Deniz sümüğü veya deniz müsilajı denizde bulunan mukus benzeri organik madde topluluğu olarak tanımlanmaktadır.

Deniz sümüğü veya deniz müsilajı denizde bulunan mukus benzeri organik madde topluluğu olarak tanımlanmaktadır. Kremsi, jelatinimsi madde genellikle zararlı değildir. Özellikle insana zararı yoktur. Ancak virüs, koli basili gibi bakteriler için yaşam ortamı oluşturmakta ve dolaylı olarak zarar verebilmektedir. Esas zararı ise deniz tabanında bir örtü oluşturmak suretiyle denizel ekosistemlerde balık yumurtalarından tutun da besin zincirinin ilk halkalarını oluşturan fito ve zooplanktonlara ciddi zarar vermektedir. Sıklıkla Akdeniz’de görülmektedir.

Deniz sümükleri, suda bol miktarda besin bulunan bölgelerde uzun süreli sıcaklıklara bağlı olarak yoğunlaşabilmektedir. Denizel ekosistemlerin ana üretici halkasını oluşturan fitoplanktonlar stres koşullarında musilaj oluşturmaktadırlar.

Akdeniz'de ve diğer denizlerde 2009 yılında gözlenen deniz salyası miktarındaki artış, kısmen iklim değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Daha sıcak, daha yavaş hareket eden sular deniz salyası üretimini artırmaktadır. Su hareketlerinin yavaşlaması ise sayanın belli bölgelerde yoğunlaşmasına neden olmaktadır.
Deniz salyası ilk olarak 1729 yılında rapor edilmiştir. Yıllar boyunca deniz salyası balıkçılık sektörünün baş belası olarak görülmüştür. Diğer zararları ile ilgili dikkat çeken çalışmalar yapılmamıştır. Aslında balıkçılık sektörü dışında çok daha büyük tehlikelere neden olduğu ortaya çıkmaya başladı.

Deniz salyası balıkçıların faaliyetlerini etkilemek yanında deniz canlılarının yaşamını da alt üst etmektedir. Flora ve faunayı oksijensiz bırakmak suretiyle yok etmektedir. Deniz tabanını oksijensiz bırakırken koli basili gibi zararlı bakteriler için de yaşam ortamı oluşturmaktadır.

Bugünlerde Marmara Denizi ve bağlı alanlarda ortaya çıkan deniz salyası birikintileri hemen herkesin dikkatini çekmektedir. Günlerdir nedeni ve sonuçları konusunda çevreciler başta olmak üzere hemen bütün uzmanlar fikirlerini ortaya koymaktadır. Deniz salyası birikintileri de çevresel felaket oluşturmaya devam etmektedir.

Denizel ekosistemlerin üretici gurubunu oluşturan fitoplanktonlar stres koşullarında musilaj oluşturmaktadır. Başka bir nedeni yoktur. Peki deniz çayırlarını, fitoplanktonları besleyen faktörler neler olabilir? Elbette organik materyal artışı. Özellikle arıtılmadan denizlere dökülen kanalizasyonlar.

Marmara denizine dökülen kanalizasyonların son zamanlarda artışı, fitoplanktonların artmasına neden olmuştur. İki yıldan bu yana ılıman geçen kışlar ve deniz suyu sıcaklıklarındaki artışlar, insanoğlunun ihmallerini yüzüne vurmuştur. Birçok uzman deniz salyasının toplanabileceğini ifade etti. Olabilir. Protein kaynağı olarak bile kullanılabilir. Hatta yağı bile çıkarılabilir. Ancak esas önemli olan denizel ekosistemlerin de karasal ekosistemler gibi camlı gıda zincirlerinden oluştuğunu unutmamaktır.

Küresel ısınma hemen bütün sistemleri etkilemektedir. Dolayısıyla insanın çevreye yaptığı baskılar, farklı boyutlarıyla ortaya çıkmaktadır. Kıyılar, denizel ekosistemlerin ana enerji kaynağıdır. Enerjinin organik enerjiye dönüşüm süreci ile besin zincirin diğer halkalarına geçiş süreci sağlıklı tutulmak zorundadır.