...

Temel askere gidince mutfakta çalışmaya başlamış.
Fakat mutfağa her girdiğinde buzdolabına selam veriyormuş.
Merak eden komutan sormuş;
-“Niye buzdolabına selam veriyorsun?”
Temel cevap vermiş:
-“Üzerinde General Electric yazayi…”

Bir Fransız ölüm döşeğinde yatmakta, karısı başucunda gözyaşı dökmektedir.
Adam zorlukla konuşur:
-“Bak karıcığım ben ölmek üzereyim. Bir itirafta bulunacağım; seni aldattım”.
Kadın cevap verir:
-“Biliyorum... Yoksa seni niye zehirleyeyim ki?”

İki arkadaş oturmuş muhabbet ediyorlardı:
-“Karın seni neden boşadı yahu?”
-“Bir gün çorapların ne kadar kırışmış dedim”
-“Yok canım... Bunun için boşanmış olamazsınız bence...”
-“O gün çorap giymemiş de ondan...”

Afrika’da bulunan bir Alman’ın yanında çalışan zenci uşak, efendisinden izin istedi:
-“Bana izin verecek, karım doğuracak çocuk”
Efendisi izin verdi.
Zenci on gün sonra geri geldiği zaman efendisi sordu:
-“Karın oğlan mı, kız mı doğurdu?”
Zenci ağzı kulaklarına vararak güldü ve şu cevabı verdi:
-“Bu belli olacak, dokuz ay sonra!..”

Fakir köy papazının karısı, 250 dolara yeni bir elbise almış.
Papaz faturayı görünce hiddetlenmiş.
-“Nasıl yapabildin bunu?”
-“Bilemiyorum… Vitrinde elbiseye bakıyordum, birden içeride onu üzerimde denerken buldum kendimi. Sanki şeytan içimden beni dürtüp ‘Ay şu elbiseye bak, onu mutlaka almalısın’ diye bana fısıldıyordu.”
Papaz: -“Ama onunla nasıl savaşılacağını biliyordun. Ona ‘Git arkama şeytan’ deseydin.”
Karısı: -“Dedim… O da ‘Ay, kız elbise buradan da harika görünüyor’ dedi!”

Of'lu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:
-“Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci... En büyük dükkân kimin? Meyhanecinin... En güzel ev kimin? Meyhanecinin... Ya en güzel araba? Meyhanecinin. Bu paraları veren kim? Aha sizin gibi kafasızlar...”
Aradan 2 hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek:
-“Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu...”
Hoca memnun:
-“Aferin… İçkiyi bırakmanın mükâfatını ahrette muhakkak göreceksin oğlum.”
Adam düzeltir:
-“İçkiyi bırakmadım hocam, meyhane açtım…”

Üç erkek arkadaş balığa çıkmışlar, aralarında konuşuyorlarmış;
 Birincisi:
-“Bugün balığa çıkabilmek için karıma bir hafta içinde bütün evi boyayacağıma dair söz verdim.”
İkincisi:
-“O da bir şey mi, ben bugün balığa çıkabilmek için karıma 1 hafta içinde bütün elektronik eşyaları yenileyeceğime dair söz verdim.”
Üçüncüsünden ses çıkmayınca sormuşlar;
-“Eee?... Sen ne söz verdin bugün balığa çıkabilmek için?”
-“Valla bir söz vermedim… Sabah kalkınca karıma ‘Balığa mı çıkayım, annemlere mi gideriz?’ diye sordum... Cevabı kesin ve net oldu: ‘Üstünü sıkı giyin, balık tutarken üşütürsün’…”

Bill Gates Microsoft’un bir seminerinde bilgisayar sektöründeki gelişmenin hızını anlatmak için şöyle bir benzetme yapmış;
-“Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar sektörü kadar hızlı gelişmiş olsaydı, bugün 500 dolara alacağımız arabalara 25 dolarlık benzin koyup dünya turu atmamız mümkün olacaktı.”
Birkaç gün sonra Volkswagen firmasının bir basın açıklaması yayınlanmış;
“Eğer otomotiv sektörü Bill Gates'in işletim sistemi gibi gelişmiş olsaydı, her alacağımız arabada tek koltuk olacak, diğer koltuklar için ekstra lisans parası ödemek zorunda kalacaktık;
Arabamız sadece bizim ürettiğimiz benzinle çalışacaktı.
Gösterge tablosundaki tüm ikaz ve uyarı ışıkları yerine üzerinde ‘Arabanız Geçersiz Bir İşlem Yürüttü ve Kapatılacaktır’ yazan tek bir lamba olacaktı.
Ayrıca her kazadan sonra arabanın hava yastıkları açılmadan önce bir düğmenin üzerinde ‘Hava Yastıkları Açılacak Emin misiniz?’ diyen bir ışık yanacaktı.”

Karadeniz’de bir marangoz atölyesinde iş kazası olmuş ve bir çalışanın parmağı kopmuş.
İlk yardım derslerinde öğretilenin aynısını yaparak, kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirip cerraha parmağı vermişler.
Parmağı alıp inceleyen cerrah;
-“Parmağın dokuları hala canlı bu çok güzel… Peki hastamız nerde?”
-“Ne hastası? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu?”
.
Ormanda dolaşan iki avcı arkadaştan biri birden bire yere düşer.
Düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü gören arkadaşı hemen telefonuna sarılır ve acil yardımı arar.
-“Arkadaşım öldü, ne yapabilirim”
Acildeki ses cevaplar:
-“Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.”
Telefonda bir süre sessizlik olur, ardından bir silah sesi işitilir.
Avcı telefonu tekrar eline alır;
-“Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?”