Mevsimler değiştikçe arı kayıpları artıyor.
Mevsimler değiştikçe arı kayıpları artıyor. Ilıman geçen kışlar, sıcak ve kurak geçen yazlar, doğal kaynakların sürdürülebilirliğini de yakından etkiliyor.
Arı kayıplarını oluşturan faktörlerin başında varroa akarı olduğunu hemen herkes kabul ediyor. Hem arının performansını düşürmek, hem de kanatsız arı virüsü hastalığını yaymak suretiyle etkili olan varroa zararlısıyla mücadele yolları da çok fayda etmiyor. Sürekli farklı ilaçlar kullanmak suretiyle ekonomik zarar eşiğinin altında ancak tutulabiliyor. Varroa ile mücadele etmeden arıların varlığını sürdürmesi neredeyse imkânsız görünüyor.
Yine ılıman geçen kış koşulları, arıların salkım oluşturmasına izin vermiyor. Salkım oluşturmayan, kışın bile sürekli çalışan arılar, hızla nüfus kaybediyor ve koloni çöküyor.
Kış döneminde soğuklamayan, diyapoza girmeyen ana arı yumurtalarından gelişen yeni ana arıların yumurta performansı düşük kalıyor ve koloni yine çöküyor.
Arıcılar arı varlıklarını yeterli düzeyde tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yine de dünya genelinde arı kayıpları her yıl %30-40 civarlarında gerçekleşiyor. Tarım ilaçları da arı nüfusunu düşürmek suretiyle arı kayıplarında önemli rol oynuyor. Arıcılar ilaçlı sahalara girmemek için gayret etse de faydası olmuyor.
Arı kayıplarında yeni bir faktör daha ortaya çıktı. Aslında bilinen bir faktördü ama çok farkına varılmıyordu. O da yaz sıcakları.
Evet, yaz sıcakları da arı kayıpları içerinde önemli bir faktör olarak dikkati çekiyor. Yaz sıcaklarının hem doğrudan hem de dolaylı etkileri bulunuyor.
Yaz sıcakları mevsimin üçüncü çeyreği olarak tanımlanıyor. Polen ve nektar kaynaklarının azalmaya başladığı çeyrek dönem temmuz ağustos aylarına denk geliyor. Bu dönemde arı nüfusunun azalmaya başladığına hemen her arıcı şahit olmaktadır. Ayçiçeği zamanı nektar bol olduğu için ana arı zaten fazla yumurta bırakamıyor. Aynı zamanda bal mevsimi olduğu için varroa ile güçlü bir mücadele yapılamıyor. Dolayısıyla kovan nüfusu iki koldan baskı altına alınıyor. Eskisi gibi pamuk ve biber alanlarına da ilaç nedeniyle girilemiyor.
Üçüncü çeyrekte hava sıcaklıklarının Temmuz 2020’de olduğu gibi mevsim normalleri üzerinde seyretmesi, nektarı erken kurutuyor, polen canlılığını düşürüyor ve arıların daha az çalışmasına neden oluyor. Kovana yeterli polen ve nektar gelmeyince ana arının yumurta performansı düşüyor. Koloni hızla nüfus kaybediyor.
Yüksek sıcaklıkların hüküm sürdüğü sezonlarda arıların desteklenmesi, mevsimin üçüncü çeyreğinde koloninin mutlaka yavruya yatması gerekiyor. Ağustos sonuna doğru nüfusunu artıran koloniler kışı çok daha güçlü geçiriyor.
Yapılan araştırmalar, iki senedir mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların koloni çöküşlerinde etkili olduğunu gösteriyor. Uzmanlar sıcak geçen yaz sezonlarında arıların daha erken aç kaldığını ve kovan terkinin dahi yaşandığını, bu nedenle destekleme yapılması gerektiğini bildiriyorlar.