Malum meyve bahçelerinde budama ve bakım işleri tamamlandı. Bir yandan ilaçlar da atılıyor. Ağaçlar bir çiçek açıyor bir kırağı yağıyor, bir çiçek açıyor bir kar yağıyor.

Malum meyve bahçelerinde budama ve bakım işleri tamamlandı. Bir yandan ilaçlar da atılıyor. Ağaçlar bir çiçek açıyor bir kırağı yağıyor, bir çiçek açıyor bir kar yağıyor. Çok netameli bir mevsim hüküm sürüyor. Arılara zehirsiz ilaçlar da raflarda yerini alıyor. Aslında bu zehirsiz diye ilaçlar bilinen ilaçlar arı tembelliğine neden oluyor.
Arıların tembelliği hiç kimsenin aklına gelmemiştir. Ancak arıların da tembellik olarak nitelendirilen davranışları bulunuyor. Aslında bu tembellik sayılmaz ama insanoğlunun doğaya müdahalesi arttıkça arıların davranışlarını da etkileyebiliyor. Yoksa “arı gibi” deyimi tamamen arıların çalışkanlığından köken alan bir deyimdir.
Tozlayıcı çeşit kullanılan meyve ve sebze türlerinde üreticiler yeterince meyve tutumunun gerçekleşmediğinden şikâyet etmektedirler. Özellikle kirazda bu sorun çok sık yaşanmaktadır. Bu türlerde meyve tutumu arı ve böcek ziyaretleriyle mümkün olmaktadır. Tozlaşmalarında rüzgârın çok fazla etkisi yoktur. Arı ve böcekler, doğada bulunan bitki türlerinin %90’ında meyve ve tohum tutmada etkili olmaktadırlar. Dolayısıyla kültür bitkilerinde de meyve tutumu ve kalitesinde önemli rol oynamaktadırlar.
Meyve bahçelerinde hastalık ve zararlılara karşı yılın her döneminde olduğu gibi çiçeklenme öncesi ve sonrasında yoğun zirai mücadele yapılmaktadır. Özellikle kirazda monilyaya karşı %10 ve %90 çiçeklenme dönemlerinde genellikle ilaç atılmaktadır. Bilinçli üreticilerimiz ilaçlamada arılara zararı olmayan ilaçları kullanmaktadır. Aslında doğru bir tercih gibi görünmektedir. Hiç ilaçlama yapılmasa daha iyi ama ürün almak için mecburen ilaç kullanılmaktadır.
Üzerinde arılara zararsızdır yazan ilaçların çoğunluğu pis kokmaktadır. Hemen bütün ilaçlar, özellikle böcek ilaçları arılara zehirlidir. Ancak zararsız olarak bilinen bu ilaçlar, arıyı kullanılan alana sokmamaktadır. Diğer bir deyişle arılara zararsızdır yazan ilaçların kullanıldığı bahçelere arılar girmemektedir. Koku bir yerde uzaklaştırmaktadır. Elbette uzaklaştırmakla kalmamaktadır. Esas sorun burada başlamaktadır. Arılar hem kokuyu algılamakta, hem de çiçeği algılamaktadır. Dolayısıyla ilerleyen zamanlarda benzer yapıya ve renge sahip çiçekleri ziyaret etmemektedir. Kovan bahçenin içine bile konsa, eğer bahçe ilaçlanmış ise, arıların o bahçede çiçek ziyaret etmesi ve tozlaşmayı gerçekleştirmesi mümkün değildir. Daha uzak mesafelerde nektar ve polen arayışına yönelen arılarda verimlilik düşmektedir. Yapılan araştırmalarda beyaz çiçekli bir bahçeye uygulanan ilaçtan sonra, arıların beyaz çiçekleri ziyaret etmediği tespit edilmiştir.
Ekosistemlerde bütün canlı ilişkileri besin zinciriyle organize olmaktadır. Böceklerin beslenme kaynağı olarak kullandığı çiçekli bitkilere yapılan müdahaleler, böcek populasyonlarını kırdığı gibi, aşırı ve kontrolsüz ilaçlamalar beslenme rejimlerini de değiştirmektedir. Öteden beri arıcılarımız, sabah gelen polenin rengi ne ise, akşama kadar gelen polenlerin benzer olduğunun farkındadır. Arılara zararsız ilaçların kullanıldığı bahçeleri, kokudan dolayı ziyaret etmeyen arıların, kovan içerisindeki tarlacılara tarif etmesi elbette beklenemez. Dolayısıyla tarif edilen çiçeklerin uzak mesafelerde olması ve buna bağlı olarak sefer sayısının azalması doğaldır. Aslında arılar tembellik yapmamaktadır. Sefer sayısı azalmakta, nektar ve polen taşınması azalmakta, verimlilik düşmektedir.
İlaç her zaman arının düşmanıdır. Arıya zararsız böcek ilacı olmaz. Zarar vermeyecek dönemde kullanmak daha doğru olanıdır.