Hafta içi azıcık siyasi yazı yazayım diyorum.
Hafta içi azıcık siyasi yazı yazayım diyorum.
Oturuyorum bilgisayar başına ve inanın ne yazacağımı şaşırıyorum her zamanki gibi.
.
Gezi Parkından tutun,
Merkez Bankasına,
Oradan abdest alan adamın apar topar atılmasından,
İstanbul Sözleşmesinden kararname ile çıkılmasına,
Hilafet çağrısından,
Döviz kurlarının fırlamasına ve
Enflasyonun hortlamasına kadar ne yazacağımı şaşırdım.
.
Şöyle diyorum:
Azıcık gazete başlıklarında sörf yapsam.
.
Tüm konularla ilgili uzun uzun yazmaktansa, tek konu alıp onunla ilgili konuşulanları bir araya toplasam da siz okuyup kimin doğru, kimin yanlış söylediğine karar verseniz.
.
Konumuz döviz kurları.
.
Bildiğiniz üzere Türk Lirası, Dolar karşısında oldukça yüklü değer kaybetti.
Sebebi mi?
.
Merkez Bankası Başkanının görevden alınmasını çekemeyen “Dış minnakların” oyunu.
.
Zira görevden alınan Naci Ağbal ise hiç yüksünmedi ve şu açıklamayı yaptı:
“Sayın Cumhurbaşkanımıza Merkez Bankası Başkanlığı dahil bugüne kadar uygun görerek atadığı tüm görevlerden dolayı teşekkür ederim. Bugün itibariyle görevden alınmam nedeniyle de şükranlarımı arz ediyorum. Rabbim hepimizin hakkında hayırlısını nasip eylesin.”
.
Yani adam teşekkür ediyor, bir takım dış güçler bunu kabul etmeyerek dolarla oynuyor.
.
Ekonomideki bu gelişmeler üzerine Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan kararlılık mesajı verdi;
“Uyguladığımız enflasyonda düşüşü önceliklendiren makro politika çerçevesi enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürecek” dedi.
..
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Ekonomi İşleri Başkanı ve İstanbul Milletvekili Nurettin Canikli ise;
“Bundan sonra da piyasa kurallarının ve sermaye hareketlerindeki liberalizasyonun kararlılıkla uygulanması kırmızı çizgiler olmaya devam edecektir” açıklamasında bulundu.
..
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Göksel Aşan da konuyla ilgili piyasadaki hareketlerin sığ olduğunu belirtirken;
“Önümüzdeki günlerde beraber izleyeceğiz. Bu hareketliliğin aklanacağını düşünüyorum” dedi.
Ağbal’ın görevden alınması için ise;
“Ne sebeple yaptığı sadece Cumhurbaşkanımızın bilgisi dâhilindedir” dedi.
..
Uğur Dündar;
“Şimdi soruyorum ben Sayın Ağbal'ı görevden alanlara. Bu 250 milyar doları nereden bulacaksınız? Gitmek istemiyorlar ama maalesef IMF yolu gözüküyor” yorumunda bulundu.
..
Fransız banka Societe Generale, Türkiye’nin “Geri dönüşü olmayan bir noktaya” getirdiğini belirterek dolar/TL’nin ikinci çeyrek sonuna kadar 9.70’e yükseleceğini öngördü ve “Politika yapımındaki ciddi değişikliği ve yakında finansal çalkantı olma olasılığını göz önünde bulundurarak, Türk varlıklarındaki tüm uzun pozisyonları kapatma tavsiyesi veriyoruz” dedi.
..
Aralarında SEB’nin de bulunduğu az sayıda kurum ise Türkiye’nin eninde sonunda sabit kur kazançlarına ek vergiler getirmek ve yurtiçinde yerleşiklerin döviz alımına vergi getirmek gibi sermaye kontrolleri getirmek zorunda kalabileceğini söylüyor.
..
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, ülkeye sermaye girişinin muhtemelen tersine döneceğini ve döviz kuru üzerinde yeniden baskı yaratarak daha yüksek enflasyona neden olacağını açıkladı.
Moody’s aynı zamanda, yeni başkan Şahap Kavcıoğlu döneminde büyümeyi sağlamak için TCMB’nin politika faizini tekrar enflasyon seviyesinin altına çekebileceğini belirtti. Şahap Kavcıoğlu, Erdoğan ile aynı gevşek para politikası tutumunu benimsiyor.
Moddy’s açıklamasına göre, bu gibi adımlar daha fazla ithalata ve daha yüksek cari açığa neden olabilir.
..
Doların sert bir şekilde yükselmesinin ardından sitem dolu paylaşım yapan Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara;
“Neden sessiz kaldığım soruluyor. İnanın içimden bir şey söylemek gelmiyor. Bütün kariyerimi verdiğim kurumum ve çalışma arkadaşlarım adına üzgünüm. Ülkem için çok ama çok üzgünüm…” diye yazdı.
..
Gelecek Partisi lideri Davtuoğlu;
“Mesele faiz falan değil; mesele siyaset, mesele bunların iç çekişmeleri. Mesele saray entrikaları. Mesele ortaklar arası pazarlıklar” dedi.
.
VP Bank'ın baş ekonomisti Thomas Gitzel;
“Türk para politikasına duyulan güvene ve para politikasının bağımsızlığına Cumhurbaşkanı kararıyla büyük zarar verildiğini” söyledi.
“Türkiye'nin döviz kredisi dağlarının altında ezilmesi, kurdaki zayıflığı akut bir soruna dönüştürecek”
“TL'deki değer kaybı, kredi kullanımını daha pahalı hale getirecektir.” Dedi.
.
BayernLB şirketinin ekonomisti Manuel Schimm;
“Türkiye’de büyük ölçüde tüketim ve sermaye ithalatına dayalı büyüme modelinin 2014 yılından beri işlemiyor.”
“Sanayiyi güçlendirecek ekonomik reformlar yerine siyasi yönetim, gevşek para ve kredi politikalarıyla işe yaramayan bir büyüme modelinde karar kıldı.”
“Giderek artan sosyo-politik baskı, ayrıca Türkiye’nin en büyük ticari ortakları ABD ve AB ile yaşadığı anlaşmazlık ve tartışmaların, dışardaki finansörleri ve yatırımcıların güvenini sarstı” dedi.
.
Son söz:
Murat Muratoğlu köşesinin son paragrafında diyor ki:
“Yeni Merkez Bankası Başkanı yandaşın gazetesinde köşe yazarı çıktı.
Bir iki makalesini okuyunca fikir sahibi oluyorsunuz hakkında…
Dayanamaz fazla…
Yazısında, “Dünyada negatif faiz söz konusu iken bu ülkenin önemli ekonomi yazarlarının, bankacılarının, iş kuruluşu temsilcilerinin yüksek faizde istikrar aramaları gerçekten üzücü bir durum” ifadeleri yer alıyor.
Düşündüğü gibi davranırsa faizleri hızlı düşürme çabasına girecektir.
Bunun anlamı açık…
Döviz kurları yeni rekorlara yönelecektir. Dolar Türkiye'den önce Ay’a gidecektir. Kovulacaktır!
Düşündüğü gibi davranmazsa, doğruları yapmaya çalışırsa hiç fazla alışmasın o koltuğa…
Gelecek kışı bile göremez.
Bu sefer de emirleri uygulamadığı için kovulacaktır.”
…
İşte okudunuz;
Yurt içinden,
İktidardan kanadından,
Muhalefetten,
Yurtdışından gelen tepkileri.
.
“Ekonomi ne olacak?” diye sakın bana sormayın.
Vallahi bilmiyorum…
***
MEMLEKETİN HALİ NE OLMALI?
Kıdemli politikacı Hüsamettin Cindoruk, “Peki memleketin hali ne olacak?” sorusunu, yazar Saygı Öztürk’e cevaplamış.
.
Yine o tatlı, hoş, sakin uslubuyla.
Verdiği röportajdan bazı başlıklar:
.
“İç barış olmazsa Türkiye’nin birliği ciddi sıkıntıya düşer. Cumhuriyet’in yurtdışındaki dostları azalmıştır. Hatta ‘var mıdır’ diye sormak lazım”
.
“Türkiye'de bir iç barış sağlanması lazım. Yoksa gidişat çok kötü”
.
“Benim de mensubu olduğum Demokrat Parti, Adalet Partisi, Büyük Türkiye Partisi kapatıldı. Ama ben yine TBMM Başkanı oldum. Parti kapatmanın pratik bir sonucu yok. Partileri denetlemek gerekir. Onu da kapatarak değil, bir sürü başka tedbirler uygulayarak yapabiliriz.”
.
“Siyasi partiyi kapatmak siyaseti sertleştirir, halkı demoralize eder. Aykırı partileri de parlamentoda muhafaza etmek lazım. Başkanlığım döneminde aykırı partiyi Meclis'te muhafaza ettim. Gece hadise yaratanlar, zorluklar çıkaranlar, direnç gösterenler oldu. Onlara demokrasinin hoşgörü rejimi olduğunu gösterdim.”
.
“Necmettin Erbakan, ‘Kanlı mı olacak kansız mı olacak?’ dedi. Ben gerekçelerini gösterip Erbakan’ı kurtardım. Aslında kurtardığım Erbakan değil, kurtulan parlamentomuzdu. Onun da partisi kapatıldı, yeni parti kuruldu. Sonunda iktidara geldi. Bugünkü iktidar da, kapatılan partinin sonucudur. Partileri disipline edecek olan dava değil, adil olmaktır.”
.
“Benim gördüğüm şu an ülkemiz tuluatla (doğaçlama ile) idare ediliyor. Son hadise de bunu gösteriyor. Hiç gereği yokken İstanbul Sözleşmesi kaldırılıyor. Kanun, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle kaldırılamaz. O zaman, Birleşmiş Milletler sözleşmesi, Avrupa Birliği sözleşmelerinden de Cumhurbaşkanı kararnameleriyle çıkılabilir. O zaman, bunlar kanunlarla teminat altına alınmaz. İstanbul Sözleşmesi kararname ile iptal edildi deniliyor ama İstanbul sözleşmesinden bu haliyle çıkılamaz. Bunun için kanunun çıkarılması gerekir. Bu tuluattır. Basit hadise değildir. Meclis sadece güvence değil, Cumhuriyet'in teminatıdır.”
.
“Andımızı kaldıranlar da bilsin ki, Andımız Kuvayı Milliye’nin önsözüdür, Cumhuriyet rejiminin önsözüdür. Dr. Reşit Galip, Atatürk’ün sofrasında Atatürk’e karşı çıkan adamdır. Kuvayı Milliye devlet kuruyor. Andımızdaki Türk, Kuvayı Milliye’yi tarif ediyor. Andımız, Kuvayı Milliye’nin reçetesidir, Türkiye'nin reçetesidir.”
.
“Şimdi de ‘Hukuk Reformu' yapacaklarını söylüyorlar. Cumhuriyet kazanmıştır, siyasi İslam'a geçirmek isteyenler kaybetmiştir. Yeni bir şey söylemezlerse, iktidarı da kaybederler. 21 yılın iktidarı sonuç alamadı. Cumhuriyetçiler, Kuvayı Milliyeciler kazanmıştır, Cumhuriyet medeniyeti kazanmıştır.”