Yaklaşık elli yıldan bu yana, bitkisel üretimde çok yoğun zirai ilaç kullanılıyor.

Yaklaşık elli yıldan bu yana, bitkisel üretimde çok yoğun zirai ilaç kullanılıyor. Her geçen yıl hem ilaç sayısı hem de ilacı kullanma sayısı artıyor. Dünya zehirli bir çorba haline geliyor. İlaçsız gıda tüketimi her geçen gün zorlaşıyor.
Sydney Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından yapılan çalışmada, toprak, atmosfer, yüzey ve yer altı suları incelenmiş ve önemli riskler ortaya konulmuş. Çalışmanın ürünü olarak da riskli bölgeler haritalanmış.
Harita Asya'nın en yüksek kirlilik riski taşıyan en büyük kara alanlarına ev sahipliği yaptığını, Çin, Japonya, Malezya ve Filipinler'in en yüksek riskli bölgeler olduğunu gösteriyor. Aslında bu haritaların ülkesel bazda da hazırlanarak tüketicilerin bilgisine sunulması gerekiyor.
Anılan araştırmada, dünyada halen tarımsal üretimde kullanılan arazilerin %64’ünün pestisit kirliliği altında olduğunu gösteriyor. Bazı bölgelerde belirlenen zirai ilaç birikimi insan ve hayvan sağlığını tehdit edecek düzeyde bulunuyor.
Pestisitler, yüzey sularıyla farklı bölgelere taşındığı gibi, sızma yoluyla yeraltı sularına da karışıyor. Yüzey sularıyla taşınan ilaç etken maddeleri göl, gölet, baraj ve denizlerde birikmeye devam ediyor.
Avusturalya’da zirai ilaç kirliliği düşük gibi görünse de bazı bölgelerde, özellikle yağışın yetersiz, su kaynaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde sağlık sorunlarına neden olacak düzeylerde bulunuyor. Bazı bitkilerin ilaç etken maddelerini bünyelerinde daha fazla bulundurduğunu da unutmamak gerekiyor.
Kirlilik ürün çeşitliliğinin yüksek olduğunu bölgelerde daha fazla görünüyor. Farklı bitki türlerinin yetiştirilmesi esnasında kullanılan ilaç çeşitlerinin de fazla olması, ilaç etken madde birikiminin artmasına neden oluyor. Tarımsal üretimde, küçük ve orta ölçekli, çiftlik gelirlerinin düşük olduğu bölgelerde kirlilik nispeten daha az görünüyor.
Pestisit birikimi, doğal dengeleri alt üst ediyor. Ekosistemlerde oluşan beslenme zincirlerini kırdığı için sistemleri daha istikrarsız hale getiriyor. Canlı yaşamın en önemli unsuru olan su kaynaklarının kirlenmesi, doğal yaşam alanlarının daralmasını hızlandırıyor.
Dünya nüfusunun 2030 yılında 8.5 milyarı geçeceği tahmin ediliyor. Gıda üretimini artırma çabaları bitkisel üretim alanlarında zirai ilaç birikimini hızlandırıyor. Daha fazla insanı beslemek için yapılan çalışmalar, dünyayı daha fazla kirletiyor. Haliyle beslenme kalitesi her geçen gün düşüyor.
Aslında gıda üretimini sentetik kimyasal kullanımını azaltacak tedbirlerle artırmanın yollarının acilen bulunması gerekiyor. Aksi halde, artan pestisit yükü gıda güvenliğini de tehdit ediyor.
Uzmanlar, pestisit kullanımını artıran en önemli unsurun verimi artırma çabaları olduğunu belirtiyor. Bunun için öncelikli olarak gıda israfının önüne geçmek gerekiyor. Verimi artırmaktan ziyade, kaliteli ürün üretmek, hasat harman, mutfak kayıpları ile aşırı yemenin önüne geçilmedikçe ilaç yükünü azaltmak imkansız görünüyor.