Hep yazarım bu hadiseyi.

Hep yazarım bu hadiseyi.
“Müslümanım” diyen anlamayabilir de, insanım diyen anlar kesin.
.
Bazen de anlatacağını aynı dilden anlatırsın ki, anlasın.
Hala anlamıyorsa, koyuver gitsin.
.
Hz. Ömer zamanında bir yaşlı kadın, sabah-akşam “Ömer! Ömer! Allah’ından bul Ömer! Allah seni bildiği gibi yapsın!” diye bağırırmış.
.
Oldukça uzakta olan Ömer’e yetiştirmişler bu kadının söylediklerini:
“Gece-gündüz sana ileniyor” diye, “Ancak sebebini söylemiyor…”
.
Ömer merak etmiş tabi.
Serde,
Adalet var,
Güç var,
Müslümanlık var,
Halifelik var…
.
Sürmüş atını bu uzak diyara yanındakilerle, “Gidelim bakalım, soralım bu kadın ne ister bizden?”
.
2 gün at sürmüşler.
Varmışlar yaşlı kadının yanına.
Kadın hala soluksuz “Bela” okuyup dururmuş:
“Ömer! Ömer!” diye...
.
Atından inip de kadının yanına yaklaşan Ömer sormuş yaşlı kadına:
“Anneciğim, sebep nedir seni böyle sabah akşam Ömer’e lanet okutan?”
“Sana söylemem, kimseye söylemem. Ömer gelsin söylerim” demiş.
.
“Sen Ömer’i tanır mısın?”
“Hayır tanımam…”
“Peki neden tanımadığın birine böylesi kocaman laflar eder de kötü sözler edersin?”
.
“Sen kimsin ki sana söyleyeyim?”
“Ben Ömer’im ve işte karşındayım. Haydi söyle ne diyeceksen de…”
.
Yaşlı kadın susmuş.
Baştan aşağıya süzmüş Ömer’i ve: “Hakikaten sen misin İslam’ın halifesi?”
“Evet benim…”
.
“Sen değil misin bu devletin başı?”
“Evet…”
“Sen değil misin yaşlının, garibanın, yetimin, öksüzün koruyucusu?”
“Evet…”
“O halde benim kuzumu geri ver.”
.
“Ne kuzusu ana? Benim senin kuzundan haberim yok!”
“Benim bir tanecik kuzum vardı. Otlarken kurt kapmış. Onu sorarım senden…”
.
“Ama anneciğim ben nasıl ona sahip çıkarım ki? Ben neredeyim, sen neredesin?”
.
Yaşlı kadın gözlerini kısmış ve hiddetle:
“Sen değil misin bu devletin başı? Benim kuzumun emini sensin. Onun koruyucusu sensin. Korusaydın. Onu satıp ekmek yiyecektim. Bak şimdi öylece kalakaldım. Bunun hesabını kim verecek bana. Elbette Ömer olarak sen vereceksin…”
.
Ömer o an anlamış başına geleni.
Çıkarmış cebinden parasını vermiş kuzunun.
“Yerden göğe kadar haklısın ana, kuzunun canı bana emanetti. Hepsi benim suçum…” demiş.

ŞİMDİ MEMLEKETTEN HABERLER:
Antalya'nın Manavgat ilçesinde devam eden orman yangınında ölü sayısı 3’e yükseldi. Akseki'nin Kepezbeleni köyünde dün akşam 82 yaşındaki Hasan Ali Yüksel'in ölümünün ardından, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2 vatandaşın daha hayatını kaybettiğini açıkladı.

Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Gürün, orman yangınları sırasında bir yetkiliyle görüşmek için Türk Hava Kurumu’nu aradığını, fakat “Yarın sabah görüşebilirsiniz. 15.30’dan sonra burada kimse kalmıyor” yanıtını aldıklarını söyledi.

Türkiye’nin dört bir yanında peş peşe yangın haberleri gelirken, vatandaşlar da duruma tepki gösteriyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yangın bölgesi Antalya’da protesto edildi.
Vatandaşlar Çavuşoğlu’na,
“Türkiye Cumhuriyeti'nin 3 tane uçağı mı var? Bravo! THK'de 10 tane uçak var, hepsi yatıyor!” diyerek tepki gösterdi.
“Bravo, üç tane uçağınız var!” diye bağıran vatandaşlar, “Memleket yandı, samimiyet mi kaldı” dedi.
Çavuşoğlu, bir süre sonra vatandaşlar tarafından yuhalandı.

AK Parti’li eski Bakan Cenap Aşçı başkanlığındaki kayyum heyeti tarafından yönetilen Türk Hava Kurumu tartışılırken, Cenap Aşçı'nın CNN Türk'te katıldığı bir programda sarf ettiği sözler tartışma yarattı.
Cenap Aşçı, “Bu akşam özel bir durumum vardı. Çocukluğumdan beri büyüttüğümüz bir kızımızın düğünü vardı, oraya gitmek zorunda kaldım” ifadelerini kullandı.

Manavgat’ta önceki gün dört noktada birden başlayan yangın ciğerleri dağlarken Marmaris de alevlere boğuldu.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde son üç gün içinde 13 ilde 41 orman yangını, sabotaj kuşkusuna yol açtı.

THK’dan yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında başta Manavgat olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde meydana gelen orman yangınlarında THK’nun hava araçlarının kullanılmadığı iddialarının yer aldığı ifade edilerek şöyle denildi:
.
“Milletimizi derinden üzen orman yangınlarıyla topyekün mücadele edilirken, asılsız iddialarda bulunanlar ağır vebal altındadır. Öte yandan, ciğerlerimiz yanarken daha önceden detaylı açıklama yapılmasına rağmen, (görev yapmayan ve yıllık maliyeti 11 milyonu bulan) pilotların işten çıkarılması hususundaki iddiaların ısrarla tekrarlanması en hafif deyimiyle kötü niyetlerin göstergesidir. Bununla birlikte teknisyenlerimiz de halen görevlerine devam etmektedir. Şu anda Manavgat dahil ülkemizin çeşitli bölgelerinde, 3 adet Beriev BE -200 10 bin litre kapasiteli amfibik yangın söndürme uçağı, 15 adet Mi-8 2 bin 500 litre kapasiteli genel maksat helikopteri, 2 adet genel maksat yangın söndürme CH-47 Chinook 7 bin 500 litre kapasiteli helikopterler, olmak üzere orman yangınlarına müdahale eden tüm araçlar içinde, kiralama yoluyla temin ettiğimiz ve halen kurumumuzca operasyonları yönetilen toplam 20 hava aracımız Manavgat'taki yangın dahil ülkemizin her bölgesinde devam eden yangınlara ara vermeden müdahalede bulunmaktadır.”

Bakan Pakdemirli açıklamasında diyor ki:
“Burada devletin tüm kurumları var. Maalesef bu konuyu istismar etmeye çalışıp uçaklar üzerinden bir şey söyleyebilir miyiz diyorlar. Coğrafyaya göre uçak değil de helikopterin daha iyi olduğu kararı alınmış. Bizim THK ile sorunumuz yok. Bu uçaklarla ilgili problem var. Bu uçak, uçabilecek kapasitede değil. Uçsa bile performans verebilecek kapasitede değil. Hala antikacı dükkânı gibi 1960’lardan kalma uçakları kullanalım tarzı açıklama yapılıyor.”

Kamuoyunda “Cüppeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, son günlerde Türkiye’nin ciğerlerini yakan orman yangınlarının nasıl söndürüleceğine dair “Çözüm” önerisinde bulundu.
Cübbeli Ahmet, yaptığı paylaşımda “Hadîs-i Şerîf'te: ‘Yangın gördüğünüz zaman tekbir getirin, zira tekbir gerçekten onu söndürür’ buyuruluyor. (İbnü's-Sünnî, Amelü'l Yevm, rakam: 289-292)” ifadelerini kullandı.

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış, son beş yılda yangınların arttığına dikkat çekerek,
“Ormanlarımız parçalanıyor tahsislerle. Golf sahası için, otel için, maden sahası için, enerji tesisi için birçok amaç için ormanlar, orman dışı amaçlara tahsis ediliyor. 2020 itibarıyla bu tahsis edilen alanların miktarı 748 bin hektarı buldu. İnsanlar bu kadar içinde yer aldığı zaman da yangınlar çıkar” dedi.
Yetkililere seslenen Atmış, bir an önce ciddi önlemler alınmasını istedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı, yurt genelinde 2 günde meydana gelen 63 yangından 43'ünün kontrol altına alındığını 20'sinin devam ettiğini duyurdu.