Şu Pazar gününde ne yazılır? Haliyle sizlerin kafasını şişirmeyecek güzel konular bulmam gerekiyor. .
Şu Pazar gününde ne yazılır?
Haliyle sizlerin kafasını şişirmeyecek güzel konular bulmam gerekiyor.
.
Geçenlerde bir yerde izledim, aklımda kalmış.
Hoşuma gitti.
Bir yere not aldı ki, bunu size de sorayım.
.
Şimdi size 10 puanlık “2 adet” uzman sorusu:
.
Birinci soru:
Siz “Tren raylarını değiştiren bir makasçısınız” diyelim.
.
Göreviniz:
Size gelen talimatlara göre trenlerin rotalarına uygun ray yönünü değiştirerek, onlara yön vermek.
.
O gün bulunduğun yere hızla yaklaşan trene yön vermek için binadan dışarı çıktığınızda gördüğünüz manzara şu:
Sağ taraftaki rayların üzerine bir dolu insan oturmuş çiçek topluyor. Sana oldukça uzaktalar, sesini duyurman imkânsız.
Sol taraftaki uzak raylarda ise bir yaşlı adam oturmuş, dinleniyor.
Treni durdurmaya ve o kişilere ulaşma zamanın yok.
.
İşte can alıcı soru şu:
Hangi yöne doğru treni yönlendirirsin?
İnsanların topluca olduğu sağa mı?
Yoksa yaşlı bir adamın olduğu sola mı?
.
Bu soruya muhatap olanların refleks olarak sorduğu ilk soru şu:
“Cevap vermek zorunda mıyım?”
.
“Evet. İki seçenekten birini söylemek zorundasınız…”
.
Bu sorunun cevabında hemen hemen herkes “Sola” cevabını verir.
Çünkü,
“Sağ” cevabı bir nevi “Katliam” olarak değerlendirilebilir.
Bilinçaltındaki “Sadist ruhunu” ortaya çıkarabilir.
.
İnsan beyni her iki seçeneği karşılaştırdığında mantık olarak sol tarafı seçiyor.
.
Nasılsa tanımadığı biri.
Zaten yaşlı da.
“Sağ taraftaki onca insan öleceğine, soldaki yaşlı adam ölsün” şeklinde karar veriyor.
.
Bazıları için bu cevabı vermek elbette zor.
Vicdan muhasebesi yapılabilir.
Ama sorunun en can alıcı kısmı şu:
“Vakit yok, acilen bir karar vermek zorundasın…”
.
İkinci soruya geçiliyor.
“Sol tarafta raylarda oturan adam babanız.
Şimdi hangi kararı verirsiniz?
Sağa mı, sola mı?”
.
Gerçekten zor bir karar.
İnsanlar bu soruya cevap vermekte oldukça zorlanıyor.
Ancak alınan cevaplar ilk sorunun cevabı ile tamamen ters.
.
İnsan beyni hiçbir zaman tanıdığı birinin zarar görmesini istemiyor.
Böylece topluca ray üzerindeki kişileri, tanıdığı tek kişi için feda edebiliyor.
.
Ne kötü.
Allah kimseyi böylesine bir karar içinde bırakmasın…
***
Bu konuyla ilgili aslında bir fıkra var.
Oldukça sık yazarım, bilenleriniz bilir.
.
Temel bir gün tren kullanırken treni devirmiş, 400 kişi ölmüş.
Hâkim sormuş:
-“Oğlum, evladım sen kırk yıllık makinistmişsin. Nasıl oldu?” demiş.
Temel cevaplamış:
-“Tren rayına bir köpek çıktı, onun yüzünden oldu.” demiş.
Hakim:
-“Oğlum ezseydin o köpeği de keşke 400 kişi ölmeseydi” demiş.
Temel anlatmaya başlamış:
-“Ben de öyle düşündüm hakim bey… Tam onu ezecekken köpek tarlaya kaçtı. Ben de peşinden gidince tren devrildi tabi…”