Geçen yazımda demiştim ya, “Yine yazacağım” diye.
Geçen yazımda demiştim ya,
“Yine yazacağım” diye.
.
Konu Gara…
.
Bazı provokatörlerin insafsızca dediği gibi rehineler TSK bombalarıyla filan Şehit olmuş değil.
Bakan “Elimizde otopsi raporları, vücudun bütünlüğü ile ilgili fotoğraflar var” dedi.
Peşinden 13 Türk yurttaşının PKK tarafından öldürüldüğü belirtilerek, otopsi raporları ve fotoğrafları muhalefet liderlerine de gösterildi.
.
O konuda zaten bir gram şüphe duymadım.
Şanlı TSK’mızın böyle bir şey yapmasının mümkün olmadığını biliyordum.
.
Olayın şu boyutları ortada iken iktidarın hala sessiz kalmasını yadırgıyorum.
Misal:
“PKK’lı teröristlerin Gara’daki eylemlerden sonra oradan kaçmak için paramotor denilen paraşütleri kullanması ilginç değil mi?”
“Bunları kullanabilmeleri için özel eğitim almaları gerekmiyor mu?”
Öyleyse soru şu:
“Bu eğitimleri ve teçhizatı kim verdi?”
.
Asıl dikkat çekilmesi gereken konu ise:
“Birbirine geçişli üç ayrı mağara hangi mimari destekle yapıldı?”
.
Bizim istihbaratımız bunları biliyordur,
Görüntülemiştir,
Kayıt altına almıştır.
.
İşte şimdi ortaya çıkıp masaya yumruğu vurma zamanı.
.
İşin başka tarafı da şu:
5 yıldır teröristlerin elinde bulunan bu insanlarımızı Amerika, Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerle politik istişare edip, onları aracı olarak kullanıp belki kurtarabilirdik.
.
Şimdi tartışma şuraya geldi:
Bu 13 kişinin Şehit olmasının siyasi ve idari sorumlusu olmalı.
.
Kılıçdaroğlu tüm ara sorumluları atlayarak “13 şehidimizin sorumlusu Erdoğan’dır” dedi.
.
Tabi cevap gecikmedi:
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Cumhurbaşkanı’nı itham etmesi, Türkiye’nin terörle mücadelesini hedef alan bir provokasyondur” dedi.
.
Kimse kusura bakmasın anlamadığım bir şey var:
Devletin başında “Cumhurbaşkanı” var.
.
Ama icraatları yapan hükümet sisteminin başında da “Cumhurbaşkanı” var.
.
Devletin başındaki Erdoğan’a kimse siyasi bir sorumluluk yükleyemez.
Ama siyasi sorumluluk taşıyan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a bu sorumluluk yüklenebilir.
.
Ama bakanlardan biri sorumluluğu üzerine alıp istifa ediverseydi bu işin en azından siyasi başarısızlığı karşılığını bulurdu…
***
ANLAMADIĞIM ÇOCUK PSİKOLOJİSİ
Yazacağım bir dolu notum vardı ama bizim gazetede şu haberi okuyunca çok düşündüm.
.
Psikolog olmadığımdan pek sonuca gidemedim ve hala kendime soruyorum:
Neden?
.
Haber Çan’dan.
“Çan ilçesinde kar yağışının artmasıyla birlikte ilçede İnternet üzerinden yayın yapan bir site, ‘En güzel kardan adamı seçiyoruz’ sloganıyla bir yarışma düzenledi.
İlçede esnaflık yapan Gürkan Yumuk, çocuklarının çok sevdiği çizgi film karakteri olan Frozen (Olaf) karakterini iş yerinin önünde diğer esnafların da yardımıyla yaklaşık 4 saat çalışmayla yaptı ve ortaya çok güzel bir Olaf çıktı. Bu güzelliği görenler beraber fotoğraf çektirmek için adeta yarıştılar.”
.
İnsanlar bu soğuk günlerde bile güzellik olması için vaktini harcayıp, iş yapıyorlar.
.
Peki sonra ne olmuş?
İşte işin acı kısmı burası.
.
Çocukların çok sevdiği çizgi film karakteri Olaf’ı akşam kısıtlamanın olduğu saatlerde bir grup çocuk, aileleri de yanlarındayken yıkmışlar.
.
Burada dört şeyden bahsetmek lazım.
.
Kısıtlamada o insanların dışarıda ne işi vardı, bunlar hakkında bir işlem yapıldı mı?
Çocuklar sevdikleri karakteri hangi psikoloji içindeyken neden yıktılar?
En acısı:
Aileleri çocuklarına nasıl izin verdi?
.
İşte haber böyleydi.
Şimdi de siz düşünün biraz…