Sabah sabah muhabbetteyiz.

Sabah sabah muhabbetteyiz.
Esnaf ziyaretleri yapıyorum.
Anlatıyoruz.
.
Zaten beni gören futboldan,
Müzikten,
Çiçekten, böcekten bahsetmiyor.
Hep muhalif söylemler.
.
“Şunu şu kadara almıştım, şimdi sattığımı yerine koyamıyorum.”
“Ambar fiyatları arttı.”
“Paket yaptığım kâğıda 20 lira daha zam gelmiş.”
“Müşteri de yok artık eskisi gibi.”
“Müşteriye çay ısmarlayamıyoruz.”
.
Kimisi de benim gibi altından şikâyetçi.
“Bana 120’den çeyrek getirmiş, şimdi olmuş 850 lira. Nasıl yapacağım bilmem?”
Başka biri atlıyor lafa:
“Senin ki de bir şey mi? Ben 3 tane aldım. Sarraf kapıya kadar uğurladı beni…”
.
Bazıları köpek gezdirenlerden şikâyetçi:
“Köpek belledi benim kapıyı. Hayvan haklı burayı tuvalet sanıyor. Sahibi etrafa bakıyor kimse varsa naylonla alıyor pisliğini, kimse yoksa vınnnn!”
.
Herkes belediyeden şikâyetçi.
Yaşanan her olumsuzluğun biletini belediyeye kesiyorlar.
“Şu kaldırımlara bak, motor dolu…”
“İyi de bunlara belediye bakmıyor ki?”
“Bana ne, baksın…”
.
“Etrafa bak, pislikten geçilmiyor.”
“İyi de biraz da biz pis değil miyiz? Belediye herkesin başına bir temizlik görevlisi koyamaz ya1”
“Ben anlamam. Temizlesinler.”
.
Yaz kardeşim:
“Cuma pazarının girişlerinde yağmur birikiyor. Sulara basmadan giremiyoruz. Yaz yapsınlar.”
.
“Kara Gözlü Çingenem”, meşhur bir şarkıdır.
Kibariye de pek güzel söyler.
.
Sözlerinde şöyle bir yer vardır:
“İki gemi yan yana
Haydayabilir misin?”
Yarim benim sevdama
Dayanabilir misin?”
.
Bu türküyü duyunca benim de bir şikâyetim olduğu aklıma geldi.
“Yeri gelmişken yazayım” dedim.
Siz hemen “Ne alakası var?” diye soracaksınız,
Yazayım efendim:
“Bizim evin orada iki tane market var.
Yanyana…”
İşte bu iki market:
“Bir türlü temizlik konusunu haydayamıyorlar.”
.
İnanın mahalleyi b.k götürüyor.
Sözüm ona pek temiz mahalle.
Ama bir türlü marketleri yanyana haydayamayanlar sayesinde kâğıtlar, naylonlar uçuşuyor.
.
Bir başka meselede var.
Benim kaderim olsa gerek.
.
Dardanos’ta evimin karşısında yine iki market yanyana.
.
Bunların “Yerli” olanı haydayabilirken, diğeri temizliği haydayamıyor.
.
Bu haydayamayanın tüm pisliği poyrazı arkasına alıyor ve bizim sokağa dolduruyor.
.
Düşünün balkonda yemek yerken masanıza bir naylon konabiliyor.
.
Yukarıda dedim ya:
“Vatandaş her şeyi belediyeden biliyor” diye.
Bu konularda nereden bileceğiz peki?
Şahıs olsa ikaz ederiz: “Birader bir daha buraları pisletme” deriz.
Gerekirse “Zor kullanırız.”
.
Ama karşımızda koskocaman bir kurum var.
Ne yapalım siz söyleyin.
..
Konuşuyoruz insanlarla.
Genellikle suratlar düşük.
Mahsunluk var.
(Konuşuyoruz dediğime bakmayın, yüzde doksanı ‘Başıma bir şey gelir korkusuyla konuşmuyor.)
.
Mağdur biriyle konuştum.
Tam da 15 Temmuz’un yıldönümünde.
.
Adamcağızın 3 bankada mevduatı var.
Meşhur cemaatin bankasında da var.
Ama o gün 2000 lira yatırmış.
.
“Vay sen misin bu gün de para yatıran?”
“Neden o gün?”
“Bankayı kurtarın işaretine uyduğundan, görevlerinden azlettirilmesine, maaşının kesilmesine…”
.
Adamın aynı bankada hesabı var zaten.
.
“Olabilir. Ama o gün para yatırmış…”
.
Çocuk mahallede yüzlere bakamıyor.
“FETÖCÜ” yaftası yapışmış üzerine.
.
AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan yaptığı açıklamada:
“Toplumda büyük tahribatlar oluşturan, hain darbe girişiminde büyük bedeller ödememize neden olan FETÖ’yle mücadelede dahi adaletten ayrılmadık.” demiş.
.
Bunu o çocuğa nasıl anlatacaksınız?
 
***