Evvelki gün imzayı atıverdi.

Evvelki gün imzayı atıverdi. Atarken de en büyük hayalimdi dedi. Duygu yüklüydü. Çok zekice cevaplar verdi. Hayırlı uğurlu olsun.
Bundan tam 11 sene önce ne çok tartışılmıştı. Mesut Özil Alman Milli Takımını nasıl tercih eder diye ahlar vahlar çekilmişti. Oysa hiç gereği yoktu. Kimi yazarlar kendi geleceği için, kimi de Türk milli takımına küstüğü için Almanya milli takımına gitmişti. Fanatikler verdi veriştirdi. Sonuçta Alman milli takımında Almanya için senelerce ter döktü. Brezilya’lı Aurelio da Mehmet ismini almış Türk milli takımı için ter dökmüştü.
Kurtdereli Mehmet Pehlivanın kendisini ve ‘ben her müsabakada Yüce Türk Milletinin ardımda olduğunu düşünürüm’ şeklindeki veciz sözünü herkes bilir. Bunun ne anlama geldiğini çok detaylandırmaya gerek yok. Aidiyet hisleri bu kadar gelişmiş bir sporcunun başarılı olmaması neredeyse imkânsızdır.
Avrupa’da top koşturan futbolcuları elçimiz olarak gördük hep. Başarılarıyla gururlandık. Bir zamanlar Belçika’da oynayan Erhan Önal’ı yakından tanıdık. Yasin Özdenak Cosmos takımına gidince pek sevindik. Ondan önce oynayanlar da olmuştur mutlaka. Ancak daha sonraları Tugay, Tayfun, Nihat, Emre, Hakan, Alpay, Tuncay gibi çok sayıda Türk futbolcusu Avrupa takımları için ter döktüler. Halen milli takımı Avrupa kulüplerinde top koşturan oyuncular taşıyor. Ama milli takıma çağrıldıklarında koşa koşa geliyorlar. Profesyonel olarak bu mesleği icra eden oyuncular amatör bir ruhla Milli takım için ter döküyorlar. Uzun süre milli maçlarda başarılı sonuçlar alamazken sebep olarak profesyonel davranamadığımız öne sürülüyordu. Şimdi profesyonel yetişiyor artık futbolcular. Hollanda veya Almanya’ya ait nüfus kâğıdı varsa memleketi, ikinci vatanı için ter döküyor çok sayıda sporcu. Yeni kolonilere ait bireyler bu şekilde daha da çoğalacak. Bu kaçınılmaz.
Sporcu nereye yakınlık hissediyorsa orası için ter dökecek. Haltercilerimiz burada hemen akla geliveriyor. Naim Süleymanoğlu’ndan önce Türkiye’de halterin adı duyulmuyordu. Naim ise Bulgaristan’dan adeta kaçırılan bir Türk’tü. Peşinden gelen çok sayıda halterci dünya rekorlarını Türkiye’ye getirdiler. Hiç yadırgamadık. Fransızların, Amerikalıların sporcularının çoğunluğu zenci. Ülkeleri için çalışıyorlar. Afrika’dan çok sayıda futbolcu Avrupa ülkelerinin takımlarında top koşturuyor. Milli maçlara çağrıldıklarında koşa koşa gidiyorlar. İki taraflı olarak da değerlendirmek mümkün bu konuyu. Vatanlarından Avrupa ülkelerine sığınmak için illegal yollardan kaçan insanlar varken Drogba, Apiah gibi futbolcular ülkelerine yüksek aidiyet hisleri besleyebiliyor. Elvan nasıl Türkiye için koşuyorsa Mesut da Almanya için ter döktü.
Yakın gelecekte Almanya’da, Hollanda’da veya diğer ülkelerde çok daha fazla sporcunun yaşadıkları ülkelerin milli takımları için çalıştıklarına şahit olacağız. Yadırganacak hiç bir şey yok aslında.