Salı günü pazara gittik.

Salı günü pazara gittik.
Köprübaşı’ndan girdik içeri.
Balık tezgâhları boştu.
2 tane esnaf açmış, onlarda da iki-üç çeşit balık vardı.
.
Biraz “Av yasağı” etkili olmuştur ama müsilaj anamızı ağlattı.
.
Zira dün arkadaşım dedi ki:
“Haydi balığa gidelim…”
.
Teknesi var kendisinin.
“Olur” dedim, saat 18.00 gibi açıldık denize.
Akşam 20.00’ye kadar dolaştık çapara ile bir tane uskumru yavrusu tutabildik.
.
“Denizler bitmiş” dedim içimden.
Hem de etrafımızda yüzen onlarca “Yunuslara” rağmen, balık tutamadan döndük.
.
Yaktığımız benzin, aldığımız temiz havaya değdi o kadar.
.
Pazardan 23 Nisan Köprüsü tarafından çıkarken gözüme takıldı.
“Zabıtalar HES kontrolü yapıyordu…”
.
Düşündüm:
“Diğer tarafta kontrol yoktu…!”
.
Haydaaa…!
.
Hemen boşta duran zabıtaya sordum:
“Neden diğer tarafta kontrol yok… Sadece Barbaros tarafından gelenler mi şüpheli de sadece burada kontrol yapıyorsunuz?”
Zabıta cevapladı:
“Bize verilen emir böyle. Biz burada HES kontrol yapıyoruz, diğer tarafı bilemem” dedi.
.
Siz Nasreddin Hoca’nın mezarını bilir misiniz?
Bilmeyenler için anlatayım.
.
Mezarının etrafı açıktır.
Herhangi bir duvarla çevrili filan değildir.
.
Ancak mezarın ayakucunda kapı vardır ve üzerinde kocaman bir kilit durur.
.
Sağlığında yaşadıkları ile hepimize ders vermiş olan rahmetlinin mezarı bile, bir ince espri dokunuşuyla size çok şey anlatır.
.
Ben bunun aynısını Salı Pazarına girince gördüm.
.
Belediye bize “Espri” yapıyordu…
Ne anlatmak istediklerini anlamadım.
Biri anlatırsa sevinirim.
..
Bir başka konu ise Pazarın çıkışı.
.
23 Nisan Köprüsü tarafından pazara girmek neredeyse ölüm.
.
Köprü çıkışından başlayan daracık ve yaya geçişi işaretlenmiş yola, onca insanı mahkûm etmek beceri istiyor.
.
Tam giriş kapısında ise park etmiş motosikletlerden geçmek, slalom yapmakla eşdeğer.
.
Hele yaşlı insanlara, beraberlerindeki pazar arabalarıyla bu yolu kullanamamaları için şart oluşturmak, özel kabiliyet gerektiriyor.
.
Belki yüz kere “Zabıtaları” ikaz etmişimdir.
“Yahu şuraya motosiklet park ettirmeyin, bakın insanlar geçemiyor” dedimse de, nafile.
Dedikleri şuydu:
“Kaldırıma park eden taşıtlara biz karışamıyoruz, o trafiğin işi…”
.
Olabilir.
Sizin yetkiniz haricindedir.
En azından “İhbar edebilirsiniz…”
Çağırın trafik polisini, yazdırın cezayı…
Olsun, bitsin…
.
Bu giriş tarafında, yağmurda biriken gölden bahsetmeyeceğim artık.
Zira bana gına geldi, ama nedense kimseye gelmedi…
 
***
SİZ DE AŞI YAPTIRMAYANLARDAN MISINIZ?
Aşıya inanıp, aşı olanlardan mısınız?
Yoksa “Aşı da neymiş?” diyerek aşı olmayanlardan mısınız?
Yoksa aşıya karşı gelenlerden misiniz?
Yoksa aşı ile size çip takılacağına inananlardan mısınız?
Yoksa aşı ile beyninize format atılacağına inananlardan mısınız?
Yoksa aşı ile gen haritanızın çalınacağına inananlardan mısınız?
Yoksa aşı ile dünyanın sonunun geleceğine inananlardan mısınız?
Yoksa aşı ile insanların öldürüleceğinize inananlardan mısınız?
.
Sosyal medya başta olmak üzere herkes bir şeyler anlatıyor.
Dünyadaki bilim insanlarının, “Aşının zararlı olmayacağı konusunda” hem fikirleri var.
.
En fazlası: “İşe yaramaz” diyorlar bazıları.
.
Aşı olanların ölüm oranı az.
Genelde aşılı olup virüsü kapanların, “Az ve orta derecede” olmak üzere hastalığı yoğun bakıma girmeden atlattığı görüşü hâkim.
.
Aşının işe yaramadığı konusunu ise Ezgi Altınışık adlı bir bilim insanı Twitter’den şöyle açıklıyor:
“Ama düzgün bir biyoloji eğitimi ile grip virüsü ve Sars-Cov-2 arasındaki farkı çok daha kolay anlatabilirdik. Bununla beraber bilimsel bilgiye ulaşım kolaylaşacağı gibi deli saçması sahte-bilim zırvalarının yayılmasının önüne geçebilirdik. Olmadı.”
.
“Umutsuz olmaya gerek yok. İnsanlık tarih boyunca önüne çıkan engelleri hep aştı. Bunu da aşacağız. Çünkü hep dediğimiz gibi ‘İnsanlık önüne koyduğu her gerçek sorunu aşar’. Salgın yönetimini beceremeyenlerse tarih sahnesinde mahkûm olur. Yine öyle olacak.”

Devlet toplu yaşam alanlarında kontrolü mecbur kılıyor.
Aşı olmayanlara zorluk çıkarıyor ve aşı olmalarını teşvik ediyor.
.
Ancak şu gerçek de var:
“Aşı olmayan kaç tane lokantacı, kahveci, kafeci var?”
“Aşı olmayan kaç tane garson, bulaşıkçı, temizlikçi var?”
“Aşı olmayan kaç tane fırıncı var?”
“Aşı olmayan kaç tane pazarcı var?”
“Aşı olmayan kaç tane gıda satışı yapan tezgahtar var?”
“Toplumda virüs yayılmasında önemli bir mihenk taşı oluşturan bu kişilerden kaç tane var?”
.
Buyurun buradan yakın.
.
Bitmedi:
Yakmaya devam ediyoruz:
Bu ülke insanını aşı olmaya mecbur kılacak önlemleri alıyoruz.
Eyvallah.
.
Peki mülteciler ne olacak?
.
Suriye’den 4 buçuk milyon kişi var,
Afganlı 2 milyona yakın olacağı söyleniyor,
Bunların yanında
Afrikalısı var,
Iraklısı var,
İranlısı var,
Rus’u var…
.
Bunların aşı durumu nedir?
.
Adamlar topluca denize giriyor,
Topluca alışveriş yapıyor.
.
Çanakkale’de Afganlılar, hamallık tabir edilen taşıma işlerini, bahçe işçiliği gibi sektörleri ele geçirmiş durumdalar ve girmedikleri ev, bahçe yok…
Soru şu:
“Peki ya Aşıları?”
Cevap:
“Hak getire…”
.
Sonra da biz bu hastalığı yenmek için “Sürü bağışıklığı sağlayalım” istiyoruz öyle mi?
.
Tüm yükü mültecilere atmak istemem.
Bayramda üst üste tatil beldelerini dolduran ve maske, mesafe önlemini almayanların da suçu yok değil.
.
Kısıtlamaların kalkmasın, “Virüs bitti” şeklinde anlayan insanımızın yarattığı kaos ile yeniden savaş sürecine giriyoruz.
.
Turizm mevsimi dolayısı ile bu sektöre destek vermek isteyen iktidarın da “Bile bile” virüs savaşını gevşetmesi başımıza yeni belalar getirecek.

Tüm bunların yanında “Ben aşı oldum, bana bir şey olmaz” diyenler de mevcut.
.
Okuyup, takip ettiğim kadarıyla “Yok öyle bir dünya” demeden edemeyeceğim.
.
Buna kimse garanti veremiyor.
İşte haber şöyle:
“ABD'li ünlü sunucu ve televizyoncu Catt Sadler, kişisel sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak Korona virüsüne yakalandığını açıkladı. İki doz aşı olmasına rağmen Delta varyantının bulaştığını söyleyen genç sunucu, ‘Hastalığı çok ağır geçiriyorum. Çok şiddetli ağrım var ve ateşim çok yüksek’ dedi.”
.
“Ben aşı oldum, bana bir şey olmaz” diyenlere bir örnek.
Zira yeni varyantlar oldukça bulaşıcı.
Buna bakınca:
“Maskesiz, mesafesiz dünya yok” sakın aklınızdan çıkarmayın.
.
Sadler anlatmaya devam ediyor:
“Hastalığımı bir yakınımdan kaptım. Rahatsızlanan birine bakıyordum ve o zamanlarda onun grip olduğunu düşünmüştüm. Onunla yakın temasta olunca hastalık bulaştı. Aşı olmama rağmen şu an yataktan kalkacak halim yok. Aşı olsanız bile gardınızı indirmeyin. Çok dikkatli olun ve maske takın” dedi.
.
Sonuç bu…
.
Siz siz olun maske ve mesafeyi eksik etmeyin…