Nihayet o gün geldi.
Nihayet o gün geldi.
Hangi gün?
Özgürlüğümüze kavuştuğumuz gün.
.
“Nazar değmesin aman diyelim” desek bile yaşananları gördükçe “Nazar”ın dahi yapacağı bir şey yok.
“Bana bir şey kalmadı” şeklinde açıklama yapacak.
.
Maskesiz,
Mesafesiz,
Hijyensiz
Yaşamaya devam edersek, yasakların geri gelmesi an meselesi olur.
.
Çok ağır konuşacağım ama
Bir maymun alsanız, bu maske işlerini 3 günde öğretirsiniz.
.
Yemin ederim maymun bile taklit yeteneği ile maskeyi takar.
.
Ne var takarsan?
Ölür müsün?
.
İsyanın varsa kime?
Virüse mi kafa atacaksın?
Hastanelerin yoğun bakımları dolu.
Senin derdin ne?
Sağlıkçılara mı kastın?
.
Zira ölürsen tabuta bile koymuyorlar neredeyse.
Siyah çöp torbasındasın.
Ölün bile saygı görmüyor.
.
Bu ne rahatlık?
Bu ne vurdumduymazlık?
.
İnanın kimle karşılaşsam şunu diyor:
“Eylülde kapanırız…”
Ne kadar acı bir durum.
.
Kendisinden ısrarla istenen maskeyi bile takamazken, Milli Takıma “Neden görevini yapmadı” diye hakaret ediyor.
.
Birlikte başaracağız kelimesi tarihe gömüldü bence.
Bu virüs “Söke söke” gelir bize.
***
SİZE NE!
Geçtiğimiz günlerde Galatasaraylı futbolcu Taylan Antalyalı, sosyal medyada linç edildi.
.
Önce ne olduğunu anlamadım.
Sonrasında işin aslını öğrenince “Allahım nasıl bir düşüncenin içindeyiz” diye isyan ettim.
.
Bilmeyenler için yazayım:
Taylan üzerinde gökkuşağı renkler bulunan ve “Powered by pride” (gücünü onurdan alan) yazılı tişörtle paylaşım yapmıştı.
.
“Onur Yürüyüşü”ne destek amacıyla bu paylaşımı yapan futbolcu, gelen tepkiler üzerine ne yazık ki paylaşımını sildi.
.
Bunun özeti şu:
Bir insanın düşüncesini bile kabul edemeyenler ile aynı oksijeni solumak…
.
İşin en acı tarafı şuydu:
“Taylan’ın Milli Takıma alınmaması” istendi iyi mi?
.
Bu yorumu yazanın bu ülkeye alınmamasının istenmesi daha masum bir istek bence.
.
Ayıp yahu!
Yazık yahu!
.
Galatasaray yönetimi bir açıklama yaparak futbolcularına sahip çıkarak:
“Galatasaray Kulübü olarak tereddütsüz olarak yanında durduğumuzu, dilerse hukuki süreçler de dahil olmak üzere her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” dedi ve kuvvetli bir şekilde “Yanındayız” mesajını verdi.
.
Ben bütün futbol takımlarından böylesi bir mesaj bekliyorum.
Hatta tüm STK’lardan.
.
Zira,
“Bugün sarı öküzü verenler, yarın soluğu mezbahada alırlar…”
…
EKSİKLİK AÇMIYORMUŞ
Mart ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan Karara göre, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” Türkiye Cumhuriyeti tarafından feshedilmişti.
.
Bu karara karşı açılan davalarda “Kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması” talep edilmişti.
.
Danıştay 10’uncu Dairesi, davalar hakkında nihai kararını vererek “İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin Cumhurbaşkanı kararının yürütmesinin durdurulması talebini reddetti.”
.
Çekilme kararının, Cumhurbaşkanın yetkisine tabi olması nedeniyle yargı denetimi dışında olduğuna değinildi ve Anayasa aykırılık bulunmadığı vurgulandı.
Ayrıca,
Çekilme kararının, “Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususunda hukuki olarak veya uygulama bakımından bir eksikliğe yol açmayacağı”na da verilen kararda dikkat çekildi.
***
HAYIRLI OLSUN DANİŞ
AK Parti kontenjanından:
Eski AK Parti Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş,
RTÜK'te araştırmacı olarak görev yapan Mete Hacıarifoğlu,
BengüTürk TV Sunucusu Alptekin Deniz İyigün ile Türkgün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Karataş,
MHP kontenjanından ise;
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Basın Başdanışmanı Deniz Güçer,
MHP TBMM Grubu Danışmanı Mustafa Yiğit Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliği için yarıştılar...
.
Yapılan oylama sonucunda Mehmet Daniş, Orhan Karataş ve Deniz Güçer seçildiler.
.
29 Aralık 2015 tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan yardımcısı olarak atanan Mehmet Daniş, ikici görevi olarak da RTÜK üyeliği yapacak.
.
Böylelikle,
Son günlerin tartışmalarına mazhar olan çoklu maaş kervanına (eğer Hayvancılık Bakan yardımcılığından istifa etmediyse) katılmış oldu.
***
NAMAZ SAATLERİ
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, şehirlerarası seyahatlerde otobüs firmalarının namaz saatlerine göre mola vermesi düzenlemesi için İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bir yazı göndermiş.
.
Diyanet İşleri Başkanlığı, şehirlerarası otobüs seyahatlerinde mola düzenlemesi yapılması ve değerlendirilmesi için ve bir yazı gönderdi.
Yazıda “Vatandaşlarımız tarafından şehirlerarası otobüs seyahatlerinde molaların, namaz vakitlerinin dikkate alınarak belirlenmesi ve namazların vaktinde edasını sağlamak için makul bir süre ayrılması konusunda Başkanlığımıza yoğun talepler gelmektedir” ifadelerine yer verilerek şöyle bir açıklama yapmış:
.
“Anayasamızın 24. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 18. maddesine göre herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne; dinini veya inancını, tek başına veya topluca ve kamuya açık veya özel olarak öğretme, uygulama, ibadet etme hürriyetine sahip olduğu malumlarıdır.
Bu itibarla; vatandaşlarımız tarafından gelen söz konusu talepler doğrultusunda şehirlerarası otobüs seyahatlerinde molaların, namaz vakitlerinin dikkate alınarak belirlenmesi ve namazların vaktinde edasını sağlamak üzere makul bir süre ayrılması ile ilgili Bakanlığınızca yapılabilecek düzenlemelerin değerlendirilmesi hususunda bilgilerini ve gereğini saygılarımla arz ederim.”
.
Elbette ayarlanabilir.
Ancak,
Molalar genellikle yemek ihtiyaçlarına göre ayarlanıyor.
Ayrıca, otobüslerin kendi tesislerinde veya anlaşmalı oldukları tesislerde mola veriyorlar.
.
Tüm bu molaları namaz saatine ayarlamak oldukça zor olabilir.
Ancak zorlama bir namaz molası, namaz kılmayanların “Kul haklarına” dokunmuş olmaz mı?
.
Diyanet İşleri Başkanının bu isteği, pratik olarak hayata geçirilmekte epey zor olacağına benziyor…
.
Yine de denenebilir…
***
BASKETBOL POTASI İSTENİYOR
Dardanos’ta yürüyüş yaparken bir okuyucum çevirdi yoldan.
“Burada daha önce spor yapmamız için aletler vardı. Her sabah gelip, sporumu yapardım. Çok güzeldi. Ancak ne olduysa bu aletler kaldırıldı ve yerine başka aletler kondu. Yenilerinin ne kadar kaba olduğunu ve hiç işimize yaramadığını belirtmek istiyorum. Neden böyle bir şey yaptılar? Neden bizim alışkın olduğumuz aletleri değiştirdiler. Yazıp sorarsanız memnun olurum” dedi.
.
Ben de yazdım, üzerimden yük kalktı.
.
Bir başka istek ise torunumdan.
Kendisi basketbol oynuyor.
Antrenmanlara gidiyor.
.
Fakat her çocuk gibi cep telefonu, tablet ve oyun konsolu bağımlısı olma yolunda emin adımlarla yol alıyor.
.
Dardanos’a benim yanıma gelme şartı var.
O da bunların hiç birisiyle oynamama sözünü vermesi.
.
Onun yerine kendi kendine veya arkadaş edinerek vakit geçirmeyi öğrenmesi.
Kitap okuyarak,
Denize girerek,
Bisiklete binerek vs.
.
Geçen gün bana “Keşke basketbol potası olsa da oynasam” deyiverdi.
.
Haklıydı.
Spora ve sporcuya önem veren bir belediyeye sahipken, bu tip yazlık yerleşim yerlerinde “Pota” olmaması ilginçti.
.
Biz çocuklara “Tabletleri bırakın ve spor yapın” diyoruz ancak, onlara imkân sunmuyoruz.
.
Artık,
Belediye mi olur,
Muhtarlık mı olur…
Kim olursa…
Dardanos’un çeşitli yerlerine çocukların veya büyüklerin spor yapacakları basketbol, futbol ve voleybol alanları istiyoruz.
Umarım mesaj alınır, çocuklar rahat eder…