Memleket suçludan geçilmiyor. Sokaklar suç makineleriyle doldu.
Memleket suçludan geçilmiyor. Sokaklar suç makineleriyle doldu. Geçen gün Tekirdağ’da kadın işletmeciyi bıçaklayarak öldüren insan müsveddesinin babasını öldürdüğü ortaya çıktı.
İktidar sahipleri anayasa değişikliğinden bahsediyor. Anayasaya kendileri uymayınca, vatandaş da uymuyor.
Cezaevleri suçlulara yetmiyor. Yatacak yer kalmadı. Eğitim, ahlaki ve insani eğitim geriledikçe, suç işleme oranı gittikçe artıyor.
Kanun uygulayıcıların garip kararları da suçlular için caydırıcı olmuyor. Adam öldürmeye teşebbüs edenler tutuksuz yargılanmak üzere salınıveriyor.
Türkiye İstatistik Kurumunun istatistiklerine göre son 11 yılda cezaevine girenlerin sayısında tam dört kata yakın artış meydana gelmiş. Sözcü gazetesinin derlemesine göre bazı alanlarda ürküten artışlar görünüyor.
Hazırlanan rapora göre 2019 yılı sonu itibariyle cezaevlerinde tam 281.605 cani, sapık, hırsız, dolandırıcı ve benzeri kişi yatıyor. Bu rakam, 2009 yılında 74.404 olarak görünüyor. Dört kata yakın bir artış var.
Cezaevlerinde yatan mahkûm sayısındaki artışta, 15 Temmuz terörist kalkışma sonrası yakalanan ve içeri atılan fetö mensuplarının önemli etkisi bulunuyor. Ancak yine de değişik suçlardan cezaevine giren sayılarında ürkütücü artışlar görünüyor.
Suç türü üzerinden veriler irdelendiğinde, hırsızlık, cinsel suçlar, uyuşturucu ve kaçakçılık alanında işlenen suçlarda patlama yaşanıyor.
2009 yılında birini öldürme suçundan cezaevinde yatan sayısı 1.514 iken bu rakam 2019 yılında tam 6 kat artarak 9.574’e yükselmiş görünüyor. Adam yaralama vakaları ise 4.5 kat artmış bulunuyor. Ateşli silahlar kanununun gözden geçirilmesi gerekiyor. Cinayetlerin çoğunluğu herkesin edinebileceği pompalı tüfeklerle gerçekleştiriliyor. Artık eskisi kadar avcılık kalmadı. Avcılık ve atıcılık kulüplerine üye olmayana verilmemeli bu silahlar. Aynı zamanda tabanca gibi işlevi olduğundan aynı statüde ele alınmalı.
2009 ile 2019 yılları arasında cinsel suçlardan içeri giren sayısı 10 kat artarak 562 kişiden 5.800’e çıkıyor, hırsızlık 7 kat artıyor, uyuşturucu kullanma suçundan içeri girenlerin sayısı ise tam 11 kat artıyor. Son 11 yılda sapık sayısının 10 kat artması akıllara zarar. Uyuşturucu kullanımındaki artış da dikkate alınırsa sokakların artık ne kadar tehlikeli olduğu ortaya çıkıyor.
Kaçakçılıktan cezaevine girenlerin sayısı 9 kat artarken, sahtekârlıktan içeri girenler 5 kat, yağmacılıktan içeri girenler 11 kat, trafik suçlarından içeri girenler ise 15 kat artmış görünüyor.
Dolandırıcılık suçları geçen 11 yılda ne hikmetse azalmış. Buna karşın rüşvet ve zimmet gibi suçlardan içeri girenler artmaya devam ediyor.
Tehdit ve şantaj vakalarında da çok ciddi artışlar bulunuyor. Bu artışların önüne geçmenin yolları anayasayı değiştirmekten geçmiyor. İnsan ıslahından geçiyor.
İşlenen suçlardaki artış, insani değerlerin çöktüğünün, insanın can ve mal güvenliğinin zayıfladığının açık bir göstergesidir.
Yeni anayasa, aya seyahat hikâyeleri Türkiye’yi geliştirmiyor. Yaşanır bir Türkiye için suç ve suçlu sayısının azaltılması, insanın can ve mal güvenliğinin tesis edilmesi gerekiyor.