Geçtiğimiz çarşamba günü Üniversite Kavşağındaki akar yazı ile ilgili bir yazı yazmıştım. “Yoğun mu? Akıcı mı?” diye. .
Geçtiğimiz çarşamba günü Üniversite Kavşağındaki akar yazı ile ilgili bir yazı yazmıştım.
“Yoğun mu? Akıcı mı?” diye.
.
Sorduğumuz bazı sorulara “GESTAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Sayın Yusuf Aydın” cevap vermiş.
Öncelikle teşekkür ederim bu cevabı için.
.
Yazısını noktasına, virgülüne dokunmadan (kopyala yapıştır yaparak) aynen yayınlıyorum.
Yorumum sonrasında:
“Günaydın Hasan Sami Bey;
Daha önceki yazılarınız gibi, bugünkü köşe yazınızı da okudum ve bir konuya açıklık getirmek adına bu maili iletiyorum. Yoğun mu, akıcı mı? Konusuna.
Birincisi şunu belirteyim, Yazıda Lapsekili arkadaşınızın söylediğini iddia ettiğiniz, “Bizim orada hem Gestaş, hem Gelçar var. Gelen binip gidiyor. Yoğunluk falan yok” ifadelerinden Lapseki’de hem Gestaş hem Gelçar feribotlarının çalıştığı manası çıkıyor ancak Lapseki’de hem Gelçar hem de Gestaş hizmet vermiyor. Lapseki Feribot İskelesi’nde sadece Gestaş hizmet veriyor.
.
İkincisi, bu kayan yazıyı Gestaş organize ediyor. Gestaş burada Çanakkale Boğaz hattı yolcularını ‘en hızlı bir şekilde’ karşıya geçebilecekleri şekilde yönlendirmeye çalışıyor. Bu kayan yazılarda Gelçar’ın hizmet verdiği Çardak Feribot İskelesi’yle (Gelçar dışında 3 gemiyle Gestaş da o iskelede hizmet veriyor) ilgili en ufak bir bilgilendirme yok. Bu kayan yazılar sadece Çanakkale Feribot İskelesi ve Lapseki Feribot İskelesi için bilgi veriyor. Bu iki iskele de Gestaş’ın hizmet verdiği iskeleler.
.
Peki bu kayan yazı neden ihtiyaç ve neyi ifade ediyor?
Bu kayan yazı, iki yıl önce yaz yoğunluğu öncesi alınacak önlemler kapsamında yapılan toplantılar sonucunda kararlaştırıldı, zaten yolculardan da bu yönde talepler vardı. “Navigasyona göre gidiyoruz ancak navigasyon bize yoğunluk bilgisi vermiyor” gibisinden…
Çanakkale Feribot İskelesi AKICI
Lapseki Feribot İskelesi YOĞUN
ifadesi; ağırlıkla o güzergahta seyahat eden otomobil cinsi araç sahibi feribot yolcularına hizmet eden bir ifade. Biliyorsunuz ki bizler büyük gemilerle Kilitbahir İskelesi’ne yanaşmaya başladık. Bu da 10 dakikalık tek seferde 70 aracın birden karşıya geçmesi anlamına geliyor. Lapseki İskelesi, ağır vasıta geçişlerinin yoğun olduğu bir iskele. Bizler de özellikle otomobil yolcusunu, daha hızlı bir şekilde Boğaz Hattı’nı geçebileceği Çanakkale Feribot İskelesi’ne yönlendiriyoruz ve ağır vasıta geçişi yoğun olan Lapseki Feribot İskelesi’ne yönlendirmemiş oluyoruz. Vatandaş da zaten bunu istiyor.
.
Kaldı ki, yaz yoğunluğu başladığında Çanakkale şehir içi trafiği arttığında bu tabela, tam tersini gösteriyor ve
.
Çanakkale Feribot İskelesi YOĞUN
Lapseki Feribot İskelesi AKICI
Yazılarak yolcularımız, Çanakkale şehir içi trafiğini artırmamak adına Çanakkale Feribot İskelesi yerine Lapseki Feribot İskelesi’ne yönlendiriliyor. Bu şehir içinde hizmet veren emniyet görevlilerimizin de işini kolaylaştırıyor.
.
Tekrar üzerini çizerek söylüyorum, bu kayan yazı, Gestaş’ın iki Boğaz Hattı seferi arasında yolcularını ‘Boğazı en hızlı şekilde geçiş’ mantalitesiyle yönlendirdiği bir tabeladır. Yazınızda belirtildiği gibi Lapseki Feribot İskelesi’nde Gestaş dışında hiçbir firma hizmet vermemektedir. O yönden gelen araç için zaten Çardak Feribot İskelesi, boğazı geçecek en uzak noktadır.
Saygılarımla…”
.
Bu e-mailden anladığımız,
“Çanakkale Feribot İskelesi AKICI, Lâpseki Feribot İskelesi YOĞUN” tabelasının Gestaş’a ait olduğunu,
.
Bu tabelaların (3 tane Gestaş gemisi de çalıştığı halde) Çardak İskelesi hakkında bilgilendirme yapmadığını anlamış olduk.
.
O halde Gelçar ile birlikte ortak başka bir tabela konularak “Çardak İskelesi” için bir bilgilendirme de yapılabilir.
Veya Gelçar kendisi bir tabela koyabilir.
.
Böylelikle Boğaz geçiş hizmeti vatandaşlara tam anlamıyla sağlanmış olur.
***
SULAR DURULDU
Cuma günü (dün) “Dürüst Gazetecilik” başlığı altında bir yazı yazmıştım.
.
Yazının konusu Yılmaz Özdil’in bir paylaşımı üzerine Uğur Dündar’ın söyledikleriydi.
.
“Yılmaz Özdil benim cenazeme gelmesin, benim için Yılmaz Özdil defteri kapanmıştır” şeklindeki ağır kelimeler sonrasında bildiğiniz üzere bir gelişme yaşandı.
.
Bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Uğur Dündar, Prof. Dr. Emre Kongar’ın Yılmaz Özdil ile yaptığı görüşmeyi aktararak, Özdil’in Uğur Dündar’ı kastetmediğini söylediğini ifade etti.
.
Bunun üzerine Uğur Dündar şu açıklamayı yaptı:
“Bana gelen mesajlarda bazıları özellikle benim ona cevap vermem gerektiğini yazmışlardı. Bu sosyal medya paylaşımlarının arasında ben o twiti gördüm. Şimdi hem sevgili Merdan (Yanardağ), hem siz, hem de hayatımdaki en eski arkadaşım sevgili Müjdat (Gezen), değerli kardeşim Yılmaz (Özdil) ile konuşmuşsunuz. Ben anlıyorum ki bir yanlış anlaşılma var. Yanlış anlaşılma ortaya çıktıktan sonra benim onun üzerine söyleyecek hiçbir lafım olamaz. Mesele benim için burada kapanmıştır. Yılmaz bundan sonra da benim kardeşim olarak kalacaktır. Üzgünüm böyle bir canlı yayın kazası olduğu için. Çok duygusal bir çıkış yaptım. O akşam benim başıma birşey gelse Yılmaz, ömür boyu vicdan azabı çekerdi” dedi.
.
Böylelikle iki gazeteci arasında tek taraflı alevlenen tartışma, tarihe “Bir canlı yayın kazası” olarak geçti.
.
Sular duruldu…
***
SİSTEM ÖNEMLİ
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin nimetlerini bir bir yaşıyoruz.
.
Nice badireleri zaman kaybı olmadan tek imza ile atlattık.
Amaç da bu değilmiydi zaten.
.
Geçenlerde kütüphanemde bir kitap ararken, AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için dağıttığı kitapçık elime geçti.
Aman yarabbim.
Neler, neler…
.
Uçmak için yaratılmış bir sistem olarak tanıtılmış.
Neyse size sonra yazacağım tek, tek…
.
Şimdi size yine bu sistemin getirdiği bir nimetten bahsedeceğim.
Gazetelerden okuduğuma göre:
“Katarlı gençlere Türkiye’de sınavsız tıp eğitimi hakkı verilmiş…”
.
Ayrıntıları şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayladığı anlaşmaya göre Katarlı gençler Türkiye’de tıp, diş hekimliği, eczacılık eğitimi alabilecek. Protokolde bu eğitimlere kabul için sınav şartı konmamış nedense?
.
Yani Katarlı genç elini kolunu sallayarak üniversiteye girebilecek?
.
Bizim çocuklar da bugün ve yarın Üniversiteye girmek için imtihanlarda ter dökecekler.
.
Dedim ya “Sistem” diye.
.
Şimdi parlamenter sistem olsa, teklif ver, tartışmaya aç, oylamaya sun, yetki ver filan…
Bir dolu işlem.
Şimdi?
Tek bir imza…
Kimseye sormadan, sorumluluk almadan.
İşte kolaylık bu.
Şak!
Katarlılar üniversiteye…
.
Daha bitmedi.
Ayrıca:
“Protokolde Katarlı misafir personel ve yakınları ile Katarlı öğrenciler mümkün olan hallerde askeri hava veya kara ulaşım araçlarından ücretsiz istifade edebilecekermiş.”
.
“Askeri orduevi ve misafirhanelerden de yararlanabileceklermiş.”
.
Biz vatandaş olarak dibimizdeki Jandarma Kampına giremezken…
.
Dedim ya!
Sistem önemli…
Tek imza,
Tak!