Olay İzmir’de yaşanmıştı.
Olay İzmir’de yaşanmıştı.
.
Verilen haber şöyleydi:
“Berk Öcalan, kız arkadaşı 24 yaşındaki Zeynep Çetinkaya’yı çocukluk arkadaşının fotoğrafını beğendiği iddiasıyla eve kapatarak 18 saat boyunca BEYZBOL sopasıyla feci şekilde darp ederek kolunu kırdı. Daha önce de kendi dayısından kıskanarak kaşını patlatmıştı.”
.
25 yıl hapis cezası istenen Öcalan için mahkemede hâkimi:
Duruşmada tüm suçlarını inkâr ederek beraatını isteyen tutuklu sanık Berk Öcalan hakkında, “Silahlı tehdit” ve “Hürriyetten yoksun kılma” suçlarından beraat kararı verdi.
.
Hâkim, “Hakaret” suçundan iyi hal indirimi yapıp,
“Kasten yaralama” suçundan da iyi hal indirimi yaparak, “1 yıl 15 gün hapis cezası” verdi.
Ve böylece Berk Öcalan, “Denetimli serbestlikle” birlikte tahliye edildi.
***
Benzer olay bu sefer Kocaeli’deydi.
.
Gökhan Şen, yaklaşık 1 yıl önce boşandığı eşi Efsun Habipoğlu’nu borç para talebini geri çevirdiği gerekçesiyle BEYZBOL sopasıyla sokak ortasında nefes alamayana kadar döverek darp etti.
.
Olay sonrasında gözaltına alınan Şen, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
.
Ancak rahat durmayıp eşini sürekli sosyal medya üzerinden tehdit eden Gökhan Şen, eski eşinin tekrar polise giderek şikâyetçi olması üzerine gözaltına alındı.
.
Sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Gökhan Şen, cezaevine gönderildi.
***
Gaziantep’te yaşayan Çiçek Yüksel Kalkan, besleme yaptığı bölgede yaralı bir köpeği tedavi etmek için gitti.
.
Orada, kendi imkânları ve hayvan severlerin destekleriyle alınan mama ve su kaplarının çalındığını gördü.
.
Sürekli olarak mamaların olduğu bölgeyi takibe alan Kalkan, bir taraftan yemekleri alıp bir taraftan da köpekleri itekleyip vuran adamı gördü.
.
Adamı yakalayan Kalkan, kendisine küfürlü bir kelime kullanınca, kendi aracında bulunan BEYZBOL sopasını alarak adama saldırdı.
.
Mamaları başka köpeklere götürmek için aldığını söyleyen adamı affeden Kalkan, “Annelik duygusu ile saldırdım, suç benimdir” dedi.
.
Adam da davacı olmayınca olay kapandı.
***
Şimdi gelelim Beysbol sopasına.
Ülkemizde Beyzbol oynanmamasına rağmen, satılan en çok spor malzemesidir.
Oyunun kurallarını bilen kaç kişi sayabilirsiniz etrafınızda?
.
Gülünç değil mi?
.
Ülkemizde ilk keşfi siyah-beyaz televizyonların bile olmadığı yıllara dayanıyor.
.
Beyzbol sopasıyla ilk tanıştığı iller İzmir ve Adana.
İlginç değil mi?
Sebebini düşünseniz sabaha kadar aklınıza gelmez.
.
İzmir ve Adanalı taksiciler NATO ve İncirlik’teki Amerikalılar sayesinde, BEYZBOL diye bir sporun varlığından haberdar olmuş.
.
Krikodan bile önemli olan beyzbol sopasını keşfetmişler.
Beyzbol sopası o sebeple bu illerden halka yayılıp moda olmuş.
.
Ay ne güzel bir sporumuz daha oldu diye sevinmeyin.
Elin yabancısı “Spor” maksatlı olarak bu sopayı kullanırken, biz millet olarak “Güvenlik” gerekçesi ve birisini dövmek için kullanıyoruz.
.
Beyzbol sopası satan kurum yetkilileri şöyle diyor:
“Türkiye’de ligi olmayan, birçok kişi tarafından kuralları bile bilinmeyen bir spor.
Buna rağmen spor mağazalarında en çok satılan ürünler arasında beyzbol sopası var.
Beyzbol kültürü Amerika kökenli olmasına rağmen Türkiye’deki beyzbol sopalarının neredeyse tamamı yerli üretim.
Hepsi Türkiye’nin belirli bölgelerindeki marangozlarda üretiliyor.”
.
Hatta bazı firmalar özel sipariş alıp isme özel beyzbol sopası bile üretiyorlarmış.
.
Ülkemizde hiç oynamadığımız bu oyunun sopasının satışları öyle bir seviyedeki, ABD’de bile beyzbol sopası pazarı her sene yüzde 5 büyürken, Türkiye’de yüzde araba satışlarına paralel olarak yüzde 15 büyüyormuş.
.
Ülkemizde ismini söylemek zor olduğundan bazıları “Haydar, Cabbar, Şimşir, Kas gevşetici” gibi lakaplar takmışlar.
.
Bir mağaza sahibi ayda 250-300 adet beyzbol sopası sattığını söylüyor.
.
Kimileri dış görünüşünü beğendiği için alırken, kimisi de “Arkadaşımda var bende de olsun” modu ile hava olsun diye alıyormuş.
.
İşin en ilginci ise, Türkiye’de arabası olan her insanın bu sopadan illa alıyormuş.
.
Yakında trafikçiler yangın tüpü, sağlık çantası, takoz ve zincirin yanında “Beyzbol Sopası” sorarlarsa hiç şaşırmam.
.
Alüminyum olanı da varmış, meşe ağacından yapılanı da.
Vatandaşın zevkine göre değişik boy ve ölçülerde yapılıyormuş.
.
Ortalama fiyatı 100 TL ile 500 TL arasında değişiyormuş. Alırken üzerine isim yazdıran bile varmış.
.
“Madem güvenlik amaçlı olarak bu kadar yaygın kullanılıyor, öyleyse yasak mı?” sorusuna net bir yanıt bulamadım desem yeridir.
.
Bazıları:
“Polis arama yaptığında beyzbol sopası bulursa el koyuyor. Çünkü ülkemizde yaygın bir spor değil” demiş.
.
Kanun ne diyor?
Yargıtay’a göre silah kabul edilen aletler:
Şişli baston, şiş, uçları sivriltilmiş demir çubuklar, tornavida, saldırma, kırık şişe, uzak doğu sporlarında kullanılan zincirli sopa, baltanın demir kısmı, masat, İngiliz anahtarı, kazma, çekiç, satır, demir maşa, çapanın künt demir kısmı, zincir, balyoz, demir dirhem, inşaat çivisi, çakı.
.
Silah kabul edilmeyenler:
Balta sapı, sopa, cezve, bilardo sopası, av tüfeği dipçiği, demir küreğin künt kısmı, tabanca namlusu.
.
Çekiç taşıdığınız için bir işlem yapılma ihtimali var, ama çantanızda bilardo sopası taşımanızın mahsuru yokmuş.
.
Suçta kullanmadığı sürece herhangi bir yaptırım yok kanunda.
.
Belki kanuni düzenlemelerle birçoğumuza göre “Güç ve saldırı” amaçla kullanılan beyzbol sopasının amacı dışında kullanılmasının önüne geçilebilir.
.
Bana göre görüntüsü ve vuruş ağırlığı dolayısı ile “Darp” amaçlı kullanıldığında bir insanı rahatlıkla öldürebilir.
.
Sonuç:
Saldırı olaylarında kullanıldığında, “Yaralamaya teşebbüs” olarak kabul edilen Beyzbol Sopası, “Öldürmeye teşebbüs” olarak kabul edilmeli ve ona göre ceza verilmelidir.
.
Kadınlara saldıranlara da artık standart bir hapis cezası verilmeli,
Hiç kimse de onları darp ettiği zaman serbest kalacağına inanmamalı.