Bilindiği üzere süper lig şampiyonu Beşiktaş oldu.
Bilindiği üzere süper lig şampiyonu Beşiktaş oldu.
.
Üç büyükler tabir edilen takımlar arasında yapılan ve herkesin nefeslerini kestiği bu mücadelenin sonucunda bir bakıma “Hak eden” kazandı.
.
Bu kelimeyi yazmamla “benim Beşiktaşlı olmam” arasında bir bağlantı yok tabi.
.
Olaya objektif yaklaşarak bakmanın faydası var.
.
2020-2021 sezonuna Başakşehir’de mucizeler yaratmış olan Abdullah Mucib Avcı teknik direktörlüğünde başlayıp, sezonun ortasında neredeyse ligden düşme potasına yaklaşan Beşiktaş’ın başına Sergen Yalçın getirildi.
.
Sergen Yalçın futbolculuk kariyerinde Allah vergisi yeteneği ile top koşturmuş, çalışmayı sevmeyen, canı istediğinde koşan bir futbolcuydu.
.
Futbolcularına antrenmanda, “Koşun” dediğinde, “Hocam siz futbolculuğunuzda koşmuyor muşsunuz?” diye yanıt gelince, “Sizler de benim gibi yetenekli olun da koşmayın” diyen biri.
.
Kaybetmeyi sevmeyen, hırslı, sürekli atak seven bir yapısıyla bilindi.
Ama üzerine antrenmanda çalışma kısmını eklemeyince kariyeri başladığı noktada bitti.
.
Muhabirin, “Bülent Korkmaz da 33 yaşında ama hala ekstra çalışıyor bu durum seni rahatsız etmiyor mu?” sorusuna, “Bülent yeteneksiz; antrenman yapmazsa oynayamaz, ben yetenekliyim o yüzden antrenman yapmama gerek yok.” diye cevap veren biri.
.
Avrupa hayali hiç olmadı.
Bu konuda şunları diyordu:
“Avrupa’ya gitmek kolay değil. Benim Almanya milli maçından sonra Bayern Münih’e transferim vardı. Adamlar bir araştırmışlar. Almadılar.”
.
2019-2020 sezonu için dümene geçen Sergen Yalçın kaptanlığında Beşiktaş, sezonu “Üçüncü” olarak tamamladı.
.
Kendisiyle 2020-2021 sezonu için tekrar el sıkışıldı.
.
Bu yeni sezon için planlar yapılırken kendisine kasanın “tam-takır” olduğu hatırlatılarak “Transfer yapamayacağız. Mümkünse uygun olanları alalım” dendi.
.
Siz olsanız ne yapardınız?
Anadolu’nun çeşitli şehirlerinin “Kısıtlı bütçeli” takımlarını çalıştırmaktan gına gelmiş bir teknik direktör olarak olaya nasıl bakarsınız?
.
Başını öne eğerek mecburen kabullendi ve bildiği, güvendiği ve daha önce birlikte çalıştığı oyuncuları kadrosuna kattı.
.
Bu oyuncular için bazı futbol yorumcuları: “Bu oyuncular Anadolu oyuncusu. Bunlarla Beşiktaş şampiyon filan olamaz” dedi.
.
Transfere fırtına gibi başlayan Fenerbahçe, ne kadar yıldız ve popüler oyuncu varsa bünyesine kattı.
.
Galatasaray kadrosunu koruduğu gibi üzerine kaliteli futbolcuları kattı.
.
Sezon öncesi yorumcular önce Fenerbahçe’yi, sonrasında Galatasaray’ı ve üçüncü olarak Trabzonspor’u şampiyonluğa aday gösteriyordu.
.
Beşiktaş’ın adı bile anılmıyordu.
Aslında haklılardı da.
Kadrosuna bakınca “Yıldız isim” yoktu.
.
Kalede iki tane acemi ve genç kaleci,
Defansta Vida haricinde iki tane sakar oyuncu,
Ortada 38 yaşında Atiba ve Arabistan’dan kaçarak gelmiş Josef,
N’koudu ile adı duyulmamış kiralık Rosier,
Geldiği takımda kadroya alınmamış kiralık Gezzal,
Forvette ise sakatlığı geçip geçmediği belli olmayan Aboubakar,
Başka takımlar tarafından kiralık dahi istenmeyen Larin,
Problemli Adem Ljajiç,
Kiralanmaktan gelen bitik Oğuzhan,
Transferi kafasına dert etmiş Dorukhan,
Canlı bomba Montero,
Ve kaptan Necip.
.
Atlara düşkünlüğü bilinen Sergen Yalçın, kumar oynamayı seven biriydi.
Elindeki bu kadro ile lige “Blöf” yaparak başladı.
.
İlk maç Trabzon’daydı.
Takım hiç oynamadan deplasmanda 1-3 kazandı.
Yorumcular hemen “Hişşt ne oluyor bu Beşiktaş’a” dediler.
Fenerbahçe deplasmanda Rize’yi 2-1, Galatasaray da Antep’i 3-1 ile geçmişti.
.
Daha ikinci hafta Beşiktaş sahasında Antalyaspor ile 1-1 berabere kaldı.
Galatasaray geçen sezonun şampiyonu Başakşehir’i deplasmanda 2-0 yenerken, Fenerbahçe kendi sahasında Hatayspor ile berabere kaldı.
.
Gözler Galatasaray’a çevrildi ve “Fatih hoca bu iş biliyor, ligi götürür” denmeye başlandı.
.
Beşiktaş yeni haftada rezil bir oyun ile Konya’ya 4-1 yenildi.
O hafta Galatasaray ile Fenerbahçe aralarındaki maçta berabere kaldılar.
.
Beşiktaş’ta çöküş başlamıştı artık.
O hafta Gençlerbirliği’ne kendi sahasında 1-0 yenildi.
Fenerbahçe ligin yeni ve flaş takımı Karagümrük’ü 2-1 yenerken Galatasaray, Kasımpaşa’ya 1-0 yenildi.
.
Akıllar iyice karışmıştı.
Beşiktaş’tan bir şey olmayacağı belliyken, diğer iki takım da ortaya bir şey koymuyordu.
.
Beşiktaş’ın “Bay” geçtiği beşinci hafta Fenerbahçe Göztepe’yi deplasmanda 3-2 yenerken Galatasaray, kendi sahasında Alanyaspor’a 2-1 yenildi.
.
Beşiktaş için artık “Yolun sonu geldi” yorumları yapılıyordu.
Zira önündeki fikstür oldukça zordu.
Ama Sergen Yalçın bir demecinde “Bizi bundan sonra görün” demişti.
.
Takımın kötü gidişini gören herkes onun “Hayal” kurduğunu düşünmüştü.
.
Aslında dediği doğruydu.
Çünkü sezon başında Paok maçıyla başlayan sezona hazırlanamamışlardı.
Ancak artık kondisyon yüklemeleri ile takım işler hale gelmişti.
.
Böylece Beşiktaş, önündeki 14 maçlık periyotta inanılmaz bir performans ile Süper Lige damgasını vurarak tüm yorumcuları şaşırttı.
.
Aldıkları başarılı sonuçlar şöyleydi:
Denizlispor 2-3
Malatyaspor 1-0
Gaziantep 3-1(m)
Başakşehir 3-2
Fenerbahçe 3-4
Kasımpaşa 3-0
Alanyaspor 2-1 (m)
Erzurumspor 4-0
Ankaragücü 0-1
Sivaspor 3-0
Kayseri 0-2
Rize 0-6
Hatayspor, 2-2
Galatasaray 2-0
.
Daha sonra Karagümrük’ü 4-1, Göztepe’yi 2-1 ile geçen Beşiktaş ilk yarıyı 44 puan ile lider bitirdi.
İkinci 42 puan ile Fenerbahçe oldu.
Galatasaray ise 39 puandaydı.
.
Peki ne olmuştu da sezon öncesi “Beşiktaş’tan bu sene bir şey olmaz” denilen takım bu hale gelmişti.
Milyonluk transferler yapan takımların önünde bitirmişti ilk yarıyı.
.
İşin sırrı Sergen’deydi.
.
Genç takımda oynarken Serpil Hamdi Tüzün’den öğrendiği “Takım Oyununu” sahaya yansıtmayı başarmıştı.
.
Bir vücut gibi sahaya çıkılacak, herkes bir organ gibi davranacak ve birbirlerinin açığını kapatacaktı.
.
“Ben fazla koştum”,
“O topu kaptırdı”,
“Ben burada oynayamam”
Şeklindeki bahaneler rafa kaldırılmıştı.
.
Herkes kendi için değil, takım için oynayacaktı.
.
Üçüncü bölgede başlayan pres ile pas trafiği sağlanacak, rakip bunaltılacaktı.
.
Zaten bu oyunu sağlamak ve oturtmak için çok istediği ünlü kondisyoner Stefano Marrone ile sözleşme imzalanmıştı bile.
.
İş yapmaz denilen Ersin ve Utku kalede devleşmişti.
.
Defansta “Anadolu topçusu” denilen Welinton yeteneklerini üzerine koymuş,
tecrübeli Vida problemlerini çözmüş ve sakar N’Sakala sol tarafın vazgeçilmezi olmuşlar, rakiplerine geçit vermez hale gelmişlerdi.
.
Sergen’in elinde pişen Kanadalı Larin, sol kanada yerleşmiş artık “Arka direk Larin” olarak anılmaya başlamıştı.
Attığı 19 golle takımın en skorer oyuncusu olmuş ve 5 tane de asist yapmıştı.
.
Leicester City’den kiralık gelen Cezair asıllı Fransız oyuncu Rachid Ghezzal, Sergen sayesinde kendini bularak, 17 asist ve 8 gol ile 25 gole direkt katkı sağlamıştı.
.
Fransız futbolcu Rosier, Beşiktaş’a kiralık olarak geldi ve kariyerindeki ilk golünü Konyaspor’a attı.
.
Beşiktaş ikinci yarı maçlarına başlarken bütçenin imkânsızlığından dolayı transferde sadece Eskişehirspor’dan Bilal ile Cenk Tosun’u alabildi.
.
Aynı performansını sürdüren Beşiktaş’ta Aboubakar, Cenk Tosun, Adem Ljajiç, Gökhan Töre sakatlandı.
Sergen Yalçın son haftalara girerken sakatlıklardan kadro kuramaz hale geldi.
.
Yedek kulübesinde kimse yoktu.
.
Yine de kan kusarken “Kızılcık şerbeti içtim” diyerek, “Beşiktaş sahaya 11 kişi çıkıyorsa eksik yok demektir” dedi.
.
Aboubakar’ın sezonu kapattığını hatırlatan bir muhabire “Beşiktaş Eboubakar’sız da kazanır” diyerek takıma olan güvenini belirtti.
.
Beşiktaş o kadar olumsuzluklara rağmen ipi şampiyon olarak göğüsledi.
.
İnancın zaferiydi bu başarı.
.
Kendi karakterini sahaya yansıtan talebeleriyle Süper Lig’de ezeli rakiplerini geride bırakarak kupayı kazandı.
Aynı zamanda da bu akşam Ziraat Kupası’nda da final oynayacak.
.
Sergen olarak kazanmasa bile, imkânsızlıklar içinde oynattığı pozitif futbolla gönüllerin şampiyonuydu zaten.
Yorumcuların hepsi aynı kanaatteydi.
.
Sezon başında “Şampiyon olamaz” diyenler özür diledi,
Hakarete varan eleştiri yapanlar televizyonlarda Beşiktaş forması bile giydi.
.
Yönetimiyle, teknik kadrosuyla, futbolcularıyla, taraftarıyla şampiyon olan Beşiktaş’ı kutlarım.
.
Bir Beşiktaş taraftarı olarak ezeli rakiplerimiz ve ebedi dostlarımızı da verdikleri mücadeleden dolayı kutlarım.
.
Kızacak, küsecek bir durum yok.
Bu bir oyun.
İyi çalışan, iyi yöneten, yürekten inanan, takım olabilen herkes elbette kazanacaktır.
.
Yazımın sonunu şöyle bağlamak istiyorum:
“Bu sene şampiyonluk sırası bizdeymiş”