Gazetede “Dünya’ya benzeyen yeni bir gezegen keşfedildi” haberini okuyunca içimden “Hah” dedim, “bu benim Pazar yazım olmalı.”
Gazetede “Dünya’ya benzeyen yeni bir gezegen keşfedildi” haberini okuyunca içimden “Hah” dedim, “bu benim Pazar yazım olmalı.”
.
Haftaiçi
Siyaset,
Mafya,
Yolsuzluk,
Darp,
Kavga,
Taciz,
Mahkeme,
Konularından bıkmış olan sizlere bari “Pazar günü hayırlı bir haber vereyim” dedim.
.
Haber başlığını okuyunca heyecanlandınız değil mi?
Hiç öyle şeylere kalkmayın.
Böyle bir gezegen bulsak bile en kısa sürede canına okuruz.
.
Aynı,
Corona gibi,
Müsilaj gibi,
Ozon tabakası gibi v.s.
.
Bulunan bu gezegen:
“NLTT 24399” adlı bir “Kırmızı M cüce” yıldızın yörüngesinde dönen,
24 günlük bir yörünge periyoduna sahip,
Yeni, ılıman bir alt Neptün boyutunda…
.
Dünya’ya benzer özellikler taşıyan bu gezegenin adı:
“TOI-1231b”
.
Bu gezegen bizim güneşe olan yakınlığımızdan daha yakın olarak kendi yıldızı etrafında dönüp duruyor.
.
Yeni gezegenin sağlam bir atmosfere sahip olduğu düşünülüyor.
Gezegen “Alt Neptün” olarak tanımlanıyor.
Neptün’den daha küçük ama Dünya’dan daha büyükmüş.
Kayalık bir dünya olduğuna inanılmadığı için bir süper Dünya olarak kabul edilmiyormuş.
Ancak atmosferinin yine de bilim insanları için çok yararlı bilgiler vereceğine inanılıyormuş.
.
Araştırmacılardan Diana Dragomir “TOI1231b, büyük bir hidrojen veya hidrojen-helyum atmosferine veya daha yoğun bir su buharı atmosferine sahip olabilir.”
.
Bizim için önemli olan atmosfer olduğundan, ilk bakılan yer orası.
.
Peki şimdi ne olacak?
.
Bütün gözler oraya çevrilecek.
Uzun uzun gözlemlenecek.
Testler, karşılaştırmalar v.s. yapılacak.
Eğer uygun görülürse belki de insansız bir araç gönderilecek.
.
Sonrası malum.
Gezegenin canına okuyacağız…
***
AHŞAP KUTU
Başka bir haber ilgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim.
.
Haber şöyle:
“Norveç’in Oppland eyaleti, Breheimen Ulusal Parkı’ndaki Lendbreen dağ geçidinde bir ahşap kutu, bulundu…”
.
Yüzlerce yıldır buzda gömülü halde ve Vikinglere ait olduğu düşünülen, kapağı sıkıca kapalı bir kutu bulunması arkeologları heyecanlandırdı haliyle.
.
Arkeologlar, bu buzulu 2011’de keşfetmiş ve içindeki Viking kalıntılarını dikkatlice çıkarmaya başlamış.
Kalıntılar, buzul sayesinde yüzyıllar boyunca mükemmel derecede korunmuştu.
.
Buzulun içinde koyunyünü, hayvan derisi, bir köpeğin kalıntılarının yanı sıra mızraklar, eldiven ayakkabılar gibi eşyalar da bulmuştu.
Ahşap kutu da işte bu kalıntılar arasında yer alıyordu.
.
Radyokarbon analizleri, çam ağacından yapılan kutunun milattan sonra 1475 ila 1635 yılları arasında yapıldığını gösteriyordu.
Yani kutu, “386 ila 546 yaşındaydı.”
.
Ve kutu nihayet büyük bir titizlikle açıldı.
Yüzlerce yıldır buzda gömülü duran sandığın içinden beklendiği üzere ne mücevher ne de kadim bir belge çıktı.
.
Sandıkta sadece balmumu parçaları vardı.
.
Ancak arkeologlara göre bu balmumu parçaları Vikingler için oldukça değerliydi.
Zira bu mum dağ geçidinden geçtikleri mevsimlik göçlerde değerli bir hazine gibi taşınıyordu.
.
Buzların erimesiyle ortaya çıkan geçitte ayrıca, Vikinglerin kıyametten kurtulmak için yaptığı taş tekne de ortaya çıktı
.
O dönemde söz konusu geçidin çiftçiler tarafından yazlık çiftliklere mum taşımak için kullanıldığı düşünülüyor.
Bu keşif de muhtemelen Landbreen geçidinde yapılan mum taşımacılığının kanıtıydı.
.
Kısacası mumlar Vikingler için önemli bir kaynaktı.
Çiftçilerin ilkbahardan sonbahara kadar çalıştıkları yazlık çiftliklerinde bu mumlar, geceleri aydınlatma sağlayan tek kaynaktı.
İşte bu nedenle yolculuk sırasında tahta kutularda korunuyordu.