İnsanoğlu bilimde sınır tanımıyor. Bilişim teknolojilerinin sunduğu yetenekleri daha da geliştirmek suretiyle, bilimsel araştırmalara sürekli yeni sonuçları ekliyor.

İnsanoğlu bilimde sınır tanımıyor. Bilişim teknolojilerinin sunduğu yetenekleri daha da geliştirmek suretiyle, bilimsel araştırmalara sürekli yeni sonuçları ekliyor.
Son yapılan araştırmalar, arıların zamanı geri alabilme yetenekleri olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yaşlılıkta unutkanlık (Alzheimer) sorununu çözebilecek tekniklere doğru hızla yol alınıyor. Yaşlı arıların gençleştiği yapılan deneylerle net bir şekilde ortaya konmuştur. Yapılan araştırmada, ana arısı, günlük yumurtası ve larvası bulunan kovana sadece yaşlı tarlacı arılar konduğunda, ölümüne birkaç gün kalmış tarlacı yaşlı arıların, genç arıların işlerini yaptıkları tespit edilmiştir.
Normal şartlarda tarlacı arılar kovan için bakım etkinliklerine katılmazlar. Enzim sistemleri zayıfladığı için sadece nektar ve polen toplama işlerini görürler. Larva beslemede ise hiç görev yapmazlar. Yapılan bu çalışmada, larvalarla baş başa bırakılan kovanda yaşlı arıların genç arılar gibi davrandıkları ve yeni bilgiler edinebildikleri görülmüştür. Araştırıcılar yeniden öğrenebilme yeteneğini sağlayan iki tip protein keşfetmişler ve bu proteinlerden birinin Alzheimer hastalığına karşı koruyucu etkisinin olabileceğini iddia etmektedirler. Henüz yapılan çalışmaların insanlara uyarlanamayacağı ancak daha farklı boyutlarda çalışma yapılarak anılan rahatsızlığın ortadan kaldırılabileceği ihtimalinin yükseldiği de vurgulanmaktadır.
Nikotin ve kafeinin arılarda bağımlılık yaptığı tespit edilmiştir. Yapılan çalışmada, nikotin ve kafein içeren nektar kaynaklarının arılar tarafından daha fazla tercih edildiği görülmüştür.
Arıların ilginç bir özelliği de hafızalarıdır. Özellikle bakım esnasında rahatsız edilen, stres yaşayan arılar, 15 gün içinde tekrar yapılan bakımda daha saldırgan olmaktadır.
Eskiden beri hep söylenir. Deneyimli arıcılar da bunun farkına varmışlardır çoğu zaman. Badem çiçeğinde ve ayva çiçeğinde arı ölümleri daha çok görülmektedir. Gerçi biri ilkbaharın başında, diğeri ise sonuna doğru açar. Badem çiçek açtığında kovan içerisinde bal tükenmiş olabilir. Ayva çiçek açtığında ise çok fazla sayıda genç arı meydana gelmiştir, yine kovan içerisinde gıda sıkıntısı vardır. Araştırmalarda badem ve elma çiçeklerinin arılarda toksik etkiye sahip olduğu görülmüştür. Bu nedenle arılar badem ve elma çiçeğine mecbur bırakılmamalıdır. Eğer aynı dönemde başka çiçek yoksa ve sadece bademden veya elmadan polen ve nektar çekiyorsa arılar, ölen sayısı hızla artmaktadır. Uzmanlar her iki dönemde de arılara mutlaka başka çiçek yoksa şerbet desteğinin yapılarak, badem ve elma çiçeğinin toksik etkisinin azaltılması gerektiğini bildirmektedirler.
Toksik etkiye sahip üçüncü bir bitki de pamukçuk olarak bilinen laden bitkisidir. Mor, krem ve beyaz çiçek açan farklı türleriyle uzun süre çiçekli kalan pamukçuk bitkisinin polenleri arıların ölümüne neden olmaktadır. Arılık çevresinde başka çiçekli bitki yok ise arıları o bölgeden uzaklaştırmak gerekmektedir. Kovan ölmese de arı sayısı hızla azalmaktadır.