İçişleri bakanı bir açıklama yaparak: “Maske ve Mesafe kontrollerinin daha sık yapılacağı” ile ilgili mealen bir açıklama yaptı.
İçişleri bakanı bir açıklama yaparak:
“Maske ve Mesafe kontrollerinin daha sık yapılacağı” ile ilgili mealen bir açıklama yaptı.
.
Herkes sıkı dursun.
.
Bu arada sosyal medyaya bir video düştü.
Videoda kalabalığın arasında bir kadın maskesini çenesine indirmiş bir şekilde yürüyor.
.
Anlaşılan video polisler tarafından çekilmiş olacak ki, kadını ileride bir polis durdurarak “Kimliğini istiyor.”
.
Polis: “Maskesiz dolaştığınız için.” diyor.
Kadın: “Ben metrodan çıkmıştım azıcık nefes almak için maskemi indirmiştim, bak şimdi takılı” diyerek diretiyor.
.
Bu diyalog uzun süre devam ediyor ve kadım kimliğini vermemekte ısrar ediyor.
.
Bir ara kadın: “Ne yapacaksınız kimliğimi?” diye sorduğunda polis,
“Ceza keseceğiz” diyor.
.
Kadın aynı savunmasını yaparak polise sırtını dönüp yürüyor.
Polis de peşinden tabi.
Sonra video bitiyor.
Ne olduğu konusunda bilgim yok.
.
Polis vazgeçti mi?
Yoksa kadını durdurup gözaltına mı aldı?
Bilemedim.
.
Şimdi,
Gelelim şu sorulara:
Sanki bu ülkede herkes maske takıyormuş gibi bir durum var.
Ekranlara çıkan siyasiler dahil (algı oluyor) kimse maske takmıyor.
.
Bence dizi filmlerde oyuncular maske takmalı.
Nihayetinde hem işin ciddiyeti anlatılır,
Hem de algı yönetimi yapılır.
.
Elbette bu durum absürt gelebilir ama iş ciddi.
Herkes maske takmalı.
.
Bu kadın daha sonraki savunmasında,
“Kongreler” dese,
“Cenazeler” dese,
“Düğünler” dese,
“Uludağ” dese,
“Hatay il kongresi” dese,
“Halay” dese.
Nasıl cevap vereceksiniz?
.
Burada kadını savunmuyorum.
Kadın yüzde yüz haksız,
Bir daha yapmaması adına ve uzun itirazlarına karşılık ağır ceza kesilmeli.
.
Ama…
.
İşte bu “Ama” her şeyi anlatıyor.
Cemaat, İmam misali.
Herkes dikkat edecek ve gerekli hassasiyeti gösterecek ki vatandaş sizi örnek alsın…
.
(Bu arada Çanakkale Valisi İlhami Aktaş’ı makamı da dahil, daha bir kere olsun maskesiz görmedik.
Örnek olduğu için tebrik ediyorum.)
***
Sosyal medyada bir tanıdığım paylaşmış:
“Az önce oğlumla ‘Azıcık temiz hava alsın’ diye bisikletle markete gittik.
Bir baktık kapıda 0-90 yaş arası 1000 kişilik uzun kuyruk!”
.
“Bari yeni kordonda ‘1 tur bisiklete binelim beklemektense’ dedik.”
.
“Daha Yeni Kordon'un yarısına gelmeden kocaman sivil bir minibüs üstümüze sürdü, döndük geri tam gaz.
Bizi köşeye sıkıştırıp durdurdu.
Meğer polismiş.”
.
-‘Hanımefendi niye kaçıyorsunuz?’ dedi;
-‘Market sırasından döndük 1000 kişi kapıda bekliyor, temiz hava alıp azıcık güneş görsün çocuğum kısa bir tur attık sadece’ dedim.
-‘Hadi bu sefer görmeyelim sizi doğru eve’ dedi bize polis.”
.
“Biz de doğru markete gittik, giriş açılmış.
İçeride 90 yaşında nene mi ararsınız? Kundakta bebe mi?
Biz hepsini bulduk.
Ama yoğurt ve patatesimizi alıp hemen çıktık.
Hem şaşkın hem kızgın döndük eve.”
.
“Oğlum bana kızdı!
Ben sisteme!
Tertemiz havada bisiklete binmek yasak,
Her yaştan 1000 kişi markete girmek serbest?
Ohh ne âlâ memleket!”
.
Buyurun yaşananları.
Sadece bu vatandaş mı yaşadı bunları?
Hayır.
Yüzlerce örnek var sokakta.
.
Sonra:
“Çanakkale niye yüksek risk grubuna girmiş?” diye binlerce soru geliyor.
.
Eh ebenin körü.
Bundan işte!
Vatandaş tane tane anlatmış…
***
Çanakkale yüksek risk grubunda ilan edildi ya?
“Vallahi, billahi, tillahi” içim acıdı.
.
Biz ki her zaman;
Yavaş şehir oluşumuzla,
Güzelliğimizle,
Sakinliğimizle,
Dostluğumuzla,
Anlayışımızla,
Yüksek eğitim kapasitemizle,
Kültürümüzle,
Övünen bir şehirdik.
.
Hangi ara bu hale geldik?
.
Şehir dışındaki tanıdıklarım bu halimizi öğrenince “Sizde mi?” diye hayretle sordular.
.
Sadece bizim değil, bu ülkede yaşayan herkesin güvendiği, beğendiği şehiriz biz.
.
Ama ne oldu?
“Tırt…”
.
Karantinaya alınan köyler yüzünden olabilir belki,
Doğrudur…
Ama suçu sadece onlara yüklemeyin ve sokağa çıkın.
Bakın etrafınıza,
Adam Kaliforniya sahillerinde gezer gibi geziyor.
Pandemi umurunda bile değil.
.
İkaz etsen başının belaya girme olasılığı yüksek.
O halde kolluk kuvvetlerine iş düşüyor.
Lütfen kimseye acımayın.
En sert tedbirleri alın.
.
Kurala uymayanın,
Kanunu iplemeyenin,
“Çanakkaleli” olma hakkı yok.
.
Zira,
Çanakkale olarak biz bunu hak etmiyoruz.
***
Koronavirüs çıktığından beri millet olarak pek ciddiye almadık.
Hala bu virüsün olmadığına ve ülkeleri sindirmek için komplo yapıldığına inananlar var.
.
Olabilir.
Onlara da saygı duymak lazım.
.
Madem böyle bir virüs yok, kendilerini gönüllü olarak yoğun bakımda yatan hastalara yardım etmeye davet ediyorum.
Maskesiz, önlemsiz.
.
İşte çarpıcı bir örnek:
Ümit Karan.
Çoğunuz tanır.
Yıllarca Galatasaray’da top oynamış Milli futbolcu.
.
44 yaşında.
.
Survivor’a katılmış biri.
Yani:
Sağlam, bağışıklığı tam, kuvvetli biri.
.
Şimdilerde Menemenspor’un teknik direktörlüğünü yapıyor.
.
Geçenlerde Koronavirüse yakalandı ve çok ağır bir şekilde yaşadı bu hastalığı ve şöyle anlattı:
.
“Yurtdışı dönüşünde evde yatarken bir anda ateşim çıktı. Hatta iki gün evde çabaladım, ‘Düşer mi?’ diye.
Ancak düşecek gibi değildi.
Sonra hastaneye gittik.
Odaya aldılar.
Tedavi görmeye başladım.
İğne ve ilaçlar uygulandı.
Corona virüsü teşhisi konulmadı.
Zatürre denildi.
İyileştikten sonra eşim ‘Sen kesin Kovid olmuştun’ dedi. ‘Yok’ dedim, ‘Olsa çıkardı.’
Kontrol ettirdim.
Kandan antikor testi yapıldı.
Evet atlatmışız hem de ağır atlatmışız.
Bir ara şuurum bile kaybolmuştu.”
.
“Şuurumu kaybettim.
Eşimi hatırlamadım, o kadar ağır geçti yani…
İnsan hanımını hatırlamıyorsa çok ağır geçirmişim demek ki…
Ateşim çok yüksekti.
40,8’e kadar yükselmişti.
Bende öksürük yoktu, daha çok ateş vardı” dedi.
.
En vurucu cümle:
“Eşimi hatırlamadım…”
.
İşte durum bu.
Virüsün getirdikleri.
Bunları yaşamak istemiyorsanız:
Maskenizi takınız,
Mesafenizi kollayınız,
Hijyeninizi de eksik etmeyiniz.
***
Lokantalar açıldı ama sanırım istenen uygulamaları yanlış yorumlayanlar var.
Masa sandalye konusunda valilik bir açıklama yaptı.
.
Uzun uzun anlatmaya gerek yok, işte şeması bu:
Kovid öncesi böyleydi,
Kovid sonrası böyle olacak.