Arıcılığın gönül işi olduğunu hemen herkes bilir.

Arıcılığın gönül işi olduğunu hemen herkes bilir. Meraktır denilir, hobidir denilir ama temelinde çok geniş bir bilgi birikimi yatar. Bilgi birikimi olduğu gibi, çok geniş bilim dallarından yararlanmayı da bilmektir arıcılık. Hem arıcılıkta bilginin ucu başı yoktur. Her gün bir şeyler öğretir arılar.
Arıcı öncelikle iyi bir biyolog kadar bitkileri tanır. Hangisi polen verir, hangisi nektar verir iyi bilir. Hangi çiçeğin ne zaman açtığını takip eder.
Elbette bitki örtüsünü tanımakla kalmaz arıcı. Meteorolojik bilgilerden yararlanmasını çok iyi bilir. Meteorolog kadar olmasa da mevcut tahminleri kullanabilir. Hava sıcaklığını takip etmek, arıların ne zaman çıkacağını, polen ve nektar kaynaklarının hangi sıcaklıkta daha verimli olduğunu takip etmek adeta arıcılığın yanında hobi olmaktadır.
Çoğu arıcı marangozlara taş çıkartır. Gerek kovan yapımı gerekse kovan tamiri konusunda adeta usta bir marangozdur. Arılıklarda keseri, testere, rende, iskarpile başta olmak üzere her türlü malzeme bulunur. Marangozların da en çok çektikleri arıcılardır. Marangozun her şeyine karışırlar. Belki haklılardır. Çünkü arıların kovan içindeki hareketleri nedeniyle çerçeve dizilimleri milimetriktir. Örneğin çerçevelerin yanak genişlikleri 1 milimetre oynasa, petekten bal olmak sorun olabilmektedir. Aynı zamanda, 1 milimetrelik fark 10 çerçevede, 1 cm boşluk yapmaktadır ki, kovan içerisinde arılar bu boşluğu dalak örmek suretiyle doldururlar. Bu nedenle kovan ve çerçeve imalatında tek metre kullanılması gerekir. Hatta aynı ölçülerde iki marangozun yaptığı kovan ve çerçeveler birbirine uymayabilir. Dolayısıyla arıcı bütün bu incelikler içinde usta marangozlara taş çıkartır.
Değme hamallar, arıcıların eline su dökemez. Katlı katsız hemen bütün kovanları kucaklayıp kamyonlara saran arıcılardır. Bu iş için yardım almaları son derece zordur. Normal yük yüklemede her türlü yardım alınabilir. Ancak arı naklinde, kovanların yüklenmesi ve indirilmesi işlemlerini ancak arıcılar yapabilir. Bu anlamda arıcılar arasında dayanışma çok güçlüdür. Artık unutulmaya yüz tutmuş imece ve işleri paylaşma, arıcılarda bütün güzellikleriyle yaşanmaktadır.
Arıcılar doğayı koruma ve kollama hususunda önderdirler. Arılarını konaklattıkları hemen bütün alanlarda çer çöp ne varsa temizler, yeşile ve yeşil örtüye zararı olacak bütün malzemeleri uzaklaştırırlar. Yangına sebebiyet verecek unsurları öncelikle ortadan kaldırırlar. Hem arıları hem ormanı öncelikli olarak korumak ruhlarında vardır.
Bir veteriner kadar olmasa da arı hastalık ve zararlılarıyla mücadelede mahirdirler. Özellikle varronın takibini çok iyi yaparlar.
Bal ve diğer arı ürünlerini üretirken temizlik ve hijyene yüksek düzeyde özen gösterirler. Tüketiciye saygıları yüksek düzeylerdedir.
İşlerini çoğunlukla amatör bir ruhla gerçekleştirirler. Bu nedenle gelişmeye, yeniliklere son derece açıktırlar. Hemen edinilmiş bütün deneyimlere sahip çıkarlar.
En önemli özelliklerinden biri de insancıl olmalarıdır. Konu arıdan açılınca, kimsenin arasında mesafe kalmaz.