Çanakkaleli kadınlarımızın üretmeye başladığı günlerin, ilk zamanlarını biliyorum.

Çanakkaleli kadınlarımızın üretmeye başladığı günlerin, ilk zamanlarını biliyorum.
Büyük bir heyecanla başlamışlardı.
O heyecan öylesine büyümüş ki, 50 kişi olmuşlar ve müthiş bir işe imza attılar.
.
Geçtiğimiz gün lansmanı yapılan “Çanakkale Troida Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi” nin başardıklarını duydukça resmen göğsüm kabardı.
.
“Farm17s Çanakkale”
Markasıyla piyasaya çıkan kooperatif, Çanakkale Belediyesi'nin Kırsal Kalkınma hedefleri doğrultusunda hayata geçti.
.
Kısa hedeflerini üretim atölyelerini kurup işe ihtiyacı olan kadınları bir araya getirmek olarak belirleyen kooperatif,
Şimdilerde şirketlere ve kurumlara yemek hizmeti de sunuyor.
.
Orta hedeflerini ise;
Gelecekte tekstil üretiminden çocuk ve hasta bakımına kadar birçok alanda örgütlenmek olarak belirlemişler.
.
Uzun vadedeki hedefleri ise;
Markalarını ve Çanakkale'nin ürünlerini ülkemizde ve hatta tüm dünyada bilinir hale getirmek olarak açıkladılar.
.
Bu güzel birlikteliğe “Uluslararası Göç Örgütü” destek olmuş.
.
Üretim malzemelerinin tamamını hibe ederek karşılığında da “Mülteci, göçmen ve ekonomik ihtiyacı olan ya da sosyalleşmek isteyen hiçbir kadını ayırt etmeksizin bütün kadınları” desteklemelerini istemişler.
.
Kooperatif bu isteğe duyarsız kalmamış ve buna “Çünkü kadın güçlenirse, çocuklar eğitim alır. Çocuklar eğitim alırsa, ülkemiz gelişir ve kalkınır” düşüncesiyle olumlu yanıt vermişler.
.
Durumun özeti şu:
Şu anda ülke ekonomimizin ihtiyacı olan “Kooperatifleşme” nin Çanakkale’deki bir adımı.
Hele bunun kadınlarımız tarafından yapılmış olması ayrı bir gurur kaynağımız.
.
İnşallah diğer şehirlere de örnek olur,
.
Ülkemiz kooperatiflerle kaplanır ve böylece kalkınmamızın temeli kadınlarımız tarafından başarıyla atılmış olur…
 
***
İSTATİSTİĞE GÖRE İŞİMİZ ZOR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’ de bir hafta içerisinde vaka sayısı en fazla artan illerini açıklarken, Çanakkale’yi 5’nci sırada zikretmesi halkı epeyce ürküttü.
.
Son bir aydır,
Sosyal medyada olsun, gazetelerde olsun sürekli olarak kısıtlamalara uyulmadığı konusunda şikâyetler, serzenişler vardı.
.
Eline poşetini alan fırlıyor sokağa ve “fellik fellik” gezinip duruyordu.
.
Kolluk kuvvetlerinin sırf ceza kesmemek adına aldığı emirle olsa gerek “Müsamaha” göstermesini, “Suistimal” eden vatandaşlar “Ayyuka” çıkmıştı.
.
Artan kalabalıklar karşısında halk isyan etmekte halklıydı.
.
Ancak bu artışı gazetemize değerlendiren Çanakkale Tabip Odası Başkanı Doktor Güleda Erensoy, “Çanakkale’ de vaka sayısının Türkiye’ de en azla artan beş il arasında olduğu açıklamasının tamamen istatistik verilerinin yansımasıdır” diyerek vatandaşları rahatlattı.
.
Konuşmasına:
“Çanakkale’ de son durumu değerlendirecek olursak Çanakkale diğer illerden vaka sayısı olarak çok kötü durumda değil. Sadece sorun şu: Mesela bir hafta önce sizin 50 vakanız var ise ve bu vaka sayısı 1 hafta içerisinde 70’e çıkmışsa, yaklaşık vaka sayınız yüzde 40 artmış oluyor. Ama toplam 100 bin kişiye düşen vaka sayısı anlamında Çanakkale kötü durumda falan değil” diyerek devam etti.
.
Tamam ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
“2. yeni normalleşme sürecinde kısıtlama ve yasakların illerin vaka sayılarına göre belirleneceğini” söyledi.
.
Türkiye’de illerin 4 bölümde inceleneceğini, illerin vaka sayılarına göre “Az riskli, orta riskli, riskli ve yüksek riskli” olmak üzere gruplara ayırılacağını söyledi.
.
Erdoğan, kısıtlama ve yasakların kaldırılmasına, vaka sayılarındaki artışa veya eksilmeye göre karar verileceğini söyledi.
.
Tabip Odası Başkanının söylediği gibi, Nüfusun az olmasıyla küçücük bir vaka artışının istatistiki yansıması olarak yüksek vaka artışı gibi gözükmesi normal.
.
Ama Erdoğan’ın dediği gibi bu rakamlar baz alınarak kısıtlamalar kalkacağına göre işimiz zor görünüyor.
.
Belki böylesi matematiksel artışla, gerçek artışın uyum sağlamadığı yerler için ayrı bir değerlendirme yapılması için vekillerimiz devreye girer de, hak etmediğimiz kısıtlamalar kalkar ve özgürlüğümüze kavuşuruz.
 
***
ROBOT EVDEN KAÇMIŞ
Uzun süredir “Robot Süpürge” almak için araştırmalar yapıyordum.
Hatta bazı tanıdıklar da,
“Bizim de ihtiyacımız var, sen alırsan bize de haber ver biz de bakalım” bile dediler.
.
Anlaşılan bu robotlar oldukça revaçta.
Zaten sürekli reklamlarından anlamalıydım.
 
Almasına alacağız da karar veremiyorum.
.
O kadar çok değişik marka var ki.
O kadar çok fonksiyonlular var ki.
O kadar çok fiyat aralığı var ki.
Şaşırdım ne yapacağımı.
.
Eşim “İyi süpürsün yeter!” diyor.
Haklı.
.
Ama robot bu:
Nereyi,
Ne zaman,
Ne kadarlık alanı,
Nasıl süpürecek?
Önemli.
.
Koltuğun altına girecek kadar ince olan var,
Su kullanıp, silen var.
Telefonla çalışanı,
Belirlediğin alanda çalışanı var.
.
Her fonksiyon para…
.
Bunlarla uğraşırken bir haber okudum, tüm hevesim kaçtı.
.
Sebebi mi?
Kadının yeni aldığı robotu evden kaçmış…
.
Haydaaa!
Bir de bu var.
Robot bu,
Fazla yüklenince kaçıyor demek ki.
Evde yalnız bırakmaya gelmiyor anlaşılan
.
Sen o kadar para ver, o da evden kaçsın.
.
I ıh…
Olacak iş değil.
Şimdi oturdum yeniden özellikleri değerlendiriyorum.
Aralarında “Evden kaçmaz” şeklinde olanları ilk tercih olarak seçmek lazım demek ki.