Türkiye’de gündemi belirlemek o kadar kolay ki.
Türkiye’de gündemi belirlemek o kadar kolay ki.
Ortaya tamamen saçma bir konu atıyorsun, tüm muhalefet ve medya sabah akşam üşenmeden bunu konuşuyor.
Kimse demiyor ki:
“Yoruma değmez”
.
Siyasetçilerimizin çoğu yetmiş yaşını aştığından, beyine giden kanla ilgili problemi zaman zaman yaşayabilirler.
.
Bazıları bu kan meselesini hafif sendromlarla atlatırken, bazıları yoğun bir şekilde yaşıyor.
.
“Gece gördüğü rüyayı hakiki zannedenlerin” olduğu bu dünyada, siyasilere de hak vermek lazım.
.
Misal:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli:
“Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte payı vardır…” deyiverdi.
.
Elinde ne bir araştırma,
Ne bir veri,
Ne bir istatistiki bilgi var.
.
Artık,
Yediği kebaba oldukça yüklü fatura kesen bir lokantaya mı kızdı?
Yoksa,
Kendisine bir daha oy vermeyeceğini söyleyen bir kebap ustasına mı?
Anlayamadık.
.
Kebapçıların tümüne “Terörist” demek neyin nesi onu hele hiç anlamadık.
.
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın kızdığı herkese “Terörist” deme alışkanlığı olduğunu biliyoruz.
.
Şimdi de Bahçeli’nin bu modaya uymasına bir anlam veremedik.
Haydi modaya uydu diyelim:
İnsan kendi memleketinin marka yiyeceğinden başlar mı?
.
“Adana Kebap” yapanları “Terörist” olarak suçlamasıyla, kendisine ilk seçimde verilecek oylar arasında bir orantı olacaktır muhakkak.
.
Hayır korkumuz şu:
Yakında,
Berbelere,
Kasaplara,
Manavlara,
Otobüs şoförlerine de bu yakıştırmayı yaparsa sakın şaşırmayalım.
Zira Bahçeli gözünü iyice karartmış anlaşılan.
.
Baştan dedim ya:
“Kan meselesi…”
.
Bahçeli ile siyaset yapanların da işi zor.
Her dakika onu savunmak,
Açıklamalarına:
“Öyle demek istemedi” şeklinde açıklama yapmak,
Onu “Savunmak” da kolay değil.
Gerçekten zor…
.
Önerim şu:
Devlet, siyasetçilerin yanına bir yardımcı versin.
Onların konuştukları,
“Mantık süzgecinden” geçirilip,
“Yayınlanabilir” şeklinde rapor verildikten sonra yayınlansın...
.
Hatta “Gündem Belirlenmesini Denetleme” şeklinde bir komisyon kurulsun.
Siyasetçiler söyleyecekleri cümleleri bu heyete göndersin.
Uygun görülürse yayınlansın,
Ama içi “Boş” ise yayınlanması yasaklansın.
.
Böylece her önüne gelen,
“Gündemi oluşturmasın…”
.
Neyse biz dönelim tekrar başa:
“Kebapçılar neden terörist?”
“Neden işsizlikte payları var?”
Şeklindeki soruların cevabını aramaya.
.
Bu ülkede zaten terörist olmayan kalmadı aslında:
ODTÜ’lüler terörist oldu,
Geziciler terörist oldu,
Boğaziçi’liler oldu,
Baro’dakiler oldu,
Tabip Odası’na terörist dendi…
.
CHP Genel Başkanına terörist dendi,
Millet İttifakına “Zillet” denilerek “Teröristlerle ortaklık yapıyorlar” dendi,
CHP İstanbul İl Başkanı’na dendi,
Elinde dolar ve avro olanlara dendi,
Kredi derecelendirme kuruluşlarına dendi,
CHP ve İYİ Partili belediyelere terörist dendi,
Referandumda “Hayır” diyenlere terörist dendi,
Selahattin Demirtaş’a terörist dendi,
Nobel suçlanarak, Türkiye’deki bir teröriste (!) ödül verdikleri söylendi…
.
Şimdi neden “Kebapçılara terörist dendiğini” anladınız mı?
Zira onlardan başka “Terörist” denilecek kimse kalmamış ortada.
Aradan çıkarıvermişler.
.
Hepsini az-çok onların mantığı ile anladım da,
“Kebapçılarla-Terörizm” arasındaki bağdan çıkarılan “İşsizlik” konusunu pek anlayamadım?
.
Haydi diyelim bunlara “Bölücü” dediniz,
Bu yakıştırmayı “Kebabı servis yaparken bıçakla bölmelerinden” çıkardınız…
.
Yahu,
“İşsizliğin sebebini” bu kebapçılara nasıl “Kilitlediniz” onu çözemedim?
.
Acaba,
Küçük ortağı olduğunuz iktidarın yürütemediği ekonomik politikalarından dolayı;
“Zarar edip kapatmak zorunda kaldıkları işyerleri dolayısı ile” mecburen işine son verdikleri çalışanları bu işsizliğe sebep olmasın?
.
Yüzde 44 olan enflasyonu, yüzde 19.53 açıklayarak suni ekonomik tablo yarattığınızdan dolayı, kapanan işyerleri yüzünden işsizlik hortluyor olmasın?
.
Cumhuriyet döneminde kurulan tüm devlet fabrikalarını sattığınızdan, işçilerin işsiz kalmasıyla bu işsizlik oluşmuş olmasın?
.
Beceriksizlikten bir türlü düzeltilemeyen ekonomik gidişin yarattığı krizden dolayı geçinmeleri için vermediğiniz ücret yüzünden etkilenen insanlar yüzünden bu işsizlik olabilir mi acaba?
.
Siyasi tarihimize, “Kebapçılar” da dahil oldu.
Kebapçılar ruhsat alırken verecekleri dilekçenin şöyle olmasına dikkat etmeliler:
“Aşağıda yazılı olan adresimde ‘Kebapçı’ açacağımdan, gerekli işlemin yapılmasını, teröristlikle bir ilgim olup olmadığımın araştırılıp tarafıma bilgi verilmesini, arz ederim.
Not: Ayrıca işsizliğe sebep olmayacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim…”
.
Gelen cevap şöyle olacaktır:
“Tarafımıza yaptığınız başvuru incelenmiş olup, teröristlikle ilgili bir faaliyetinizin olmadığı hakkındaki dosyanız ektedir.
Ancak bundan böyle teröristle suçlanmamanız adına:
‘Kebapçı’ olmasını istediğiniz ismin,
‘Et Dünyası’ olarak değiştirilmesi için tavsiye kararı alınmıştır.
Tavsiyemize uymanız menfaatiniz gereğidir.
Not: İşsizlik konusu daha sonra değerlendirilecektir…”
.
Bundan böyle “Kebapçı” açacak olanlar dikkatli olsunlar.
Teröristlikle suçlanabilirsiniz…
.
Not:
Tam yazımı bitirmiştim MHP’den “Kebapçılarla” ilgili bir açıklama MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter’in twitter hsabından geldi.
Burada HDP Milletvekillerinin ve PKK elebaşı Cemil Bayık’ın kebap yediği anlara ait fotoğrafı paylaşan Yönter, fotoğrafın altına, “Bölücükebapçılar” etiketini düştü.
.
Adı açıklanmayan MHP’li bir yetkili ise:
Bahçeli’nin, “İşi kebap gibi olanlar, işsizlik için elini taşın altına koymayanlardan” bahsettiğini söyledi.
.
Dedim ya,
Savunması zor…
***
KARŞILIKLI ÇIKAR MESELESİ
İki gün önce sosyal medya depremi yaşadı dünya.
Facebook,
WhatsApp ve
Instagram çöktü.
.
Millet bu uygulamaları kullanamayınca korktu “Ne oluyor?” diye.
.
Acaba bir engel mi vardı?
Acaba teknik bir arıza mı vardı?
.
Bu korku sadece bizim değil, bu uygulamaların sahibi “Mark Elliot Zuckerberg” de korktu anlaşılan.
.
Öyle ya,
Sanal dünyanın “En güvenli” denilen sosyal ağları, üç saatliğine pert oldu.
.
“Senin, benim iletişimim koptu” diye değildi korkusu, kaybolan dolarların korkusu yaşandı.
Zira adam o sürede hisseleri yüzde 5 değer kaybedince bunun karşılığı olarak da tam “6.7 milyar dolar” elinden uçuvermiş...
.
Haydi “Kaybetti” diyelim,
Kaybolan “Prestij” de vardı…
.
Habere göre,
Dünyanın en zenginleri sıralamasında bir basamak gerileyerek Bill Gates’in de altına düşmüş...
.
Zenginler sıralamasını merak edip baktım.
Aynen şöyle:
Tesla’nın sahibi Elon Mask birinci sırada.
İkinci sırada Amazon’un sahibi Jeff Bezos var.
Üçüncü sırada ise Dünyanın en büyük lüks eşya şirketi olan LVMH'nin başkanı Fransız Bernard Arnault var.
Sonrasında Bill Gates ve
Mark Zuckerberg var.
.
Sosyal ağdaki bu uygulamalar bize bedava olarak sunuluyor.
Ne güzel hayat,
“Lay lay lom…”
.
Ama işin aslı öylemi.
.
Yabancılar, “Bedava peynir Fare kapanında bulunur” der,
“Emeksiz yemek olmaz” der bizim atalarımız.
.
Biz sosyal medyayı iletişim olarak kullanıyorsak, uygulama sahibi de bizi ürün olarak görüyor.
.
Ne kadar çok pazarlanacak ürün var, o kadar para.
.
Düşünün,
Sosyal ağları o kadar çok kullanıyoruz ki, “Zuckerberg” bizim sayemizde dünyada zenginler sıralamasından 5’inci olmuş.
.
Alışveriş,
Seyahat,
Sanat,
Siyasi görüş ve
Beğeni tercihlerimizin (v.s.) istatistiki veri haline dönüştürüp, ihtiyaç sahibi firmalara satılması karşısında kazanılan para var.
.
Kayıtlı adresimiz ile bölge tercihlerinin ortaya çıkması, pazarlama şirketlerinin reklam kampanyaları belirlenmiyor mu?
.
Kısaca,
Biz onu kullanıyoruz,
O da bizi kullanıyor.
.
Haliyle de kesinti olunca ortalık “Kaos” a dönüşüyor.