Yaz geldi mi? Gelmedi mi? Anlayamadık.

Yaz geldi mi?
Gelmedi mi?
Anlayamadık.
.
O sebeple yazlığa,
Gitsek mi?
Gitmesek mi?
Sorularına cevap bulamadık.
.
Ancak yazlık komşularımızın aşırı ısrarı üzerine taşındık.
.
Aslında en çok taşınmak isteyen bizim torundu.
.
Zavallı çocuk bütün gün evde “Derse gireceğim” diye helak olup, “Gün yüzü görmedi” desem yeridir.
.
Pandemi yasakları çerçevesinde sokağa çıkma yasağını dibine kadar hissettikten sonra, yuvadan uçan kuş gibi oluverdi garibim.
.
Sürekli bir yerlere gitmekten dem vuruyor.
.
Yazlığa neden gelinir?
Denize girersin,
Mangal yaparsın.
.
Ama nerde?
.
Denizde bir musilaj belası,
Havada serinlik bitmiyor.
.
Çocuk “Ben girerim denize” diyerek atlayacak müsilajın içine neredeyse.
“Oğlum olmaz pistir” desek de pek aldırmıyor.
Zor tutuyoruz kendisini.
.
Allah’tan bisikleti var da, dolaşıp duruyor.
Gitmedik uzaklık,
Dolaşamadık sokak kalmadı yavrucağa.
.
Bu arada derslerine de girmesi gerek.
Kendimden bilirim insana “Ölüm” gelir.
.
Ne yalan söyleyeyim,
Ben ders çalışmaya pek meraklı bir çocuk değildim.
İmtihan olacağımız son güne kadar derslerle işim olmazdı.
Zul gelirdi bana önüme kitap alıp çalışmak.
Kitap okumayı severdim aslında.
.
Şİmdilerde sebebini şimdi düşünüyorum neden acaba?
Bana pek hitap etmiyordu demek ki…
.
Teknik konular ilgimi çekerdi hep.
Araba nasıl çalışır?
Masa nasıl yapılır?
Bu tip soruları sorardım kendime.
.
Evimizin bahçesinde (sözüm ona) atölyem vardı.
Tahtalara çivi çakıp, sökerdim.
Hani ailemizde de bir tane teknik biri olsa anlayacağım.
Nedendir bilinmez benim ilgim bu yöndeydi.
.
Şimdi torunuma bakıyorum, hiç merakı yok.
Teknik konularda ilgisiz.
.
Belliki, masa başı çalışacak.
Ama ders konusunda “Online” şekli aklına yatmıyor.
Yanında arkadaş olmayınca,
Canı sıkılıyor.
.
“Evlat, önünde uzun bir yol var. Akıllı olup ders çalışman lazım. Zira ileride rekabet edeceklerin insanlar değil, yapay zekâlı robotlar olacak. Bir yerine, on çalışman lazım” desek te anlamıyor.
.
Yapacak bir şey yok.
Annemin çağı olsa, terlikle kovalanırdı.
Şimdilerde “Çocuğa şiddet” var,
Ellenmiyor…
.
Bizim zaten yetkimiz yok,
Ebeveynleri de çok sakin…
Yeni nesil ne yapacak?
Hayatı nasıl kıvıracak?
Merakla bekliyoruz…
 
***
JET HIZIYLA RED
Mevcut iktidarın partisinin mecliste yaptığı en iyi işlerden biri de “Muhalefet tarafından verilen önergeleri reddetmek.”
.
Şimdiye kadar verilmiş bir tane önerge yok kabul edilen.
Otomatiğe bağlanmış gibi: “Red…”
.
Kusura bakmayın ama arasıra okuyun bari
“İnsanlar ne diyor?” Diye:
.
Yine muhalefetin verdiği “Müsilaj” önergesini “Verirsek biz veririz” şeklinde algılayan AKP-MHP ortak yapım, kendilerinin hazırladığı önergeyi “Jet hızıyla” geçiriverdiler.
.
Halbuki Balıkesir eski Milletvekili Namık Havutça 2011 yılında bu konuda bir önerge vererek:
“Balıkesir, Bursa, Çanakkale, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova illerimizin kıyılarının bulunduğu Marmara Denizi hem kara (evsel atıklar, endüstriyel deşarjlar, nehirlerden kaynaklanan kirlenme) hem de deniz kökenli (ulaşımdan kaynaklanan) yoğun bir kirlenme yaşamaktadır. Araştırmalar, Marmara Denizi’ndeki çok türlülük sadece 1-2 canlı türüne kadar düşmüştür.  Oksijen yer yer sıfır değerlere yaklaşıyor, yüzlerce balık türü yok oluyor.” demiş.
.
Kocaeli eski Milletvekili şimdi ise İzmit Belediye Başkan olan Fatma Hürriyet Kaplan da 2016’da Marmara hakkında kirliliğe karşı önlem alınması için şu önergeyi vermiş:
“Marmara Denizi’nde ve özellikle İzmit Körfezi’nde 20 yılda görülen alg patlamasının artık yılda dört defa görülmesi denizin dengesinin bozulduğunu da açık açık göstermektedir. Kirazlıyalı Sahili’nde denizin kirliliğine dayanamayan balıklar ölerek sahile vurmaya başladı. Gölcük ve Başiskele sahillerinde, toplu balık ölümleri görüldü. İzmit Körfezi’nde yaşanan kirliliğin Marmara Denizi’nin tamamını etkileyebileceği düşünüldüğünden ötürü meydana gelen kirlilik olayları için Meclis Araştırma Komisyonu açılmalı.”
.
Peki ne olmuş?
.
AK Partililer tarafından reddedilmiş.
.
Reddedilmeseydi ne olacaktı?
Benim torun rahatlıkla denize girecekti.
Hiç merak etmeyin,
Bunları kendisine (gelecek nesil olacağı için) anlatacağım.
Sonucun ne olacağını tahmin edersiniz artık…
 
***
ŞU PAZAR GÜNÜ
Pandemi yasaklarına hala aklım ermiyor.
Cumartesi günü saat 22.00’den sonra uygulanan ile Pazar günün tamamının uygulanmasının ne getirisi var?
.
Cumartesi 22.00 yerine 24 deseniz aklım basar.
Dertleri, içkili yerlerin açılmaması olduğundan 24’ten sonrası için evine gidip ortalıkta dolaşmaması uygun sayılır.
.
Her içki içene de “Sarhoş” muamelesi yapıldığından oluyor bunlar.
.
Neyse.
.
Gelelim pazara.
Ne alaka?
.
Bütün hafta sokaklarda fink atmış milleti Pazar günü sakağa tıkmanın mantığı nedir?
.
Adam cumartesi dahil tam gün çalışmış.
Ailesini alıp kırlarda stres atacağı pazar gününde eve tıkarsanız, markete gideceğim diye sokaklarda inadına dolaşıp durur.
.
Bırakın milletin yakasını?
Pazar günü mü durduracak virüsü yani?
 
***
TÜM İNSANLIK UTANMALI
Amerika’da 15 yaşındaki bir çocuk marketten ekmek çalarken yakalandı.
Kaçmaya çalışırken bir de raf kırmış.
Çocuk tutuklanmış ve mahkemeye çıkartılmış.
Kararı vermeden önce hâkim çocuğu da duymak ister.
Hâkim: “Neden çaldın?”
Çocuk: “Ekmeğe ihtiyacım vardı.”
Hâkim: “Çalmak yerine ekmek alamadınız mı?”
Çocuk: “Satın alacak param yoktu.”
Hâkim: “Ailenden para isteyebilirdin?”
Çocuk: “Evde sadece annem var. Annem hasta ve işsiz. Sırf bunun için biraz ekmek ve peynir çaldım.”
Hâkim: “Sen küçüksün, normalde işin de yok.”
Çocuk: “Yıkama üzerinde çalıştım. Bir hafta önce anneme hizmet etmek için izin aldım ve bu yüzden kovuldum.”
Hâkim: “Yardım isteyecek yeriniz, kimseniz yok muydu?”
Çocuk: “Her gün evden çıktığımda herhangi bir iş için eleman arayan en az elli adresle iletişime geçiyorum ama başarısız. Sonunda hırsızlık yapmaya karar verdim.”
Çocuğun ifadesinin ardından hâkim kararını açıkladı:
-“Çalmak, özellikle ekmek çalmak çok utanç verici bir suçtur. Ve işte hepimiz bu suçtan sorumluyuz. Bu odadaki herkes ve ben de bu suçtan sorumluyum. O zaman tüm mahkeme katılımcıları 10 dolar ceza alacak. Siz her biriniz 10 dolar gönderene kadar kimse mahkeme salonundan ayrılmayacak.”
Hâkim de 10 dolarını verdikten sonra aç çocuğu polise teslim eden markete de 1000 dolar para cezası verdi.
Hâkimin son sözleri şöyleydi:
“Bir kişi ekmek çalarken yakalanırsa, o cemaatin, toplumun, devletin tüm insanları utanmalıdır…”