Özgür olduğumuz bir pazara ulaştık nihayet.
Özgür olduğumuz bir pazara ulaştık nihayet.
Ne zamandır özlemini çekiyorduk, o sebeple bayram havasında karşıladık kendisini.
.
Öyle ya!
Sokağa çıkamıyorduk,
Denize giremiyorduk…
.
Şimdi ne oldu?
Aynı…
.
Sokağa çıkmıyoruz,
Denize de girmiyoruz.
.
İnsanoğlunun psikolojisi değişik.
.
İnsanların kültürlerine göre, coğrafyalarına göre olaylar karşısında değişiklikler gösterdiği muhakkak.
.
İşte böylesi bir durumu yaşayan bir vatandaşımızın sosyal medyadaki yazısını okumuştum.
Hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim.
.
“İlk defa İsveç’te bir kızla çıktık.
Muhabbet ediyoruz, kız sevdiğim filmleri soruyor, okuduğum kitapları soruyor, gezdiğim ülkeleri soruyor.
Ama işimi sormuyor.
Ben alışmışım Türklere, ‘Adın nedir?’ den sonra ikinci soru ‘İşin nedir?’
Yok abi, döndük dolaştık ‘Sevdiğimiz yemeklere’ falan geldik hala ‘Sen ne iş yaparsın?’ demiyor kız bir türlü.
En son ben sordum, dedim ki:
‘Ya her şeyi sordun da, sen ne iş yaparsın diye sormadın?’
Dedi ki kız, ‘Ne iş yaptığını sorarsam dolaylı olarak sosyal statünü, kaç para kazandığını da sormuş olurum. Ayıptır. Ben paranı, statünü merak ettiğim için değil seni merak ettiğim için buradayım.’
.
O gün anladım ki bizde kast sistemi var. Atasözümüz var:
‘Davul bile dengi dengine’ diye.
Meğerse her davul denkmiş.
.
Başka gün yüksek mühendis bir amcayla tanıştım.
Ne projeler yapmış.
Tüneller, köprüler, havaalanları vs...
‘Senin yaşında oğlum var’ dedi.
‘O da mühendis mi?’ dedim.
‘Hayır işçi, duvar ustası’ dedi.
Dedim ‘O nasıl oldu, mühendisin oğlu işçi olur mu? Bizde olsa babam döve döve okutur mühendis yapar.’
Adam kızdı.
‘Niye öyle diyorsun benim oğlum çok iyi bir duvar ustasıdır. Zorla kötü mühendis olacağına, iyi bir duvar ustası olmasının ne kötülüğü var’ dedi.
Adam gurur duyuyor oğluyla.
Utandım.
Utandım çünkü biz toplum olarak buyuz.
Böyle yetiştik, yetiştirildik.
Bizde kast sistemi var.
Mühendisin oğlu gerekirse zorla kötü bir mühendis yapılır, iyi bir duvar ustası olmasına izin verilmez.”
.
Bu yazı üzerine yazılacak çok şey var.
Okuyunca birdeki durumu şöyle bir düşündüm:
Sonra düşünmekten vazgeçtim.
.
Hani diyoruz ya “Avrupa bizden 50 yıl ileride” diye.
İşte o laf boşuna değil.