Virüs geldi, alarmlar çaldı.
Virüs geldi, alarmlar çaldı.
O kadar ikaz, o kadar önlem işe yaramadı.
.
Türkiye’nin
En kültürlü,
En akıllı,
En sağlıklı,
En varlıklı kenti Çanakkale virüs konusunda birinci oldu.
.
İnanması zor ama ne yazık ki böyle.
.
İnsanımızın özgürlüğüne fazlaca düşkünlüğü mü?
Yoksa,
Umursamazlığı mı?
Anlaşılır gibi değil.
.
Aslında minnacık virüsü alt etmesi kolay.
Ancak virüs kadar beyni olmayanların sürekli olarak sokaklarda gezerek bulaştırdıkları, insanları katlettikleri düşünülürse, yukarıda yazmaya çalıştığım şehir özelliklerimizin ne kadar sahte olabileceği de ortaya çıkıyor sanki.
.
Demek bizler sanıldığı gibi değilmişiz.
.
Yazık, yazık, yazık…
Sevdiklerimiz elimizden bir bir gidiyor.
Çoğu da,
Ya evde karantinada,
Ya da hastanede.
.
Her telefon çalışında korkuyla açıyoruz, “Acaba bu sefer kim?” diyerek.
.
Suçlu ararsak dolu.
Aslında herkes suçlu ama faydası yok artık,
“Deniz bitti...”
.
“Olan oldu” diyerek şapkayı önümüze koyacağız.
.
Bundan sonrasına “Akıllıca” bakıp,
“Bu sefer kim?” dememek için,
İnsanı canından bıktıracak kadar sıkı tedbirleri,
“Cesaretle” almalıyız.
.
Zira,
Tedbir alacak insan kalmayacak sonunda…
***
Prof. Emre Kongar demişti ki:
“En büyük şanssızlığımız salgının bu iktidara denk gelmesi…”
.
Peşinden şu soruyu sorup, salgına karşı dünyada ve Türkiye’de yapılanları sıralamıştı:
.
“COVID-19 salgınında çağdaş ülkelerin hükümetleri ne yapıyorlar?”
1) Salgını önlemek için maske, mesafe ve temizlik gibi önlemlere ek olarak, iki hafta süreli karantinalar uyguluyor ve bu süreler içinde zarara uğrayan vatandaşlarına maddi destek veriyorlar.
2) Aşı ve ilaç üretimine yöneliyorlar.
3) Üretilebilen aşı ve ilaçlarla ilgili bilgileri bütün ülkelere aktarıyorlar.
4) İthalat ve ihracat yoluyla, üretilebilen aşı ve ilaçları bütün öteki ülkelerle paylaşıyorlar.
5) Aşı ve ilaç uygulamalarının nasıl yapılacağını bilimsel yöntemlerle saptıyor, kamuoylarıyla paylaşıyor ve aşı uygulamalarını başlatıyorlar.
.
“Peki, Türkiye’deki iktidar neler yaptı; neler yapılıyor?”
1) Uzun bir süre, maskeyi bile doğru dürüst sağlayamadı.
2) İki haftalık karantina uygulayamadı, kısa süreli ve sınırlı karantinalarda ise zarara uğrayanlara yeterli destek veremedi.
3) Salgının yayılmasına uygun ortamlar yaratan dini ve siyasal amaçlı kalabalık toplantılar düzenledi.
4) Salgın ile ilgili bilgileri hem iç hem dış kamuoyundan gizledi.
5) Tek olumlu iş olarak, tedavi için gerekli olan ilaç ithalat ve imalatını sağladı.
6) Aşı ile ilgili olarak hem kamuoyuna bilgi vermedi hem de bu karartmadan dolayı tatsız söylentilerin yayılmasını önleyemedi.
7) 11 Aralık’ta aşıya başlanacağını belirtti ama aradan on günden fazla zaman geçtiği halde herhangi bir hareket görülmedi.
8) Bu ihmallerin sonunda hem Avrupa’dan hem Çin’den aşı ithal edildiği, Avrupa’dan ithal edilenlerin gizlice iktidar mensuplarına yapıldığı, halka ise Çin aşısının yapılacağı dedikodusu yayılmaya başladı.
9) Bir “Bilim Kurulu” üyesi, çarşamba günü aşıya başlanacağını duyurdu.
10) Aşının ithal edilip edilmediği, ithal edilmişse hangi ülkeden hangi marka aşının kaç doz ithal edildiği, halktan gizlendi.
11) İthalatın devlet eliyle mi, yoksa yandaş şirketler tarafından mı yapıldığı, yapılacağı, maliyetin ve alış fiyatının ne olduğu açıklanmadı.
12) Yapılacak aşının, yaygın deneyim uygulaması olan faz 3 aşamasından geçirilmeden tatbikata sokulacağına ilişkin kuşkular uyandıran bir yönetmelik değişikliği yapıldı.
13) Batı ülkelerinde aşı uygulamaları, kuralları halka açıklanan ilkeler çerçevesinde çoktan başladığı halde, Türkiye’de hangi marka aşı veya aşıların, nerede, kimler tarafından, nasıl, hangi risk gruplarına, ne sırayla, ne zaman yapılacağı hâlâ belli değil.
.
Söyleyin şimdi,
Cevap verin…
Tüm bunları söylerken,
“Haksız mıydı?”
***
Çanakkale’nin il nüfusu:
541.548
.
Risk:
Çok Yüksek
.
Hafta hafta yükselen Pandemi tablosu:
Tarih Vaka 100 binde
12.03 581 149,8
19.03 811 202,8
26.03 1098 348,8
02.04 2961 546,8
09.04 4318 797,3
16.04 5215 963
.
Haftalık değişim oranı:
%21
.
1.Doz aşı olan kişi sayısı:
134.922
Nüfusa oranı:
24,91
.
2.Doz aşı olan kişi sayısı:
89.902
Nüfusa oranı:
%16,60
.
Bu tabloya göre;
07.12.2021 Tarihinde,
2.Doz aşıların %75’nin tamamlanacağı öngörülüyor.
.
İşte tablo bu.
Tedbir almak,
Virüsü alt etmek,
Bizim elimizde.
***
AŞIDAN SONRA ANTİKOR TESTİ YAPTIRMALI MI?
Doç. Dr. Savaşçı bu soruya şu cevabı vermiş:
“Bu tamamen bilim dışı ve gereksiz bir uygulama. Halkımız 'benim antikorum 3, seninki 5, korur mu korumaz mı' diye antikor ve test peşinde koşmasın; sadece aşıyı yaptıralım ve tedbirleri elden bırakmadan kendimizi korumaya çalışalım.”
.
“Bu dönemde ne yazık ki çok gördük aşıyı yaptırıp maskeyi çıkartanları. Birinci aşıdan sonra çok rahatsızlanan sağlık çalışanı da oldu; çünkü çok yoğun bir ortamda çalışıyoruz. Antikoruna baktırıp insanlar tedbirleri bırakırsa, bu antikorların ne kadar koruyucu olduğu bilinmeyebilir, bir de doğru teknikte çalışıldı mı, koruyucu antikor muydu bunlar hep bir soru işareti. Dolayısıyla, 'benim antikorum yüksek, ben her ortama gireyim, eğlenceme gideyim, maskemi de takmayayım' gibi yanlış bir düşünceye kapılmasınlar.”
.
AŞIDAN SONRA CORONA OLUNUR MU?
Doç. Dr. Savaşçı şöyle diyor;
“Aşıdan dolayı corona virüs olan vatandaşımız yok, bu da yanlış anlaşılıyor. Bunların hiçbiri canlı aşı değil.”
.
“Aşıya bağlı herhangi bir corona virüs mikrobunun bulaşması söz konusu değil; ama kişiler tedbirleri elden bıraktığı için corona virüse yakalanmış oluyor. Ne yazık ki bize böyle çok sorular da geliyor, 'virüs acaba aşı ile mi bulaştı' diye; asla aşı ile virüs bulaşmaz. Bunlar inaktif aşı, içinde hiçbir canlı virüsün olmadığı, parçacıkların olduğu aşılar. Dolayısıyla aşı olan kişi, aşıdan dolayı virüs kapmaz; ama aşı olup, kendisine güvenip, maskesini çıkarttığı anda virüs kapma ihtimali olabilir…”
***
ÇANAKKALE’DE VAKALAR NEDEN ARTIYOR?
Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Güleda Erensoy “Kentte vaka artışlarının durdurulamıyor” dedi ve şu soruları sordu:
“İlimizde ‘Covid-19 vaka sayıları neden bu kadar artıyor?’ biz de bilemiyoruz. Vaka artışı konusunda Çanakkale’ye özel nasıl bir durum var tespit edemedik.”
.
“Çanakkale bir sanayi kenti olsa, yani çalışanların çok fazla olduğu bir işçi kenti olsa, ‘çok çalışan var, dolayısıyla ne kadar kısıtlama yaparsanız yapın işyerlerinde insanlar birbirlerine bulaştırıyor’ diyeceğiz.
Ama öyle çok yoğun bir sanayi yok Çanakkale’de.”
.
“Çok yoğun giriş çıkışların olduğu bir il olsa yani İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den ve Bursa’dan çok yoğun Çanakkale’ ye girişler olsa, ‘Virüs Çanakkale’ ye dışardan geliyor’ diyeceğiz.
ama böyle bir durum da yok.”
.
“Peki Çanakkale’de bu denli yüksek vaka sayısı artışı nasıl olabilir?”
.
“Muhtemelen il dışı virüs gelişi olabilir, Çanakkale’ye denk gelen mutant virüsün çok hızlı yayılması etkili olmuş olabilir.
Ya da biliyorsunuz köprü inşaatı var, madenler var tabii aklımıza ‘Nereden bu kadar bulaş olabilir?’ sorusuna mantıklı cevaplar arıyoruz.”
.
“Bunu düşünürken de insanların çok yakın temasta bulunabileceği yerler aklınıza geliyor.
İnsanların temasını durduramadığımız hangi noktalar var o noktaları aklınıza getiriyorsunuz…”