Bugün Pazar. 14 Şubat.

Bugün Pazar.
14 Şubat.
.
Yani?
Sevgililer günü…
.
“Nereden çıkmış bu?” diyeniniz varsa, internetten baktım.
.
Şöyle ki:
“Sevgililer Günü hikayesi te, Aziz Valentine’nin gizli kıydığı nikâhlara dayanıyor.
M.S. 3. yüzyılda Roma İmparatoru Claudius II, ordusunu güçlendirmek için genç erkeklerin evlenmesini yasaklamış.
Rivayete göre bu yasağa karşı gelen Aziz Valentine, gizli nikâhlar düzenleyerek gençleri evlendirmeye devam etmiş.”
.
Eee?
14 şubat ne alaka?
.
İşte bundan sonrası dram…
.
“İhanetin karşılığını canıyla ödeyen Aziz Valentine, M.S. 270 yılında 14 Şubat’ta idam edilmiş.
İşte 14 Şubat Sevgililer Günü ilan edilmesinin sebebi bu…”
.
Bir başka rivayet şu:
“14. yüzyılda yaşamış İngiliz şair Chaucer, 14 Şubat tarihiyle romantizm-aşk arasında ilişki kuran ilk isim olarak dikkat çekiyor. Chaucer’e göre:
Kuşların eşlerini seçtikleri tarihin 14 Şubat olduğuna inanılıyormuş.”
.
Sevgililer günü olunca hediyesiz olmaz tabi.
.
Bazıları “Çiçek” alarak sevgilisinin gününü kutlarken, bazıları “Tek taş yüzük” alarak kutluyor.
Extrem hediyeler de var tabi…
Ama sadece maddi olanağı fazla olanlar için.
Misal: “Araba, Tekne hediyesi”, “Uzakdoğu seyahati”, “Paris’te akşam yemeği” gibi…
.
Çoğu insan bu “Sevgililer Gününün” kapitalist sistemin insanlara dayatması olarak değerlendiriyor.
.
Şöyle ki,
Resmi verilere göre:
ABD’li tüketiciler Sevgililer Günü’nde hediye ve kutlama yemeği gibi etkinlikler için kişi başı “147 Dolar” harcıyor.
Böyle bakınca ekonomik dayatma daha gerçekçi duruyor…
.
Peki ben ne yaptım?
Elbette ki kapitalizmin esiri oldum ve eşime hediye aldım.
.
Şöyle düşündüm,
“Hediye almak, almamaktan ehvendir…”
Sebebi mi?
“Kazak erkek” olarak geçinenler beni iyi anlar…
 
***
ONLİNE ALIŞVERİŞ…
İnternetten alışveriş oldukça yaygın.
Sokağınıza dikilip durun ve önünüzden gelip geçen kargo arabalarını sayın.
Bu sayıyı Çanakkale’deki tüm sokaklarla çarpın.
Sonra düşünün…
.
Durum böyle olunca da esnafımız oldukça zorlanıyor.
Hatta esnafa gelip ayakkabı, elbise deneyenler daha sonra gidip aynı ürünü internetten alıyorlar.
.
Esnaf bu konuda dertli ama yapacak bir şeyi yok, rekabet şansları yok...
.
Online alışverişlerde o kadar cazip fiyatlar var ki, insanlar hiç araştırmadan, düşünmeden cazibeye kanarak alışveriş yapıyor.
Ancak, güvenli olup olmadığı konusu gündeme gelince çuvallama yaşanıyor.
.
Markalaşma konusunda sermaye sahibi sitelerin, kendi bünyelerinde hariçten dükkân açtırma girişimlerinden sonra her isteğe cevap verecek konuma gelerek rakipsiz konuma geldiler.
.
Müşterilerine verdikleri hizmet ile ürün değişimi konusu ile güven kazandılar.
.
Online satış sitelerine büyük yatırımlar yapan dev şirketler, diğerlerine bu konuda yaşama şansı vermeyince, marka siteleri tercih etmeyen müşteriler mağdur oldular.
.
Online satış sitelerine bakın…
Televizyonlar başta olmak üzere, tüm platformlarda yaptıkları milyonlarca liralık reklamlarla liderliklerini ilan ettiler ve küçük bünyeli sitelere yaşama şansı vermediler.
.
Ortalıkta dolaşan “İnternette dolandırıcılık” haberleri de bu sermaye şirketlerinin ekmeğine yağ sürdü ve vatandaş bu birkaç sitenin esiri oldu.
.
Sonuçta tekelleşme, “Sonsuz” dediğimiz İnternette üç-beş şirketin eline geçti…
Alışverişinizi artık bu sitelerden “Eliniz mahkûm” yapacaksınız…