Şu memleketin haline bakın!

Şu memleketin haline bakın!
Virüs tüm dünyaya yerleşmişken, bizim birinci olmamızı içime sindiremiyorum.
.
“Dünyada birinciyiz” derken bu kastedilmemişti sanırım.
.
Geçen sene daha az vaka varken, milleti sıkıştırıp önlem almaya zorlayan iktidar, şimdi “Eve kapanın” demekten başka bir iş yapmıyor.
.
Pozitif vakaları karantinaya almadan “Eve gidip kapanın” tarzı uygulamalar yapılıyor.
.
Virüs zaten bizim milletin umurunda değilken, böylesi gevşek bir istek haliyle virüsü tetikliyor.
.
Yaşlıları eve kapattık,
Çocukları, gençleri eve kapattık,
HES kodunu uyguladık,
Her evi Karantina noktası haline getirdik,
Okulları kapattık,
Çalışma saatlerini ayarladık,
Lokantaları, kafeleri kapattık…
Ne oldu?
Elde var sıfır.
.
Sebebi ise:
Etkin olamadık.
Ve hala etkin değiliz.
.
Şimdilerde tam kapanma gibi bir kavram konuşuluyor.
.
Kimi kapatacaksınız?
Hayat mı duracak yani?
.
Hafta sonu kapanmayı, hafta içi mi yapacaksınız?
.
Nasıl olacak?
.
Cepte yok, cepkende yok…
Milletin cebine para koyabilecek misiniz?
İhtiyaçları karşılayabilecek misiniz?
.
Geçin bunları…
.
İşte en son örnek.
.
İnsanlar binmişler otobüse,
Bozcaada’ya gezmeye gitmişler.
Yolda durdurup ne soran var,
Ne arayan?
.
Sonuçta Bozcaada’ya alınmamışlar.
Süper.
Ada’ya almayan o kimse görevini yapmış,
Helal olsun…
.
“Diğer şehirlerden gelenler 10 gün karantinada tutulacak” şeklinde bir uygulama açıklandı.
Ne oldu?
Yunanistan’a geçemeye çalışan göçmenler uçakla mı geliyor ilimize?
Paraşütle mi atlıyorlar?
Neden il sınırımızda yakalanmıyorlar da denizde yakalanıyor?
.
Geçin bunları.
Hepsi lafta kalıyor bence.
.
Yapılacak tek iş şu:
Şehirdeki herkesi teste tabi tutmak.
Pozitiflere sıkı bir karantina yaşatmak.
.
Şehir giriş-çıkışlarını da sıkıca denetlemek.
.
Bu kadar basit.
.
Eve gönderilen “Karantinacı” elini-kolunu sallayarak sokakta geziyor.
Veya
Pozitif olduğunu bilmeyenler, sokakta “fink atıyor.”
Yoksa nereden bulaşacak ki?
.
Yap testini,
Al önlemini…
 
***
HAİN KİM?
Bildiğiniz üzere,
Geçtiğimiz günlerde İl Genel Meclisinde yapılan oylamada CHP’li Meclis Üyesi Nejat Önder, bağımsız adaylığını açıklayıp kazandı ve AK Partiye geçti.
.
Geçiş süreci “Makam masasında yoğurtlu, dolmalı kahvaltı” olunca da kıyamet koptu.
.
Önder’in seçilme sürecinde yeter oy sayısını sağlaması için 1 adet CHP’linin kendisine oy vermesi gerekti.
Ve bu sağlandı.
.
Şimdi ise CHP’liler “Kim bu hain?” diyerek kendi içlerinde “Cadı Avına” çıkmış durumdalar.
.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir:
“Kendi gruplarına hâkim olamayanların” böylesi bir yenilgiyi bir kişiye yüklemelerine de anlam veremiyorum.
.
Adam gitmiş AK Parti gurubuyla anlaşmış.
Siz neredesiniz?
AK Parti aday çıkarmış ama o aday bile kendisine vermemiş.
Neredesiniz?
Siz kendi derdinize düşmüşken bir kişi gidip bağımsız adaya oy vermiş.
Neredesiniz?
Onlar sizi “Pozitif vakalı” meclis üyesinin oy kullanıp, kullanmamasıyla oyalarken,
Siz neredesiniz?
.
Öyle veya böyle iş bitmiş.
Tam çataldan golü yemişsiniz.
Bunun kabahati tamamıyla İl Yönetimine ait.
.
Gelelim bağımsız adaya oy veren CHP’liye.
.
Üye, arkadaşı “Bağımsız” olarak adaylığını koyunca belki de “Rica” üzerine oyunu vermiştir.
Kazandıktan sonra “AK Partiye geçeceğini” bilse oy verir miydi?
Ona bakmak lazım.
.
Bağımsız adaya oy vermek hainlik mi?
Ona bakmak lazım.
.
Bence bu üyenin oy vermesinden çok, neden böyle bir oy kayması yaşandığına bakmak lazım değil mi?
.
Kimse hain filan aramasın, kendisine baksın.
.
Gelelim Nejat Önder’e…
.
Kendisi uzun yıllar ilçe başkanlığı yapmış.
Partinin her kademesinde bulunmuş.
Son olarak İl başkanlığı yapmış biri.
.
2019’da yapılan seçimde,
İl Genel Meclisi listesine de kendi tırnaklarıyla kazıyarak seçilerek gelmiş.
.
İlk dönem kendisine öneri gitmeden bir meclis başkanı seçilmiş.
Bu dönem yine kimse önünden geçmemiş.
.
Yahu parti yönetiyorsunuz.
Bari “Ahde vefa” örneği gösterip, bir kere önünden geçin.
Yarım ağızla da olsa sorun “Niyetin var mı?” diye.
Siz kendinize yakın isimlerle dans etmek için olmadık adaylar sunarsanız olacağı budur.
Kimse, kimsenin kulu kölesi değildir.
.
Gelelim bundan sonrasına.
.
Meclis Başkanı seçilen Önder, gemileri yakarak bu makama oturdu.
.
Zannediyor musunuz ki her denileni yapacak?
.
Artık kaybedecek hiçbir şeyi yok.
Bence kimsenin emrine girmeden, elinden geldiğince bağımsız bir başkanlık yapacaktır.
.
Şehir kendisine küskün.
Bunu eski bir siyasetçi olarak elbette biliyor.
.
Ancak böyle bir davranış ile kendisini “Arkadaşlarına ve kendisine oy verenlere” affettirebilir.
 
***
BİR BARDAK SU
Bir okuyucum bana ulaştı.
Derdi var.
.
“Ne olur özel hastane yetkililerine söyleyin kantini 24 saat açık tutsunlar” dedi.
“Hayırdır” dedim.
“Geçtiğimiz pazartesi günü gittik. Saat 23.15 suları. Su ihtiyacımız doğdu. Ama içecek su bulamadık. Kantin kapalıymış. Oradaki görevli ‘benzinliklerden alabileceğimizi’ söyledi. Şaşırdık tabi…”
“Nasıl olur, bari sebil koysalardı.”
Hatta İstanbul’dan birileri de vardı. ‘Biz buranın yabancısıyız, benzinlik nerede bilmeyiz’ dediler.”
“Tamam ben yazarım, okurlarsa muhakkak bir önlem alırlar. Onlar da sanırım farkında değiller” dedim.
.
İşte de yazdım.
Lütfen ilgilenin ve artık su satışı mı yaparsınız,
Yoksa sebil mi koyarsınız bilemem.
İnsanların şikâyetleri bu yönde…