Artık sistem yaban hayatına yetmiyor.

Artık sistem yaban hayatına yetmiyor. Yaban hayatı kültür alanlarına daha fazla zarar veriyor. Bugünlerde arı kuşu, arılıklarda çok ciddi zararlar vermeye başladı.
Oğul zamanı yoğun bir şekilde arı tüketen arı kuşu, daha yüksek bir nüfusla arılıklarda yine zarar yapıyor. Avlanması da yasak olunca arıcıları bıktıran bu hayvan bu sene daha fazla zarar verecek gibi görünüyor. Arıcıların kovanlarının başında nöbet tutmaktan başka çareleri yok. Başında durmazsan kovanların üzerine konup, çok daha fazla zarar yapıyorlar.
Arı kuşu, arı kuşugiller familyasından arı kuşu cinsini oluşturan, temel besinleri arılar olan kuş türlerinin ortak adıdır. Arılar ve diğer böceklerle beslenirler. Dere ve nehir kenarlarındaki yatay kum tünellerine ya da toprak oyuklara yuva yaparlar. Açık alanlarda yaşarlar. Sivri gagaları, uzun gövdeleri ve uzun kuyruklarıyla dikkati çeken çok süslü kuşlarıdır. Uzun, üçgen şekildeki kanatlarını süzülürken düz tutar ve ani hızlanma sağlayacak şekilde geriye ya da aşağıya doğru hafif vuruşlar yapar.
Süslü bir kuş olan arıkuşu, hemen her arıcı tarafından tanınır. Arıların varroadan sonra en büyük düşmanıdır. Özellikle ana arıların çiftleşme uçuşlarında çok ciddi zarar yaparlar. Genellikle polen toplayan arıların peşine düşen bu kuşlar, arılıklara da inmektedir. Her bir arı kuşu günde 70-80 civarında arı tüketmektedir. Arının genellikle başını kopararak tüketen kuşlar, arının bulunduğu yerde diğer böceklerle pek ilgilenmemektedir.
Arı kuşlarıyla mücadele oldukça zordur. Birçok arıcı tüfekle vurmaya çalışmakta veya teneke çalmak suretiyle arılıktan uzaklaştırmaktadır. Ancak arılık çevresinden uzaklaştırmak çok zordur. Eskiden bu kuşla mücadele etmek için Tarım İl Müdürlükleri tüfek fişeği dahi dağıtmıştır. Ancak, pek çok kuş türü gibi arı kuşu da koruma altına alınmıştır. Dolayısıyla vurmak, yuvalarını bozmak yasak olup, cezası vardır. Başka böcek türlerinin çoğalmasını beklemekten başka çare yok gibidir.
Pek çok kuş türünde rafya ve benzeri ses çıkaran ipler kullanıldığı halde, bu malzemeler arı kuşunu çok fazla etkilememektedir. Arılıklarda nöbet tutmaktan başka çare neredeyse yoktur.
Her yıl oğul mevsiminde gelmektedirler. Arıların sönmesi gibi zararları çok fazla olmasa da, ana arıların çiftleşme dönemi olduğundan koloni sönmelerine de neden olmaktadır. Arı popülâsyonlarının henüz artma döneminde olması ve arı kuşlarının çok yoğun bir popülâsyona sahip olması, kolonilerin tükenmesine neden olabilmektedir. Kovanlıkların çevrelerinden uzak tutmak da çare değildir. Seyrek de olsa polen ve nektar toplamaya çıkan arıları toplamaktadırlar.
Değişen iklim koşulları beraberinde yaban hayatında da farklılıklar ortaya çıkarmaktadır. Bu değişimlerin normale dönmesi ise uzun zaman almaktadır. Tarım alanlarında yoğunlaşan zirai mücadeleler, arı kuşunun beslenmede yararlandığı pek çok böcek türünü ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla arı kuşları, arılıklarda daha fazla zarar yapmaya başlamışlardır. Arıkuşlarını arılıklardan uzak tutacak yöntemlerin geliştirilmesinden başka çare bulunmamaktadır.