Memlekette ahlak hızla çöküyor.
Memlekette ahlak hızla çöküyor. Düzen ve disiplin iyice bozuldu. Adalet yalpalıyor. Siyasi erkin etkisi her yerde ortaya çıkıyor. Siyasi erk sürekli olarak kamu kaynaklarında yandaşları kayırıyor. İnsanlar işine geldiğini doğru kabul ediyor. Vicdan kurumu insanlardan uzaklaşıyor. Hak ve hukuk menfaat penceresinden değerlendiriliyor.
İnsanlar, menfaatlerinin peşine düştükçe, ne din ne de kanun etkili oluyor. Her vakayı bir şekilde kuralına uyduruyor.
Usulsüzlük veya yolsuzluk ticari açıdan etkinliği hukuken tam anlamıyla kontrol edilemeyen, daha çok kamu kuruluşlarında, özellikle yerel yönetimlerde oluştuğu iddia edilen, mevzuatın esnetilip görmezden gelinmesi veya ihlallere göz yumulması halleri olarak tanımlanıyor.
Kamu ihalelerinde ayyuka çıkan usulsüzlükler, yolsuzluklar neredeyse kanıksanıyor artık. Kamudan en fazla ihale alan yandaş müteahhitler, dünya rekoru kırarken, bire on kazanırken, memleketi kurtarmış gibi reklamlar da veriyorlar.
2020 Yolsuzluk Algı Endeksi, geçen günlerde Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlandı. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye, 180 ülke arasında 40 puanla 86’ncı oldu. 2012 yılından bu yana hızla gerileyen Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri arasında dibe de yerleşmiş oldu. Yolsuzluk sıralamasında en kötü gurubun içine düştü.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün hesaplamasına göre Türkiye yolsuzluk sıralamasında Trinidad, Tobago, Doğu Timor, Fas, Hindistan ve Burkina Faso gibi dünyada en kötü ülkelerin yer aldığı grupta yer alıyor. Söz konusu endeks, hukuktan ekonomiye her alandaki sıkıntıların ardındaki asıl nedenin yolsuzluk meselesi olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye, 180 ülke arasında son 8 yıl içinde en çok gerileyen 5 ülke arasında yer alıyor.
İktidarın yolsuzlukla mücadele gibi ne bir kaygısı ne de bir programı bulunuyor. Dört tane bakanı somut belgelerle rüşvetle suçlanırken, bir tanesi yukarısının talimatları gibi bir söz kaçırmıştı ağzından. ABD’de rüşvet ve yolsuzlukla yargılanan bir bankanın genel müdür yardımcısını zamanın bakanı törenle karşılamıştı. Aynı zat Finlandiya’ya gelse yüzüne tükürürlerdi. Ancak ne yazık ki balık baştan kokuyor ve memleketin her tarafını sarıyor.
Yolsuzluğun olmadığı ülkeler, dünyanın gıpta ile baktığı ülkeler. Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya, İsveç, İsviçre gibi ülkelerde yolsuzluğun esamesi okunmuyor. Adı bile bilinmiyor. İslamı gerçek anlamda yaşayan insanlar bu ülkelerde yaşıyor. Gerçek dindar Müslümanların yaşadığı ülkeler sıralamasında da Türkiye 96’ıncı sırada yer alıyor. İlk kırka giren bir Müslüman ülke bulunmuyor.
OECD ülkeleri içinde Türkiye’nin ardında, uyuşturucu cenneti Meksika bulunuyor. Yolsuzluğun bulunmadığı ülkeler insanını yetiştirmek için eğitim bütçesine ciddi kaynak ayırıyor. Memlekette eğitim karşıtları baş tacı ediliyor. Diyanete çılgın bütçeler ayrılıyor. Buna rağmen yolsuzluk, usulsüzlük artıyorsa memlekette, diyanet paraları başka amaçlar için kullanıyor demektir.
Türkiye yolsuzlukta dünya şampiyonluğuna doğru hızla ilerliyor. İktidarın uyguladığı istikrarlı istikrarsızlık politikaları ne yazık ki, yolsuzluğu da uçuruyor.