...

Son 3 yıldır sebebini pek kestiremediğim ülkemiz aleyhine bir kampanya başlatılmış olduğunu hissetmeye başladım. Pek sık olmasa da halk otobüsüne biniyorum. Hiç tanımadığım 3-4 koltuk öteden sesleniyor ‘Sen et yiyebiliyor musun?’  Daha sonraları ‘Bu hükümet gitmeli’ Sanki her kişinin peşine biri görevlendirilmiş. Oğlum İstanbul Maltepe’de oturuyor, ayarladık dönüşte Kamil Koç otobüsü ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden  geçtiğimi, yük kamyonları, TIR’lar, ağır vasıtaların artık çevre yoluyla bu köprüden geçtiğini, en yakın market çalışanına alışverişte normal bir ortamda memnuniyetimi belirtir bir açıklama yapıyorum. Hiç tanımadığım biri ‘Siz Atatürk düşmanısınız. İşte günde, ayda, yılda şu kadar araç geçmesi, geçmezse devlet ödeyecek, çocuklarımızın istikbali’ diye başladı. Daha sonra toplu taşıt şoförlerinde çok az bir kısmı biz 65 yaşlılara ‘Bedavacılar. Bedavacılara çalışıyoruz. Çanakkale Şehitler Diyarı da Bedavacılar Diyarı olacaktık, coronovirüs yetişti. O şoförleri de ben şimdi göremiyorum. Daha birçok şeyler.’

İşin içinde meğer dost bildiğimiz ABD, Türkiye’nin yükselmesinin önünü kesmek için muhalefete ödenek sağlıyormuş. Bunu da Sayın Mustafa Sarıgül açıklamıştı. Daha 3 haftalık ancak oldu. Cuma pazarı kantar durağında genç bir çocuk poşetime yardım etti getirdi. Hava çok sıcak Esenler’e gideceğim, yer verdiler. Tam oturdum birisi hemen ‘Bu hükümet gitmeli’ demesin mi, benim de şartel attı. Bağıra bağıra ‘Neden gitsin hemen açıkla’ dedim. Adam emekli memurmuş, herkes öyle diyor. Unuttun mu 1992 2 Temmuz Sivas Katliamı. gün sonra Başbağlar 100 kişilik PKK grubu İç Anadolu’da 33 vatandaşı katletti. O zaman uzaylılar bu memleketi idare etmiyordu. Neyse Ç- 3 geldi salimen ikametgahıma geldim. Selam olsun.