23 Nisanı da içine alan 3 günlük bir hafta sonu kapanması yaşadık.

23 Nisanı da içine alan 3 günlük bir hafta sonu kapanması yaşadık.
.
Eskiden “Kapatma” diye bir tabir varmış.
Bilen, bilir.
Sözlük anlamı şu:
“Bir erkekle nikâhsız yaşayan kadın.”
Kısaca:
“Metres”
.
Bu iktidarla yaşamaya pek gönlümüz razı olmuyor ya,
O da beceriksiz uygulamalarıyla bizi sürekli kapatıyor ya.
Biz o halde mecazen, “Kapatma” mı oluyoruz.
Veya
“Kapatılmış”
“Kapanma uygulanmış” mı oluyoruz?
Biri bize ne olduğumuzu anlatsın.
Sebep olmadığımız bir bulaşı sonucu katlandığımız bu duruma bir açıklama getirsin artık.
.
İşin neresinden bakarsanız bakın, lebalebler, cenazeler ile gelen bu kapatmalar tamamen “Ben yaptım oldu” şeklindeki uygulamalardır.
Bu sebepten iktidarın kaçışı yoktur.
.
Adam çöp topluyor.
Elbette Pandemi dolayısı ile hafta sonu dışarı çıkması yasak.
Yakalanmış.
5 bin lira ceza kesilecek.
Yalvarıyor “Yapmayın” diye.
.
3 kişinin bile bir araya gelinmesinin yasak olduğu Pandemide tarikat şeyhinin cenazesine binlerce kişi katıldı.
Diyemiyor ki:
“Onlara neden kesmediniz cezayı?”
.
Diyemiyor ki:
“Lebaleb kongrelere neden ceza uygulanmadı?”
.
Zavallı adam yedi cezayı, oturdu aşağı.
.
Derdimiz adama ceza kesilmesi değil,
Cezanın neden herkese eşit şekilde uygulanmadığı?
Buna biz kısaca:
“Adalet” diyoruz.
Bunu bir anlayabilseniz zaten…
 
***
Hafta sonu kapandık 3 gün.
Aman ya Rabbim.
Önümüze gelen haberle bakın:
“Nutuk dağıtılmadı.”
.
Bir de utanmadan sebep yazmış.
“Kötü örnek oluyormuş”
.
Kabahat onda değil,
Ona:
Bu gücü,
Bu fırsatı ve
Bu cesareti verende.
.
Anadolu’da buna:
“De git…!” derler.
 
***
“Gri pasaportla insan kaçakçılığı” araştırılsın önergesi, mecliste AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
.
Neden?
.
Hani bu pasaportları veren CHP’li belediyeler de vardı.
Hani sabah akşam onları da suçlamıştınız?
.
İşte fırsat.
Haydi.
.
Neden reddettiniz?
.
İktidar destekçisi bir Allah’ın kulu çıkıp sormuyor:
“Neden?” diye.
.
İşte bende buna hayret ediyorum:
“Neden?”
 
***
Amasya, Rize, Siirt, Trabzon, Bolu, Niğde, Kayseri’de 23 Nisan dolayısıyla Atatürk Anıtı’na çelenk konulması Pandemi dolayısı ile alınan kararlar neticesinde yasaklandı.
.
Karara tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek buna tepki göstererek şöyle dedi:
“Milli mücadelenin kilometre taşı Amasya Tamiminden 102 yıl sonra Amasya Valiliği 23 Nisan’ı ve Atatürk Anıtı’na çelenk koymayı yasaklıyor. İktidar, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığını yeni boyutlara taşıyor. Kendileri lebalep kongreler yaptılar, insan canını hiçe sayarak keyfi uygulamalarda bulundular. Bizi ne Atatürk’ün yolundan çevirebilirler ne bayramlarımızı kutlamamıza engel olabilirler. Biz yine de çelenklerimizi gururla koyduk. İktidar boşuna uğraşıyor…”
.
Aynı Pandemi kararları diğer şehirlerde de geçerli olmasına rağmen Valilikler buna izin verdi.
.
Bunun yanında Emniyet Teşkilatı 23 Nisanı konvoylarla kutladı.
.
Bunların yanında,
Ayrıca:
Denizli’de vali törene katılmadı, Diyarbakır’da resmi kutlama yapılmadı.
.
Ayrıca:
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anıtkabir’deki törene katılmadı.
.
Ayrıca:
Kocaeli Barış Gazetesinin yaptığı haber şöyle:
.
“Son 6 yıldır 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim’de kutladığımız milli bayramlara ve Atatürk’ün ölüm yıldönümü 10 Kasım’a denk gelen Cuma hutbelerinde yer vermeyen Diyanet İşleri Başkanlığı, bu geleneğini 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na denk gelen cuma günü de bozmadı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Diyanet İşleri Başkanlığının, 2015 yılından bu yana sürdürdüğü bu tavrı, ‘Diyanet’in Atatürk’e ve milli bayramlara karşı bir alerjisi mi var’, yorumlarına neden oldu. Bilindiği gibi Cuma hutbelerinde sadece 15 Temmuz Demokrasi Bayramı’na yer veriliyor. Diyanet, 23 Nisan Cuma günü hutbesinde ‘Yetim: Cenab-ı Hakk’ın insanlığa emaneti’ konusuna yer verdi.”
.
Daha çok örnek var.
Ancak yazacak yerim yok.
.
23 Nisan,
19 Mayıs,
30 Ağustos ve
29 Ekim ile
10 Kasım
Birilerine bir şey ifade etmeyebilir.
Ancak Türk Milleti olarak bizlere çok şey ifade ediyor.
 
***
12 Eylül Askeri döneminde ekonomiden sorumlu olan Turgut Özal “Faizlerin serbest bırakılmasını” savunarak, bu ekonomik programı hayata geçirdi.
.
Bir anda mantar gibi “Bankerler” ortaya çıktı.
Bunların en ufak bir sorumluluğu yoktu.
Denetlenmiyorlardı da.
.
Memleketin çeşitli üçkâğıtçı, iflas eden tüccarları, emekli memurları, emlakçıları, kaportacıları, kasapları, ev kadınları, köşe başındaki bakkalları, 18 yaşından 70 yaşına kadar her yaştan, her baştan ve her cinsten Türk vatandaşı bir çırpıda başımıza “Banker” olup çıktılar.
.
1981 yılında sayıları bini aşan bankerlerin meşhurları şunlardı:
Banker Kastelli,
Banker Bako,
Banker Cengiz,
Anadolu Finans Bankercilik,
Banker Yalçın,
Banker Bortaş,
Banker Göktaş, 
Banker Serpil,
Banker Atalay,
Banker Nesil.
.
Bir de “Baker Bilo” vardı ama o filmdi, konumuzla alakası yok.
.
Halk Bankerlere para yatırmak için kuyruğa giriyordu.
.
Sebebi ise:
Yıllık enflasyon %30-40’larda iken aylık %10-12 faiz veriyorlardı.
Bu hesaba göre yılda bankerlerin, %150 kazanmaları gerekiyordu ama…
.
Derken Bir gün televizyonda Maliye Bakanı Kaya Erdem bir açıklama yapıyor:
“Vatandaşlar kumar oynuyorlar. Batarsa devletin yapacağı bir şey yok” diyor.
.
2 gün sonra gazetelerde Banker Yalçın’ın ofisini kapatıp kaçtığı haberi çıktı.
.
Bir ay zarfında yüzlerce Banker battı.
1 milyona yakın kişi bu krizden etkilendi.
Gazeteler her gün, intihar haberleri, iflaslar, ev ve dükkânlarını kaybeden insanların hikâyeleriyle doldu.
.
Temmuz 1982’de Skandal patlayınca, o dönem Başbakan Yardımcısı olan Turgut Özal ile Maliye Bakanı Kaya Erdem istifa ettiler.
.
Banker olayı birilerinin başını yedi…
Sonra?
1983 yılında yapılan genel seçimde Turgut Özal kurduğu parti ANAP ile seçimi büyük çoğunlukla kazandı ve başbakan oldu.
.
Gelelim günümüze.
Manşetler şöyleydi:
“Kriptocu Fatih 2 milyar dolarla yurt dışına kaçtı.”
.
Aynı…
Olay aynı, rolleri oynayanlar değişik.
Olan halka oluyor.
Piyasalar batık kriptocularla doldu bile.
Yakında “Bedava para peşine düşenlerin
Hikayelerini” bol bol dinleriz.
 
***
Haberler bitmedi daha devam ediyor.
.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık tarafından çocuk evlerinde yaşadığı ve devlet korumasında olduğu vurgulanan A’nın kimliği deşifre edildi.
.
Düzce Belediyesi araç alımında “Hülle” yaptı.
“İtfaiye aracı alacağım” diye ödeneği aldılar, yerine “Makam aracı” aldılar.
.
Türkiye F35 Projesinden çıkarıldı.
Sebep?
Kimse açıklamıyor.
.
Biden:
“Sözde Ermeni iddialarını telaffuz” etti.
.
Allah bildiği gibi yapsın.
Arkalarında onca katliama sebep olmuş bir ülkenin başkanının, bilinmeyen tarih hakkında laf etmesi, siyasetin dibe vurmasıdır.
.
Tiyatronun da alasıdır.
.
Amerikalılar da bir türlü başkan seçmeyi öğrenemediler gitti.
.
Ancak,
Bizim buna cevabımızın hala olmaması ayrı bir sorun.
.
Bu konuları da yarına bırakayım,
Zira yazılacak çok şey var…