Yeni anayasa tartışmaları başlamışken, bununla ilgili yorumlar, tartışmalar başladı.
Yeni anayasa tartışmaları başlamışken, bununla ilgili yorumlar, tartışmalar başladı.
.
Televizyonlar özel programlar, Anayasa Profesörleri buraları doldurmaya başladı.
.
Tüm bunlar olurken tartışmaları ortaya atan “Cumhur İttifakı”ndan da haberler geliyor.
.
“Gazetelerde çıkan haberlere göre:
Bahçeli’nin HDP’ye yönelik adım atılması ısrarına, Erdoğan’ın olumlu yanıt verdiği ifade ediliyor. HDP ve CHP’nin Hazine yardımlarından mahrum bırakılması üzerinde çalışılıyor.”
.
Hani milli eğitim bakanının zamanında dediğine getirmeye çalışılıyor gibi:
“Mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim…”
.
Eh diğer siyasi partiler de olmayınca:
“Erken seçim de yapılır,
Her sene seçim de yapılır…”
.
Ne güzel:
Ağam da ben,
Paşam da…
.
Böylece yeni anayasanın da içeriği yavaş yavaş belli olmaya başladı.
.
Maddeleri şöyle olacak sanırım:
Anayasa kabul edildiği tarihte iktidar olanlar, ebediyen koltuklarında kalırlar.
.
Seçim olsa bile sadece iktidar partisi seçime girer.
.
Anayasa değişikliği sadece iktidar partisinin isterse vereceği tekliflerle değişir.
.
İktidarın teklifini AYM sadece onamakla görevlidir.
.
Ülkede özgürlük, demokrasi esastır.
İktidar ne derse o olur.
.
İktidarın her şeyi söyleme, yapma ve icra etme özgürlüğü vardır.
…
AT GÖZLÜKLERİNİZİ ÇIKARIN…
Erdoğan’ın, “Belki de şimdi Türkiye’nin yeni bir anayasayı tartışma vakti gelmiştir” sözlerine uluslararası kuruluşlardan da epey ses geldi.
.
Yorumlarda:
“Cumhurbaşkanı, sürpriz bir şekilde Türkiye anayasasını değiştirme çağrısı yaptı. Rakipleri, Erdoğan’ın insanların dikkatini ekonomik sıkıntılardan uzaklaştırmak için bu yola başvurduğunu söylüyor…”
.
Bu yabancılara da “Ayar oluyorum…”
.
Uzaktan gazel okumak kolay.
At babam at…
.
Ne ekonomisi?
Ne sıkıntısı?
.
Ortalık güllük gülistanlık.
Herkes memnun.
.
Sadece ortalığı karıştırmak isteyen “Dış minnaklar” var.
.
Çekemiyorlar bizi,
Aynı sizin gibi yorum yapanların çekemediği gibi.
.
Haberin devamı şöyle:
“Erdoğan’ın popülaritesi ABD ve Avrupa ile yaşanan gerilimlerin etkisi ve son 12 aydır yaşanan Pandemi kısıtlamalarıyla ekonomi ve Türk Lirası’nın değerini kaybetmesiyle güç kaybetti. İşsizlik, fiyatların artması ile birlikte AKP, hem ekonominin merkezi İstanbul hem de başkent Ankara’daki yerel seçimleri kaybetti…”
.
Siz ancak konuşun.
Yapılan anketlerde hala yüzde 51 aldıklarını söyleyen iktidar partilileri var.
Bunlar yalan mı söylüyorlar yani?
İşkembe-i Kübra’dan mı atıyorlar yani?
.
Kusura bakmayın kardeş.
Bize göre ortalık “Tozpembe…”
.
Ama sizin oradan “Gri” görünüyorsa da kusura bakmayın yanlışınız var.
Çıkarın at gözlüklerinizi de etrafınızda olan bitenlere bakın…
…
KOYUVER GİTSİN…
Bizler daha birinci aşıyı olamazken,
İkinci aşılama başlıyor haberi de neyin nesi?
.
Yapılmak istenen ne?
Bizi gözden mi çıkardınız yoksa?
.
İsrail olsak anlarım.
Adamlar,
Covid-19 salgını ile mücadelede 3’üncü kez uygulanan ulusal karantina tedbirlerini 6 hafta sonra gevşetmeye başlamışlar.
.
Baktılar ki işin sonu yok,
“Koyuver gitsin” demişler?
.
9 milyonun 3 milyonu aşılanmış.
Geri kalanını feda etmişler, baksanıza.
.
İtalya ise ülkelerin en rahatı.
İlk corona-19 açıklandığında en çok can kaybı veren ülke olmuştu.
.
Şimdi yine başlamış kayıplar yükselmeye.
“Giden gitsin, kalan sağlar bizimdir” taktiği mi uyguluyorlar?
Anlamadım.
.
Yahu insanlara yazık.
Beceriksiz iktidarlar yüzünden vatandaşlar çekiyor ceremesini.
“5 maske dağıtamayanlardan daha ne beklersin?” gibi yorumlar var.
Pek haksız da değiller…
.
Bizde,
Maç serbest,
Kongre serbest,
Olan 65 yaş üstüne oluyor sadece ona yanıyorum…
…
BARİ ONLARI DİNLEYİN…
Nihal Tabak Yıldız.
Çanakkaleli olanlar bilir kendisini, tanırlar.
.
Efsane Başkan rahmetli Reşat Tabak’ın mütevazı ve sakin huylu bir kızıdır.
.
Sosyal medyayı sıkça kullanır fakat uzun uzun yorumlar yapmadan, kısa yazıları ve beğenileri tercih eder.
.
Fakat geçen de yazdıklarını okuyunca kendisine hak vermeden edemedim ve bu yazısını köşeme taşımak istedim.
.
Pandemi sürecinde gördükleri kendisini oldukça kızdırmış olacak ki oturmuş klavyenin başına:
“Sevgili dostlar;
Sizlerle bir şeyler paylaşmak istedim. Yaklaşık 11 aydır ülkemizde ve dünya da Pandemi süreci yaşıyoruz.
Bizler 65 yaş üstü olarak bugüne kadar tüm kurallara uymaya çalıştık ve yaşantımızı kurallar çerçevesinde sürdürmeye de devam ediyoruz.
Ancak dikkatimi çeken ve üzüldüğüm konu şu:
Birçok kişi kurallara riayet etmiyor.
Güzel havalara bakıp evde duramayanlar yürüyüşteler,
Açılışlar oldukça kalabalık,
Asker uğurlamaları,
Oyun partileri sürerken,
Bir yandan da kongreler kalabalıklarla yapılıyorken çok mutlular!
.
Okulları açacaklarmış, yaz sezonunda turizm açılacakmış buna ne denir ki?
Bizler;
68 kuşağı olan bizler, kendimizi korumaktan aciz miyiz ki hafta sonları evlerimizdeyiz.
Hafta arası ise üç saatlik ara kimlere?
Hangi işleri için yetiyor?
Merak ediyorum.
Anlamakta güçlük çekiyorum!
Bu satırların şikâyet olarak algılanmasını istemem.
Ben kendimi her hâlükârda oyalayabilen birisiyim ve asla canım sıkılmaz.
Ama doğal olarak bu haksız duruma isyan ediyorum.
Umarım bu Pandemi süreci çok çok uzun sürmez.
İyi hafta sonları dileklerimle sağlıklı ve sevgiyle kalın.
06.02.2021 Nihal Yıldız”
.
Güzel bir durum tespiti yapmış.
“Şikâyetçi değilim” diyor.
“Ama…” diyor.
.
Bu dediklerine “Haksız” diyecek bir kişi çıkar mı?
Çıkarsa da yazık.
.
Lokantacıları,
Kafeleri,
Barları,
Berberleri,
Turizmcileri,
Düğün salonlarını,
Üniversitelileri,
Hocaları,
Çalışanları,
Dinlemiyorsunuz…
.
Bari,
65 yaş üstünü dinleyin…
…
BİSİKLETE BİNMELERİNDE ISRARCIYIM…
Pazar günü pencereden dışarı baktığımda insanlar vardı:
Ailece gezenler,
Bebek gezdirenler,
Evcil hayvanını gezdirenler.
.
Ancak bir kız çocuğu gördüm,
Bisiklete biniyordu.
Çok hoşuma gitti.
.
Tam benim hayalimdi bu.
Çocuklar bu kısıtlamalarda sokaklarda oynasınlar,
Bisiklete binsinler,
Saklambaç oynasınlar,
Körebe, mendil kapmaca…
Keşke, keşke, keşke…
…
ZAVALLI YARASA…
Bu arada yarasanın da günahını aldık.
Yapılan açıklamada yayılan virüsün “Yarasadan” olmadığı açıklandı.
.
Yahu;
Gündüzleri bile ortalarda dolaşmayan,
Bütün gün baş aşağı sallanan,
Kendi halinde bir hayvanı
Neredeyse düşman ilan edecektik.
.
Bu açıklama ile virüsün “Laboratuvarlardan” içimize girdiği belli oldu.
Öyleyse buna derhal küresel tedbirler almak lazım.
.
Her önene gelen araştırma yapacağım diyerek “Virüs” üretmemeli.
Merdiven altı üretenler hakkında cezai işlem yapılmalıdır.
.
Bunu ben buradan görüyorsam, küreselciler de görüyor mu acaba?
.
Yoksa bazılarının işlerine mi geliyor?