Oh be! Nihayet açıkladı da rahatladık. Ne kadar merak ediyorduk.
Oh be!
Nihayet açıkladı da rahatladık.
Ne kadar merak ediyorduk.
.
Ekranlara dönüş yapan şarkıcı, besteci, yapımcı, oyuncu, televizyon programcısı, iş adamı İbrahim Tatlıses, programda kendisine “Evlenmişsin” diyen Ebru Yaşar’a yaptığı açıklamada, “Ben evlendim…” dedi.
.
Vay sen misin bunu diyen!
Bütün magazin ekranları, sayfaları yıkıldı.
Sosyal medyada haber pik yaptı.
.
Kendisinden 43 yaş küçük biriyle evlenmesinden tutun da, evlendiği kadının manikürcü olmasına kadar yazılmadık, söylenmedik kalmadı.
.
Memlekette bu kadar olumsuzluklar yaşanırken, bir magazin haberinin hepsinin üzerine çıkması karşısında “Pes!” demekten başka diyecek bir şey yok.
.
“Vallahi de Pes! Billahi de pes!”
***
ALLAH KURTARSIN
Dünya “Covid-19” denilen bir virüs salgını ile uğraşıyor.
Bilim adamları nefes nefese çalışıyor.
Sağlıkçılar kanının son damlasına kadar savaşıyor.
.
İnsanların kimi inanmıyor,
Kimi umursamıyor,
Kimi ise tedbirlere tam anlamıyla uyuyor.
.
Hepsiyle mücadele verilirken bir tane bilim adamı “Allah neden virüsleri yaratmış?” sorusuna şöyle cevap veriyor (yanlış yazdığımı filan sanmayın, ilahiyatçı değil bilim adamı):
“Çünkü insanların belli bir sayının üzerinde çoğalmaması gerekir. Yoksa insanlar yiyecek ekmek bulamaz…”
.
Virüsün ciğerlere zarar verdiğini biliyorum da, beyinlere müdahale ettiğini de yeni öğrendim.
.
Allah kurtarsın…
***
GÖZÜKÜN YETER
Kapanma kararı alındıktan sonra kolluk kuvvetlerinin bu sefer daha oluşturacağı açıklandı.
.
Yapılan yazılı ve görsel medyada, ana arterlerde yapılan bu kontrollerin sıkı olduğu görülüyor.
.
Ancak ara sokaklarda durum nasıl?
.
Mesela bir polis arabası görevlendirilip, sadece ara sokakları gezse neler görülecek kim bilir?
.
Bizim milleti korkutmak yeterli.
Gelin bakın neler oluyor?
Hele bir gezin.
.
Ceza yazmak değil amaç, korkutmak, caydırmak olsun.
Şöyle bir gözükseniz yeter.
***
TELEVİZYON SÖYLEDİ
Kapanma kararı verildiğinden bu yana insana saçma gelen yasaklar da peşisıra gelmeye başladı.
.
İlimle, bilimle, akılla pek bağdaşmayan yasaklardan biri de içki yasağıydı.
Neden, niçin, sebep, kural, kanun ilişkisi içinde sorguladığımız bu içki yasağını kimse bir yere koyamadı.
.
Kapanmada alınacak tedbirler kapsamında konulan bu yasaktaki içkinin, “Virüsle hangi sebepten ilişkiye girerek hayatımızı zorlaştıracağı” anlaşılmadı.
.
İşin tuhafı ise şuydu:
İçmek serbest,
Satış yasak…
.
Konulan yasağın dayanağı da yoktu.
Sorulan sorular hep havada kalıyordu.
.
O kadar saklanmasına rağmen, sonunda bu yasağın asıl sorumlusu ortaya çıktı.
.
İçki satışı yapan bir markete ceza yazan polise “Neden ceza kesiyorsunuz? Bir genelge var mı?” diye sorulan soruya verdiği cevap, işin boyutunu da gösteriyordu aslında:
“Televizyonlar söyledi…”
***
TURİST KİM?
“Datça’da denize giren bir vatandaşa ceza kesildi” diye bir haber geldi önümüze.
.
Eee?
Ne var bunda?
.
Cezayı kesen haklı.
.
Zira sokağa çıkma yasağı var bu ülkede.
Çıkmayacaksın kardeşim.
.
Ona denize girdi diye değil, sokağa çıkma ihlali yaptığından ceza kesildi.
Polis sonuna kadar haklıydı zira vazifesini yaptı.
.
Gelelim olayın başka bir boyutuna.
.
Cezayı yiyen adam diyor ki; “Şurada deniz girenleri gördüm, ben de girdim. Meğer onlar turistmiş…”
.
Bilmiyor ki;
Bu ülkede turistlere her şey serbest…
Onlar dışarı çıkabilir,
Alışveriş yapabilir (açık yer bulurlarsa tabi),
Denize girebilir,
Dağ, bayır dolaşabilir.
.
Adam bunu hesap edemedi.
Kendisini turist ile bir tuttu.
Sonuç?
Cezayı yedi, oturdu aşağıya.
.
Aslında “Vatandaş-turist ayrımını bilmediğinden” zaten “Turist” olarak yaşadığından da haberi yok.
Birçok vatandaşımızın yaşadığı gibi.
.
Böylece polislerin bu vatandaşlarımıza “Turist muamelesi” yaparak, ceza kesmemesi gerekir.
.
İşte itiraz edilecek nokta budur.
***
İFTİRA
Dedik ya “Yasaklar aldı başını gidiyor” diye.
Yine bunlardan biri.
.
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’ın imzasıyla yayımlanan genelgeye göre, “Eylemler sırasında polislerin görüntülerini ya da seslerini kaydetmek” yasaklandı.
.
Sebebi de şöyle açıklanmış:
“Özel hayatın gizliliğinin ihlali ve kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi ve paylaşılması anlamına geleceği hususunda şüphe bulunmaktadır…”
.
Eylem sırasında görevini yapan polislerin özel hayatı söz konusu olabilir mi?
Eğer özel hayatlarında böyle bir şey yapıyorlarsa zaten suç işliyorlar demektir.
.
Ayrıca, ortalık yerde eyleme müdahale edenlerin nasıl bir kişisel verisi olabilir ki?
Eğer kişisel olarak müdahale ediyorsa yine suç.
.
Mazeret tam oturmamış.
.
Bu konuda değişik fikirler var.
Ortalığın MOBESE kaynadığı meydan ve sokaklarda görüntü almanın yasaklanmasının pek mantığı yok.
.
Zira görev yapan birinin telefon kayıtlarından hangi gerekçeyle çekinmesi gerekir ki?
Polis, Jandarma suç mu işliyor sanki?
Hayır, görevini yapıyor.
O halde?
.
Bu madde ile polislerimiz ve jandarma zan altında bırakılıyor bence.
Potansiyel suç işleyecekmiş gibi görünmeleri hiç hoş değil.
.
Bakın şimdi.
1 Mayıs dolayısı ile sendikalar çelenk koymak için izin istediler.
Sokağa çıkma yasağı kapsamında olmamıza rağmen iktidar iyi niyet göstergesi ile belli sayıda olmak kaydı ile izin verdi.
.
Bence doğru da buydu.
.
Sonra ne oldu?
.
Bir takım marjinal gruplar kendi aralarında toplanıp, izinsiz olarak sloganlarla Taksim Meydanı’na girmeye kalktılar.
.
Polis ikaz etti.
.
Sokağa çıkma yasağını ihlal ettiklerinden ve izinsiz eylem yaptıklarından dolayı.
.
Bu gruplar ısrar edince polis fiziki güç kullanmak zorunda kaldı.
.
Ne var bunda?
Polis ne yapacaktı yani?
Tatlı dil işe yaramayınca, görevini yaptı?
.
Sözlü ikazlar yeterince ikna edici olmayınca,
“Gözaltına alın” emrini alan polis, kendisine direnen gruplara sizce ne yapmalıydı?
.
Şimdi,
Bu olayın, cep telefonu ile kayıt altına alınmasında ne sakınca olabilir?
.
Evet olamaz, ancak işin içine saptırma girince sakınca oluyor.
.
Nasıl mı?
.
Grup direniyor,
Polis, sözlü ikazı dinlemeyen gruba fiziki müdahale ile görevini yapıyor.
.
“Efendim yerde sürüklüyormuş.”
“Sert davranıyormuş.”
.
Kusura bakmasın kimse.
.
Polisin yaptığı fiziki müdahale, olayların en son haddine gelmiş hali.
.
İşte Emniyetin itiraz ettiği kısım da burası.
.
Müdahalenin en son kısmını cep telefonlarına kayıt edenler “Polis, hiç ikaz etmeden böyle sert davranmış gibi” anlatıyorlar.
Böylesi bir yayın haliyle, “İftiraya” giriyor.
Emniyet de burada haklı.
.
Durum bundan ibaret.
***
EMEKLİLER DIŞARI
Kapanma kararı alındı.
Hangi tarihlerde?
29 Nisan- 17 Mayıs arasında.
Sokağa çıkabilecekler, genelgeyle belirlendi.
.
Ancak İçişleri yeni yayınladığı bir genelgede “3 ila 15 Mayıs arasında yapılacak emekli maaşlarını almak isteyenlerin en yakın banka şubesine gitmelerine izin verdi.”
.
Çanakkale’yi düşünürsek,
Bankaların bir arada olduğu bu şehirde 3 ila 15 Mayıs arasında sokaklar insan kaynayacak demektir.
.
Diğer şehirleri de hesaba katarsak, “Bu kapanma, kapanmama olarak algılanacak” anlaşılan…
.
Zira Pandemi dolayısı ile evlerine kapatılan emekliler her gün, “Bankaya gidiyorum” diye sokaklara dökülecek gibi.