı.
Marketlerde yaptıkları inceleme sonucun birçok ürünün gramajlarının düşürülerek fiyatlarının sabit tutulduğunu ve bu şekilde gizli zam yapıldığını açıklayan Kaya:
‘Türkiye'de artık iki türlü zam yapılıyor.
BİRİ FİYATLARI ARTIRARAK,
DİĞERİ DE GRAMAJLARI AZALTARAK.
.
Aslında ikisi de zam ama birisi gizli yapılıyor ve vatandaşın kesesine, evine, mutfağına yansıyor.’ dedi.”
.
Vekil, basit olarak örnek verip:
“Benzer şekilde geçtiğimiz günlerde ekmeğe de gizli zam yapıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: ‘280 GRAMLIK EKMEK 230 GRAMA DÜŞÜRÜLEREK FİYATI 2 LİRADA SABİT TUTULDU.
.
ASLINDA BU YÜZDE 22 ZAM DEMEKTİR.
Unun çuvalına son 1 yılda 80 lira zam geldi. İşçilik maliyetleri, elektrik, su, doğalgaz arttı. Ekmeğin fiyatı aynı kalsa da bu zamlar gramaj düşürülerek yansıtılıyor.’ Diyerek açıklamış”
.
Varın gerisini siz düşünün…
.
Bir başka haber ise şu:
.
“Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve domates üreticisi Mustafa Çetin, ‘Biz sıcak iklim olmasından dolayı ülkemiz için üretim yapmaya devam ediyoruz.
.
Fakat belimizi büken bir şey var.
BUGÜN KUMLUCA TOPTANCI HALİ’NDE DOMATES FİYATI 1.80- 2.20 LİRA ARASINDA.
BU DOMATESLER İSTANBUL'DA 10 LİRAYA SATILIYOR.
.
Bu aradaki farkı kim yiyor?
Biz maliyetinin altında domates satarken o aradaki farkı götüren, büyük kar elde edenler kimdir?
Biz bunların irdelenmesini istiyoruz.
Kimse hakkımızı yemesin.
Kimse ülke çiftçisinin belini bükmesin.
Bu konuda devlet yetkililerini göreve davet ediyoruz’ dedi.”
.
Bu habere cevabı olanlar çıksın ortaya.
.
İşte iki haber,
İşte memleketin hali…
Ayıp ki, hem de ne ayıp…
 
***
İLGİNÇ…
Geçenlerde bizim de eleştirdiğimiz AK Parti kongresi yapıldı.
Eleştirimiz “Baro Kongreleri” Virüs sebebi ile yapılamazken (daha doğrusu izin verilmezken) İktidar partisinin kongresinin yapılmasına iznin nasıl verildiğiydi.
.
Neyse…
.
Bu kongrede konuşanlar CHP’ye laf atacaklar ya,
(Tam tersi durumda CHP kongresi olsa onlarda AK Partiye laf atarlardı) söyledikleri hep aynı:
Sarıçay,
Yeşil bina,
Cennet Otoparkı,
Sosyal Konutlar…
.
Yahu biz basın olarak bin kere sorduk, başkan bin kere cevapladı.
.
Hatta bu kongre sonrası ilçe binasında basın açıklaması yaparak, usanmadan, bıkmadan yine cevap verdi.
.
Bizler aynı şeyleri yazmaktan bıktık.
Hatta ben Gold Prestige Aralık sayısında kendisiyle röportaj yaptım, tekrar tekrar sordum, o da cevapladı.
Bilmeyenler dergiyi alıp okusun.
.
Halbuki AK Partililer derslerine çalışıp daha değişik sorunlarla ilgili konuşsalar, sorular bulsalar iyi olmaz mı?
(Bu biraz da “Belediye seçimlerini nasıl kaybettiklerine de” cevap olabilir)
.
İşe şu taraftan bakmak lazım:
Kongredeki bir soruya, Ülgür Başkan hemen ilçe başkanını yanına alıyor ve cevap veriyor.
.
AK Partiye sorulan sorularımız ise hep havada kalıyor.
.
Misal,
En son hangi AK Partili basın toplantısı yaptı?
Hangi soruları cevapladı?
.
Başkan’ın yerinde olsam, o soruları sorana şu Nusratlı Tünellerini sorardım.
.
Boğaz Köprüsü yapmakla övünenler, yılan hikâyesine dönene o tüneller için ne diyor acaba?
.
Geçenlerde o tünellerde bir iş kazası olmasa unutmuştuk neredeyse.
(Vefat eden o işçiye de Allah rahmet eylesin)
.
Fakat evvelden Cennet Otopark’ın, Yeşil Bina’nın yapılmamasını sadece müteahhitlere bağlayan Başkan, bu sefer hükümete bağladı.
.
“Bitmeyen yatırımlar olarak olaya bakacak olursak özelikle Yeşil Bina ve Cennet Otopark’ta maalesef bizden değil mevcut hükümetten kaynaklanan ekonomik krizin sonucunda bu inşaat bitememiştir ve buralara gelmiştir. Aşırı fiyat artışları, vadeli kaynak alamamaları, doların aşırı nedeniyle inşaatlar bitmemiştir. 2018’den beri devam eden mali krizden etkilenmişlerdir. Aşırı fiyat atışları nedeniyle her iki müteahhit bu işi bırakmak zorunda kalmıştır.” şeklinde açıklama yaptı.
.
İlginçti doğrusu.