Çöp depolama alanlarından organik maddenin ayrışmasına bağlı olarak yüzlerce farklı gazın bir karışımı olan duman çıkar.

Çöp depolama alanlarından organik maddenin ayrışmasına bağlı olarak yüzlerce farklı gazın bir karışımı olan duman çıkar. Çöpe atılan binlerce farklı maddenin ayrışması, çeşitli bileşikler oluşturması sonucu metan, karbondioksit, amonyak başta olmak üzere çok sayıda gaz atmosfere karışır.
Çöp gazının içinde %45-%60 arasında metan, bir o kadar da karbondioksit bulunmaktadır. Yine benzen, toluen, etil benzen gibi gazlar ve bileşikleri de vardır. Çöp gazı küresel ısınmanın ana faktörlerindendir ve toplam metan salınımının %11’ini oluşturur. Metan küresel ısınmada karbondioksitten 30 kat daha güçlüdür. Salınımı karbondioksit kadar olmadığı için ikinci tehlikeli sera gazıdır.
Kanalizasyon gazı veya bataklık gazı olarak da bilinen hidrojen sülfür, düşük konsantrasyonlarda çürük yumurta kokusuyla bilinen renksiz, yanıcı ve potansiyel olarak oldukça zehirli bir gazdır. Fazla solunduğunda insanlarda baş ağrısı veya gözlerde yanmaya, yüksek yoğunluklarda bilinç kaybına, hatta ölüme neden olabilir. Sülfürlü bileşikler çöplüklerde organik atıkları parçalayan bakteriler tarafından üretilir.
Çöplük çevrelerinde yaşayan insanlarda, sürekli çöplük gazı soluyan insanlarda doğum anormallikleri meydana gelebilmektedir. Aynı zamanda sürekli baş ağrıları, yorgunluk, gözlerde kaşıntı ve uykusuzluk sorunları görülebilmektedir.
Bazı çöp gazları, belirli oranlarda ve düşük basınç altında hava ile birleştiğinde zaman zaman patlayıcı bir karışım oluşturabilir. Geçmiş yıllarda İstanbul’da çöp alanlarında patlamalar meydana gelmiş, can kayıplarına neden olmuştur. 28 Nisan 1993 yılında İstanbul-Ümraniye ilçesinin Hekimbaşı çöplüğü patlamış, 39 kişi vefat etmiş, 12 kişi ise kaybolmuştur. Bütün aramalara rağmen 12 kişi bulunamamıştır. Patlama 4.5 yıl boyunca çöplerin kontrolsüz bir şekilde yığılması sonucu meydana gelmiştir.
Çöp depolama alanlarının olumsuz çevresel etkileri bütün yerel yönetimler tarafından bilinmekte ve çevreye en az zararı verecek tedbirler sürekli alınmaktadır. Ağır metal kirliliğinden tutun da plastik kirliliğine kadar çok farklı kirlilikler oluşturabilmektedir. Kâğıt, metal, cam ve polietilen malzemeler geri dönüşümle tekrar kullanıma kazandırılmaktadır.
Çöp depolama alanlarına gelen organik atıklar, kompostlanarak değerlendirilmeye çalışılmaktadır.
Çöp depolama alanlarında, gaz kirliliğinin önüne geçmede, biyogaz sistemlerinin kurulması da etkili görünmektedir. Çöp ayrıldıktan sonra, organik atıkların biyogaz reaktörlerinde havasız şartlarda parçalanması ve metan gazının alınması önemli bir uygulamadır. Biyogaz tesislerinde hem metan yakalanmakta, enerjiye dönüştürülmekte, hem de kaliteli kompost elde edilmektedir. Çöp gazı tutulduğu gibi, sürdürülebilir enerji üretilmektedir. Oldukça verimli bir uygulamadır. Ancak tanklara boşaltılan materyalde organik maddeyi parçalayacak olan bakteri benzeri organizmaları öldüren maddeler olduğundan verim düşmektedir. Bu sorunu gidermek için şehirde yaşayanların çöpleri ayrı biriktirme bilincine sahip olmaları, yemek ve diğer mutfak artıklarını ayrı toplamaları gerekmektedir.