Eğer değişmediyse Cumhurbaşkanlığı yemin metni aynen yukarıdaki gibi. Değiştiğine dair bir bilgi yok.

Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.
Eğer değişmediyse Cumhurbaşkanlığı yemin metni aynen yukarıdaki gibi. Değiştiğine dair bir bilgi yok. Yemin metninde görevde tarafsızlık, milli dayanışma gibi kavramlara vurgu yapılıyor. Atatürk ilke ve inkılapları, laiklik gibi kavramlar da yemin metninde yer alıyor. Hangisine uyuluyor bilinmez ama siyasi söylem ve demeçler cumhurbaşkanı yemin metnine epey uzak duruyor. Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiği artık bütün milletin kalbinden geçiyor. Hukuk ve adaletin geri gelmesi, herkese eşit davranması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini sürekli eleştiriyor. Neden eleştiriyor acaba? Yemin metninde biraz tarafsızlık kavramı var. Oysa herkesin cumhurbaşkanı olursan, milletin her kesiminden saygı görürsün.
Korona tedbirleri nedeniyle memleketin hemen her tarafında insanları bir araya getirecek toplantı, oda, dernek ve birlik seçimleri ertelenirken, lokanta ve kahvehaneler kapatılırken gerçekleştirilen iktidar partisi il kongrelerinde online bağlantı kurularak gerçekleştirilen konuşmaların önemli bir kısmı tasvip edilecek gibi değil.
Ağır olarak nitelendirilecek, milleti ötekileştirecek cümleler içeriyor. Son bir hafta içinde yapılan kongrelerde, iktidardan taraf olmayanları, bölücülük, hainlik, teröristlik gibi kavramlarla suçlayan konuşmalar ne yazık ki milletin devlete olan aidiyet duygularını zayıflatıyor.
Terazinin bir tarafına hdp yi bir tarafına İYİ Partiyi koyabilecek kadar ileri giden konuşmalar, haksızlık etmek bir yana, algı yaratarak teröristlerle eş tutmaya gidiyor. İYİ Partinin hızlı yükselişinin artık farkına varmışlar. Çirkin iftiraları siyasiler yapabilir ama cumhurbaşkanına yakışmıyor. Belli ki yanlarındakileri tutmaya çalışıyorlar ama çadır mahkemelerini ve bu memleketin birliğine, dirliğine kurşun sıkanlarla birlikte konserler vermeyi kimse unutmuyor. Teröristlerin silahlarıyla poz vermelerini, yollarda kimlik kontrolü yapmalarını ve verilen tavizleri unutmamıştır bu millet.
Tarafsızlık ilkesine rağmen yapılan konuşmalar, korona tedbirlerine rağmen yapılan kongreler, hakkın, hukukun, adaletin ne kadar çok yıpratıldığının, siyasete endekslendiğinin açık bir kanıtıdır.
Yüzbinlerce esnafın işi bozulduğu halde, kapanan tek bir dükkân dahi yok diyebilen siyasi erk, yandaş televizyon kanallarıyla insanı ikna etmeye çalışıyor. Her gün yürüdüğü sokakta kapalı dükkânlar gözünün içine girerken, ekonominin iyiye gittiğini savunabilen çakma ekonomistler varken memlekette, insan neye üzüleceğini şaşırıyor.