Bir süredir üniversite öğrencileri yurt bulamadıklarını dile getirmek için parkları mesken tuttular.

Bir süredir üniversite öğrencileri yurt bulamadıklarını dile getirmek için parkları mesken tuttular. Barınma üniversite eğitiminde en önemli sorunların başında gelir. Tanımadığın bir şehirde başını sokacak güvenli bir yer bulmak öğrenciler kadar anne ve babalarında en büyük derdidir.
On beş günden bu yana değişik illerde yapılan sesini duyurma çabaları, ne yazık ki iktidar sahipleri tarafından terörize eylem olarak nitelendirildi. Parklarda yatanlar hakkında öğrenci olmadıklarından tutun da terörist olduklarına kadar bir sürü laf söylendi.
Bakalım yurt meselesi nasıl oluşmuş. 2020 yılı baharında üniversiteler iki üç hafta yüz yüze eğitim yaptıktan sonra, korona salgını artışı nedeniyle çevrimiçi eğitime geçti. Son sınıf öğrencileri helalleşerek üniversiteden ayrıldılar. Evlerini, yurtlarını boşattılar.
2020-2021 eğitim-öğretim yılının tamamı çevrimiçi eğitim olarak gerçekleştirildi. Ara sınav ve final sınavları da çevrimiçi yapıldı. Mesleki uygulama, staj ve bitirme ödevi gibi dersler de korona tedbirleri kapsamında yüz yüze yapılmaya çalışıldı.
Türkiye’de üniversite öğrencilerinin barınmalarıyla ilgili olarak Kredi ve Yurtlar Kurumu yeni yurtlar inşa etmeye devam ediyor. Her ile her yıl 500 öğrenci kapasiteli yurt yapsa 40 bin yatak kapasitesine ulaşır. 10 sene bu işi yapsa 400 bine ulaşır. Sadece İstanbul’da altmışa yakın üniversitede 1.8 milyon öğrenci öğrenim görüyor. Neticede başa çıkması zor. Haliyle üniversite öğrencilerinin esas barınma sorununu özel apart otel, yurt ve pansiyonlar ile evler çözüyor.
Peki, özel yurt ve pansiyonlara ne oldu? 2021-2022 öğrenim yılında, üniversitelere yerleşen öğrenci sayısı düştüğü halde niye yatak yok.
Özel yurt ve pansiyon işletmelerinin önemli bir kısmı kapanmaya dayanamadı. Devletten destek alamadılar. On binlerce çalışanı işten çıkarmak zorunda kaldılar. Devletin esnafa verdiği 5 bin lira civarındaki salgın desteğiyle ayakta kalmaları elbette imkânsızdı. Bina kiraları zaten çok yüksekti.
Özel yurt, pansiyon ve apart oteller, devletin yurtlarından kat be kat daha fazla öğrenci ağırlıyorlar. Koca yıl feryatlarına kulak veren pek olmadı.
Peki, evlere ne oldu? Büyükşehirlerde Suriyeliler yerleşmeye devam ediyorlar. Kimini kiralıyor, kimini satın alıyorlar. Zaten iki sene önce inşaat sektörü krize girmişti ve konut kredilerinin faizleri düşmüş, konut satışları patlamıştı. Yerlerine yenileri salgın tedbirleri nedeniyle pek yapılamadı.
Krizi fırsata çevirmek isteyenler olabilir. Salgın döneminde uğranılan zararların acısını çıkartmak isteyenler de olabilir. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki, yatak sayısı bütün illerde azaldı. Kalacak yer sorunları bir şekilde çözülür. Ortamı germenin, öğrencileri suçlamanın gereği yok. Önemli olan fırsattan istifade etmek isteyen vurguncuların önünü tıkamaktır.