Diyelim “Kumar oynuyorsunuz.”

Diyelim “Kumar oynuyorsunuz.”
Kâğıtlar dağıtıldı.
Elinizde hiç büyük kâğıt yok.
Koz yok.
Önünüzde para bile yok.
.
Soru şu:
Peki, hala kumar oynamakta ısrar eder misiniz?
.
Diyelim “At yarışı oynayacaksınız.”
Atlar arasında yeni sakatlıktan çıkmış,
Hiç yarış kazanamamış,
Epeyce yaşlı,
Ve jokeyi yarışmamakta ısrar eden bir at var.
.
Bu ata oynar mısınız?
.
Diyelim koltuk alacaksınız.
İsmi, esamisi hiç duyulmamış,
Sağlamlığı ispatlanmamış,
Görüntüsü kötü,
Salonunuza sığmayacak kadar büyük.
.
Renkleri solmuş bir koltuk alır mısınız?
.
Saydıklarımın hiç birini yapmazsınız.
Sebep?
Çünkü kaybedeceğiniz baştan belli…
.
Son sorum şu:
AK Parti kaybedeceği bir seçime girer mi?
İçinizde “Girer” diyeniniz varsa gidip soğuk bir duş alsın.
.
“Ama sen de diyorsun” diyeniniz var beni takip edenleriniz arasında.
Doğru.
“Erken seçim” diyoruz ve sürekli söylüyoruz.
.
Peki bunu neye göre söylüyoruz?
.
“AK Partililer kazanacakları şartları o güne kadar hazırlarlar da ondan.”
.
Tabi “Onlar öyle zannedecekler ama öyle olmayacak” iddiası var muhalefette…
.
“Nasıl hazırlarlar yani?” diye sorsak şu ipuçlarını takip etmek gerekiyor.
.
Kazanacakları kaleleri: (İstanbul, Ankara, Adana gibi büyükşehir) Belediye başkanlarını meclis çoğunluklarıyla itibarsızlaştırma çabalarına girerler…
.
Sürekli CHP liderine saldırıp ona nihayetinde “Tek Adamcağız” diyerek hakaretlere varan konuşmalar yaparlar.
.
İYİ Parti ile Saadet Partisi’ni, Millet ittifakından ayırma çabalarına girerler.
.
HDP’yi terörist ilan ederek, CHP’yi sürekli onunla ittifak yaptığına halkı inandırmaya çalışırlar.
.
HDP’yi kapatmakla tehdit ederek ayar verirler. (ki her şey ellerinde, isteseler hemen kapatabilirler)
.
Millet ittifakını HDP’nin desteklediğini yayarak içlerindeki milliyetçi kesimi dağıtmaya çalışırlar.
..
Halbuki daha basit bir yolu var:
AK Partinin erken seçimi kazanmak için bu tip girişimlerde bulunması yerine “Halka inmek” veya “Halk ile kucaklaşmak” hiç aklına gelmiyor mu?
.
Bakın Merak hanıma,
Her gün bir şehirde halk ile yan yana,
Omuz omuza.
Politika yapmıyor,
Onlara bir şey anlatmıyor…
.
Peki ne yapıyor?
Halkı dinliyor,
Dertlerini dinliyor.
.
Halk zaten bunu istiyor ve diyor ki:
“Hep siz konuştunuz, sıra bizde azıcık ta bizi dinleyin ve duyun...”
.
Çünkü halk:
Perişan,
Halk aç,
Halk çaresiz,
Halk zorda…
.
Kendilerini dinleyen Meral Akşener’i çare olarak görüyor.
Aynı Süleyman Demirel gibi.
.
Zamanının sloganıydı bu:
“Çare Demirel…”
.
ANAP döneminin haksızlıkları, adaletsizlikleri, soygunları karşısında halk Demirel’i çare olarak görmüştü.
Geçmişte devlet adamı kimliğiyle bilinen Süleyman Demirel’e halk, “Baba” demişti.
Kendisi de buna layık olmak için çabalamıştı.
.
Şimdi ise halk Meral Akşener’i “Ana” figürü ile görmek istiyor.
.
İşte bu politikasıyla Akşener’in anketlerdeki oylarının yükseldiği şuradan belli:
Daha önce Bahçeli ve Erdoğan’ın adını bile ağzına almaktan çekindikleri,
Yok saydıkları,
“İP” dedikleri,
“O kadın” diyerek hakaret ettikleri Akşener’e olan ilgileri yeterince ipucu vermiyor mu?
..
Ali Babacan ne yapıyor?
Halka iniyor,
Onları dinliyor,
Çünkü:
Halk bu tip davranışları seviyor.
.
Durum böyle olunca:
İYİ Partinin oyları artıyor,
DEVA Partisinin oyları artıyor,
.
CHP sürekli bölünüyor.
Kendi evlatlarından (Mansur ve İmamoğlu) aynı AK Partiden korktuğu gibi korkuyor.
Sırf bu adaletsiz sistemlerinden “Muharrem İnce” ortaya çıkarak kâbus gibi başlarına çöktü.
CHP’de de aynı AK Parti gibi tek adamlık söz konusu.
Halk çare olarak görmüyor.
İşte o sebeple:
Oyları artmadığı gibi, düşüyor…
.
AK Parti mi?
Çare bulamazsa ilk seçimde işi zor.
Şu anda freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı süratle gidiyor.
.
MHP ise “Daha da dibe vursun, oylar bizim olsun” diye o kamyonu arkasından ittiriyor ve kendisini kurtarma planı yapıyor…
.
Sonuç:
Her iki partinin düşecek oyları ile seçimde işleri zor.
.
HDP ise,
Kapatılırsa:
Daha da büyüyerek gelir, (daha önce örnekleri yaşandı),
Demirtaş’ın mağdur edildiğine inanan seçmeni, çok daha hırslanarak ona sahip çıkacaktır.
.
Bu arada eğer CHP iktidara gelecekse bunu AK Parti bizzat sağlayacak.
Nasıl mı?
CHP’yi kapatarak…
.
Kafalarının arkasında “Acil plan” olarak duran bu düşünceyle,
Böyle bir “Kazanma” taktiği uygularlarsa işte o zaman AK Partinin kesin sonu gelir…
.
Bu millet bazen söver, bazen döver ama CHP’yi, AKP’ye (özellikle AKP yazdım) yedirtmez…
.
Kısaca:
Her akşam televizyon ekranlarına çıkarak rakiplerine hakaret edenler, insanımızı bıktırdı.
.
Bu halk ise,
Kendisine sevgi ile yaklaşan ve değer verenleri kazandıracak, onlara sahip çıkarak iktidara getirecektir.
 
***
İDARE ETMEYİN…
İşte Türk insanının bilime hediyesi.
.
Siz o kadar araştırın,
Deneyler yapın…
.
Virüsün:
Kime,
Ne zaman?
Nerede?
Bulaşacağını anlamaya çalışın.
Biz “şakkadanak” çözdük bile.
.
Bu virüs denilen illet:
“Kar”ı sevmiyor
Soğuğu sevmiyor.
.
“Nereden biliyorsun?” Derseniz
İspatı: Uludağ.
.
İnsanlar,
Toplaştı,
Kaynaştı.
Ne maske vardı,
Ne sosyal mesafe.
Ne oldu?
Virüs kimseye bulaşmadı.
Sebep Kar…
 
Virüs Uludağ’dan korkmuş, oraya gidememiş.
Demek ki kar sevmiyor.
İşte o sebeple sürekli olarak “Kar” yolu gözlüyoruz.
Kuraklık bahane, virüs için “Kar” şahane…
İşte Avrupa bu sebeple bizi kıskanıyor.
.
Ama bu virüsün:
Mitinglerde de,
Kongrelerde de bulaşmadığını ispatladık iyi mi.
.
Açın haberleri, bakın:
Lokantaları,
Berber ve kuaförleri yasaklayan sistem, miting ve kongrelere bir şey diyemiyor.
.
Ey hükümet!
Artık yeter!
.
Şu lokantaları,
Kafeleri,
Kahveleri,
Açın…
.
Bu insanlar mağdur.
İsyanda.
.
Avrupa’da bu tip işletmelere yardım ediliyor, mağdur edilmiyor.
.
Siz ne yapıyorsunuz?
.
Sokağa çıkın,
Esnafı dinleyin…
Halka kulak verin.
.
Sıcacık koltuklarınızdan biraz olsun ayrılın,
Bu ülkeyi idare etmeyin,
Yönetin…