Gazetecilere parmak sallama, ayar verme modası oluştu.

Gazetecilere parmak sallama, ayar verme modası oluştu.
.
Hatta bazen tek bir gazeteciye 10 kişi ile saldırı düzenlemek, beysbol sopası ile dövmek, ağzını burnunu kırmak işin başka boyutu.
Üzücü tarafı ise saldıranların serbest kalması.
.
“Yapanın, yaptığının yanına kar kaldığı bir ülkede” nasıl gazetecilik yapacaksınız siz söyleyin.
.
En son örneği HaberTürk’te yaşandı.
.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yeni bir anayasa önerisi açıkladı.
.
Bu öneriyi HaberTürk’te konuklarıyla konuşan, tartışan Ebru Baki’ye tepki geldi.
.
MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter tarafından atılan bir Twitte;
“MHP'ye tahammülsüzlüğünü ifşa eden, alaycı gülümsemesiyle gerçekleri çarpıtan sözde bir gazetecidir. Konuklarını MHP düşmanları arasından seçmesi tam bir kokuşmuşluktur.”
.
HaberTürk kanalının kendi elemanını koruyacağı, buna okkalı bir cevap vereceği, ortalığı ayağa kaldıracağı beklenirken kurumsal olarak hiç ses seda çıkmadı.
.
Bunun üzerine;
Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, canlı yayında yaptığı açıklamada “İzzet Ulvi Yönter’in açıklamalarını aynen iade ettiğini ve kendilerinden özür dilenmesi gerektiğini” söyledi.
.
MHP Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Bülent Aydemir’e;
“Siz kimsiniz, hangi ölçü ve yüzle MHP ve Sayın Genel Başkanımızı özür dilemeye davet ediyorsunuz? Size bu gücü kim veriyor? Televizyon ekranlarından aklınızca siyasete ayar vermeye cüretini nerden buluyorsunuz?” diye çıkış yaptı.
.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Twitter’den “#HaberTürkTVizlemiyorum” etiketi ile boykot başlattı ve bu etiket “Trend Topic” listesinde birinci sırada yer aldı.
.
Bu kampanyanın ardından Habertürk yönetimi Bülent Aydemir’i bu işlerden sorumlu tutmuş olacak ki, kanaldaki görevine son verdi.
.
Son bilgiye göre de bu olayların sorumluluğunu üzerine alan Genel Yayın Yönetmeni Kürşad Oğuz da istifa etti.
.
HaberTürk yönetimi ise şu saate kadar bu konuyla alakalı bir açıklama yapmadı.
.
Bu güzel cumartesi günü sizlerin sinirlerini gerecek bir yazı yazmak istemezdim ama ülkemizde olan da bu.
.
Şimdi kanalın çalışanlarını kollaması gerekirken, işine son vermesiyle ilgili bir fıkra yazmak üzerime vazife oldu.
.
Lafın tamamını anlatmaktansa küçücük bir fıkra ile her şeyi anlatmak daha kolay.

Temel bir gün eve erken gelince karısını ve muhasebecisini yatakta yakalamış.
Bir şeyler yapmak istese de sinirden eli ayağı tutulmuş ve o hızla fırlamış dışarı hızlıca kahveye gitmiş.
Kahvede Dursun’a rastlamış.
Dursun Temel’in bu perişan halini görünce sormuş:
-“Ula uşağum, nedur bu halin?”
-“Hiç sorma Dursuncuğum, Fadime’yu benum muhasebecu ile yatakta yakaladum.”
-“Yapma ula. Peki ne ettun?”
-“Sinirlu halde bir şey etmek istemedum. Birkaç gün düşündükten sonra karar vereceğum.”
Aradan 15 gün geçmiş.
Dursun yolda Temel’e rastlamış.
-“Ula uşağum ne ettun o işi?”
-“Hallettum da…”
-“La yoksa Fadime’yu mu vurdun?”
-“Taş gibi karuyu vurur muyum da.”
-“Oyleyse muhasebecuyu vurdun?”
-“Olur mu la… Bütün defterlerum ondadur.”
-“Peki ne ettun o halde?”
-“Yatağu sattum da…”
 
***
KİMİ GÖRECEĞİZ?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Güvenli turizm programımıza ilave tedbirler getirdik.” diye açıklama yaparak, “Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımız iş birliği içinde çalışıyorlar.” dedi.
.
Sakin sakin dinliyoruz.
.
Sözünün devamında şöyle dedi
(İnanmazsanız yemin edebilirim):
“Turistin görebileceği herkesi mayıs sonuna kadar aşılayacağız…”
.
Bu ülkede daha aşılanmamış milyonlarca kişi var.
Hepsi “Ne zaman sıra bize gelecek?” diye beklerken, sırf turistlere yaranmak adına böyle bir açıklama nasıl kabul edilir anlamak mümkün değil.
.
Yani aşı olmak isteyen bir kişi, gidip bir turist görse ve bunu selfie çekerek ispatlasa, sağlık ocağına gidip “Ben turist gördüm, işte de ispatı” diyerek çektiği fotoğrafı gösterse, aşılanacak mı yani?
.
Turiste yaranmak için böyle bir uygulama Cumhuriyet tarihinde görülmedi herhalde.
.
Ayrıca şu da var:
“Adam aşı olmak istemezse ne olacak?”
Öyle ya, insanlık hakkı, istemeyebilir.
.
Bence cevabı şu:
“Gözlerini kapatacak…”
.
Diyelim vatandaş “Turisti gördü” ve aşılandı.
Ya ikinci doz için ne yapacak?
.
Onun için kimi görecek?
.
Çoktan seçmeli olarak cevaplayın:
a-Dedeni
b-Bebeni
c-Ebeni
.
Aslında üçüncü doz aşı da var ama ona söyleyecek bir şey bulamadım.
Sosyal medyada soracağım, bakalım ne cevaplar gelecek?
 
***
KÜSURAT ÖNEMLİ
Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde kabinede bazı değişiklikler yapıldı.
.
Bunların içinde Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı olan Zehra Zümrüt Selçuk, görevinden alındı.
.
Olabilir.
Takdir meselesi.
İktidarın sahibi kimi isterse onunla “çalışmak veya çalışmamak” isteyebilir.
.
Sistem böyle.
.
Ancak şaşırmadığımız bir şey oldu.
.
Ak Parti için hizmet vermiş veya bakanlık yapmış, milletvekilliği yapmış kişilerin boşta kalmaması adına yapılan daha önceki uygulamalar kapsamında Zehra Zümrüt Selçuk, Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın Yönetim Kurulu’na atandı.
.
Buraya kadar her şey tamam.
.
Bakanlık seviyesinde üst düzey hizmet vermiş birine Kardemir’in elbette ihtiyacı vardır ve atanmıştır.
.
Bu hizmeti karşılığında;
Kardemir’deki Yönetim Kurulu Üyeliği için huzur hakkı olarak Zehra Zümrüt Selçuk’a, aylık 39 bin 423 lira verilecekmiş.
.
Buraya bir nokta koyalım.
.
Şimdi gelelim bu tarafa.
.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, pandemi sürecinden olumsuz etkilenen esnaf ve sanatkârlara yönelik yapılan 500 lira ila 750 lira arasında yapılan desteklerin bir ay daha uzatıldığını duyurdu.
.
Bu 500 liralık yardım esnafa çok büyük bir nimetmiş gibi sunuldu.
(O da herkese değil tabi.
Bir dolu şartları var.)
.
Şimdi anlatmak istediğim şu:
500 lirayı büyük bir meblağ olarak görenler,
Zehra Hanımın maaşının son kısmındaki 423 liralık küsurata baksınlar.
.
“Ne var canım 39 bin alıyorsa?” diyenler için şunu demek lazım:
“Vatandaş 39 bini bırakın, sonundaki 423 liralık küsuratı bile alamıyor.”